Kızıldeniz krizi Türkiye’ye yarayabilir: Acil olarak devreye alınmalı
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Şerafettin Aras, Kızıldeniz’de yaşanan gerilimin Türkiye’nin lehine olabilecek bir durum yaratabileceğini söyledi. Aras, Türkiye’nin de içinde olduğu Orta Koridor’un eskisinden çok daha önemli olduğuna vurgu yaptı. İşte detaylar…
Dünyanın üst gündem başlıklarından birisi olan Kızıldeniz gerilimi sebebiyle Asya-Avrupa ticaret trafiği ciddi tehdit altında. Birçok şirket rotalarını Güney Afrika’nın Ümit Burnu tarafına kaydırırken mesafenin Kızıldeniz güzergahından iki kat daha uzun olması maliyetleri de iki kart artırıyor ve bu durum dünya genelinde birçok sektörde fiyat artışlarına sebep olabilir.
Konu hakkında dikkat çeken ifadeler kullanan UND Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aras, Kızıldeniz’deki krizin Türkiye için bir fırsat olabileceğini ifade etti.
Acilen hayata geçirilmeli
Ekonomim’in haberine göre; Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi olağanüstü gelişmelerin lojistik haritasındaki değişim sürecini hızlandırdığını ifade eden Aras, “Kızıldeniz kriziyle birlikte tüm bu gelişmeler, Türkiye olarak içinde bulunduğumuz bölgenin ticaret potansiyelini manipüle etmeyi amaçlayan uluslararası koridor savaşlarını da yeni boyutlara taşıyor” dedi.
Kızıldeniz’deki gelişmelerin Türkiye için fırsat olduğunu söyleyen Aras, “Orta Koridor'un sahip olduğu potansiyeli Avrupa-Asya ticareti başta olmak üzere, dünya ticaretine tamamıyla sunabilmesi için acilen hayata geçirilmesi gereken iyileştirme çalışmaları ve yatırımlarda, Türkiye olarak bölgedeki lojistik gücümüzle lider rol üstlenmeliyiz” sözlerine yer verdi.
Pandemi sonrası dönemde, küresel tedarik zincirlerindeki Çin bağımlılığını azaltma çabaları kapsamında, Aras'ın belirttiği üzere, Çin'in devre dışı bırakılacağı ve daha yakın, 'dost' ülkelerden tedarik stratejilerine odaklanan yeni projelerin devreye alındığını ve bu kapsamda, 'Global Gateway' ve 'Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridor Projesi (IMEC)' gibi tedarik zinciri stratejileri, aynı zamanda yeni ulaşım projelerini de beraberinde getirdiğini dile getiren Aras, “Ancak IMEC şimdiden İsrail- Gazze savaşının gölgesinde ölü doğmuş bir proje olarak nitelendirilmeye başladı. Bölgemizde süregelen koridor savaşlarında Türkiye’den başlayarak Kafkasya’ya, buradan da Hazar Denizi üzerinden Türkmenistan ve Kazakistan’a ve Çin’e ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor (Orta Koridor) projesi, dünya lojistik gündemine 2000’li yılların başlarında girmeye başlayan Modern İpek Yolu kavramının etkin bir güzergahı olarak ciddi bir potansiyel ile öne çıkıyor” sözlerini kullandı.
Batı ekonomileri için cazibe alanı olabilir
Orta Koridor’un ABD başta olmak üzere batı ülkeleri için önemli bir cazibe merkezi olduğunun altını çizen Aras, “Türk Dünyasının “Turan Koridoru” konseptiyle bu koridora verdiği önem birleştiğinde, Orta Koridor’un sunduğu potansiyel fazlasıyla öne çıkıyor” dedi.