13.11.2024-11:46
(Son Güncelleme:13.11.2024-15:33)
>RİMİTİVE ACCUMULATİON
>Başlığımız “ilkel birikim” anlamına geliyor. Kime sorarsanız sorun. İster Marx’a ister Friedman’a. Kapitalizmin başlangıcında, deniz kıyılarında, su yollarının başlarında oluşan sanayiye gerekli işçiler, köylülerin tefeci faiziyle borçlandırılarak toprakları ellerinden alınarak sağlanmıştır.>Yani, kapitalizmin oluşumunda, başlangıcında, mayasında hırsızlık, yolsuzluk, ekonomistlerin deyimiyle servet transferi vardır. Mayası bozuktur. Marx buna primitif akümülasyon der. Yani ilkel birikim.>Biraz daha açarsak, iktisat dışı servet edinme.
>Yine Marx’a göre bu bir defa olmuştur ve bir daha tekarlanmamıştır. İlk ve son günah. Ancak Prof. Yalçın Küçük aynı fikirde değil, diyor ki:“Rosa Luxemburg, “The Accumulation of Capital”, Kapitalizm’de iktisat dışı ve zora dayalı servet edinmenin hep olduğunu yazıyor ki, aynı görüşteyim. Türk zenginleri, iktisat dışı zenginlerdir, hep bunu yazıyorum. İktisat dışında yaşarlar.>İki, Karl Polanyi, kapitalistlerin hep devletin zoruyla büyüdüklerini söylüyor ki, Marx değil, Polanyi ile beraberim.
Ve üç, Rus-Sovyet Preobrajenskiy, ilkel birikim olmadan kalkınmanın olmayacağını savunmuştu.”>Kimi zaman yüksek faizle, kimi zaman belli kesimlere uygulanan servet vergileriyle, bunun karşısında bazı kesimlere verilen düşük faizli kredilerle, büyük teşviklerle halkın bir bölümünün serveti başkalarına aktarılmıştır. Servet transferi budur.>Yüksek Enflasyon da bir servet transferidir. Hükümet, devlet veya başka bir devlet eliyle de olabilir..>Primitif akümülasyon, devlet eli ve kararıyla zenginleşmedir. Osmanlı’nın son döneminde Türk burjuvazisini yaratmak, 50’lerde küçük Amerika olmak, 70’lerde sanayileşmek, 80’lerde çağ atlamak, hep aynı manzarayı ortaya sermiştir. Bunun dışında siyasi iktidarların kendi burjuvalarını yaratmak amacıyla bu yöntemleri kullandığı aşikardır.>Aziz milletimiz her şeyin farkındadır:>“Nesini söyleyim canım efendim/Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim/Arzuhal eylesem deftere sığmaz/Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim.”>Hatırladınız mı? Peki ya “Geldi İsmet kesildi kısmet”, “Geldi Bayar bozuldu ayar” bilgeliğini? Bunlar gibi yüzlercesi var tarihimizde.> >Sana yağı ve benzin kuyruklarının sebebinde de bu vardır, düşük asgari ücrette de, emeklinin sürünmesinde de her yağmurda şehirleri sel götürmesinde de. Marketlerde etiketlerin saatte bir değişmesinde de elektrik, su, doğal gaz faturalarında da.> >Şimdi diyeceksiniz ki “Hayırdır, nereden çıktı bu yazı?”>Hiiç.> >Konser monser konuşuluyordu bol miktarda. Ne alakası varsa?
>Başlığımız “ilkel birikim” anlamına geliyor. Kime sorarsanız sorun. İster Marx’a ister Friedman’a. Kapitalizmin başlangıcında, deniz kıyılarında, su yollarının başlarında oluşan sanayiye gerekli işçiler, köylülerin tefeci faiziyle borçlandırılarak toprakları ellerinden alınarak sağlanmıştır.>Yani, kapitalizmin oluşumunda, başlangıcında, mayasında hırsızlık, yolsuzluk, ekonomistlerin deyimiyle servet transferi vardır. Mayası bozuktur. Marx buna primitif akümülasyon der. Yani ilkel birikim.>Biraz daha açarsak, iktisat dışı servet edinme.
>Yine Marx’a göre bu bir defa olmuştur ve bir daha tekarlanmamıştır. İlk ve son günah. Ancak Prof. Yalçın Küçük aynı fikirde değil, diyor ki:“Rosa Luxemburg, “The Accumulation of Capital”, Kapitalizm’de iktisat dışı ve zora dayalı servet edinmenin hep olduğunu yazıyor ki, aynı görüşteyim. Türk zenginleri, iktisat dışı zenginlerdir, hep bunu yazıyorum. İktisat dışında yaşarlar.>İki, Karl Polanyi, kapitalistlerin hep devletin zoruyla büyüdüklerini söylüyor ki, Marx değil, Polanyi ile beraberim.
Ve üç, Rus-Sovyet Preobrajenskiy, ilkel birikim olmadan kalkınmanın olmayacağını savunmuştu.”>Kimi zaman yüksek faizle, kimi zaman belli kesimlere uygulanan servet vergileriyle, bunun karşısında bazı kesimlere verilen düşük faizli kredilerle, büyük teşviklerle halkın bir bölümünün serveti başkalarına aktarılmıştır. Servet transferi budur.>Yüksek Enflasyon da bir servet transferidir. Hükümet, devlet veya başka bir devlet eliyle de olabilir..>Primitif akümülasyon, devlet eli ve kararıyla zenginleşmedir. Osmanlı’nın son döneminde Türk burjuvazisini yaratmak, 50’lerde küçük Amerika olmak, 70’lerde sanayileşmek, 80’lerde çağ atlamak, hep aynı manzarayı ortaya sermiştir. Bunun dışında siyasi iktidarların kendi burjuvalarını yaratmak amacıyla bu yöntemleri kullandığı aşikardır.>Aziz milletimiz her şeyin farkındadır:>“Nesini söyleyim canım efendim/Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim/Arzuhal eylesem deftere sığmaz/Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim.”>Hatırladınız mı? Peki ya “Geldi İsmet kesildi kısmet”, “Geldi Bayar bozuldu ayar” bilgeliğini? Bunlar gibi yüzlercesi var tarihimizde.> >Sana yağı ve benzin kuyruklarının sebebinde de bu vardır, düşük asgari ücrette de, emeklinin sürünmesinde de her yağmurda şehirleri sel götürmesinde de. Marketlerde etiketlerin saatte bir değişmesinde de elektrik, su, doğal gaz faturalarında da.> >Şimdi diyeceksiniz ki “Hayırdır, nereden çıktı bu yazı?”>Hiiç.> >Konser monser konuşuluyordu bol miktarda. Ne alakası varsa?
DİĞER Gündem HABERLERİ