11.06.2022-13:53 (Son Güncelleme:11.06.2022-14:15)

Kirlilik sorununa 'Süper solucanlar' çözümü! Plastik yiyen solucanlar geri dönüşümde devrim yaratabilir

Maksimum 5 ila 6 cm arasında bir boyuta ulaşan bu böcek türleri, Orta Amerika'ya ve Güney Amerika'nın kuzey kesimine özgüdür.

Dünyada yıllardır devam eden ve her geçen zamanda daha ciddi bir tehdit olmaya başlayan plastik kirlilik sorununa Avustralyalı bilim insanları devrim niteliğinde bir çözüm bulmuş olabilir. Bilim insanları ‘’Süper solucanlar’’ olarak nitelendirdiği plastik yiyen solucanların geri dönüşüm alanında tarihin en büyük devrimlerinden birisine imza atabileceğini düşünüyor.

Kirlilik sorununa ''Süper solucanlar'' çözümü

Avustralyalı araştırmacılar, Zophobas morio "süper solucanının", plastik geri dönüşümünün anahtarı olabilecek bir keşif olan yaygın bir okyanus kirleticisi olan polistiren ile beslenebileceğini keşfettiler.

Queensland Üniversitesi Cuma günü yaptığı açıklamada, ’’Larvaları evcil hayvanlar için yiyecek olarak satılan bir böcek olan bu tür, bağırsağında bu termoplastiği bozmasına izin veren bakteriyel bir enzime sahiptir.’’ sözlerine yer verdi.

Queensland Üniversitesi'nden Dr. Chris Rinke plastik yiyen solucanlar hakkında, "Süper solucanların sadece polistiren diyetiyle beslendiğini gördük, sadece hayatta kalmakla kalmadık, aynı zamanda marjinal kilo alımları bile vardı. Süper solucanlar, polistireni ağızlarıyla parçalayan ve daha sonra bağırsaklarındaki bakterilere besleyen mini geri dönüşüm tesisleri gibidir" ifadelerine yer verdi. diye ekledi. "Bu reaksiyondan elde edilen parçalanma ürünleri daha sonra biyoplastikler gibi yüksek değerli bileşikler oluşturmak için diğer mikroplar tarafından kullanılabilir." sözleriyle dikkat çekti.


Geri dönüşüm sorununu çözebilir

Avustralyalı bilim insanlarının yaptığı bu keşif, 2018 yılında yaklaşık 360 milyon ton plastik üreten, genellikle okyanuslarda sona eren ve deniz ekosistemlerini tehdit eden küresel ekonominin en ciddi sorunlarından birinin çözülmesine katkıda bulunabilir. Maksimum 5 ila 6 cm arasında bir boyuta ulaşan bu böcek türleri, Orta Amerika'ya ve Güney Amerika'nın kuzey kesimine özgüdür.

Plastik atıkların mekanik parçalama işlemi ve ardından enzimatik biyolojik bozunma yoluyla parçalanmasına yardımcı olan enzimleri mühendislik arayışında, araştırmacılar solucanları üç haftalık bir süre boyunca üç tür diyetle beslediler. İlk solucan grubu kepek, diğer polistiren köpük ve üçüncüsü oruç diyetine tabi tutuldu.

Rinke, araştırmacıların plastik yiyen solucanların pupa ve daha sonra yetişkin böcekler haline gelip gelemeyeceğini görmek istediklerini söyledi.

Dr. Chris Rinke, bu böceklerin plastik yutma kabiliyeti bilim için yeni bir şey olmasa da, bu araştırmanın, bağırsaktaki mikropların tüm DNA'sının, tüm enzim topluluğunun kapsamlı bir analizini elde etmek için tüm kodlanmış enzimleri sıralamak ve kataloglamak için çıkarıldığı metagenomik bir teknik kullandığını açıkladı.

Rinke, bilimsel projenin milyonlarca solucanı büyük ölçekli endüstriyel geri dönüşüm süreçleri için kullanmayı amaçlamadığını, bunun yerine solucanın midesinde olanları çoğaltmanın bir yolunu bulmayı amaçladığını söyledi. Araştırmacılar, beş ila 10 yıl içinde daha verimli kullanım için laboratuvardaki enzimleri büyük ölçekte üretmeyi umduklarını da sözlerine ekledi. 

Seri üretim beklenmiyor

Araştırmanın sonuçlarının aynı zamanda geridönüşüm tesisi olarak faaliyet gösterecek dev solucan tarlalarının oluşturulmasına yol açması şu aşamada beklenmiyor.

Bunun yerine solucanların bağırsağında bulunan enzimin tespit edilmesi ve geridönüşüm amacıyla seri üretimine geçilmesi umuluyor.

Microbial Genomics dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, böylelikle plastik önce mekanik olarak parçalarına ayrıldıktan sonra enzime bulanarak yok edilebilir.

Geçmişte yapılan bazı araştırmalar belli tip solucanların polistiren tüketebildiğini ortaya koymuştu.

Ancak Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden Profesör Colin Jackson'a göre, son çalışma diğerlerinin bir adım ötesine gidiyor. Jackson, "Bu araştırma süper solucanların bağırsaklarında bulunan enzimin moleküler düzeyde nasıl plastiği erittiğini anlamamızı sağlıyor," diyor.

Bakteri ve mantarın da plastiklerin çözülmesinde kullanılabileceği yönünde çalışmalar mevcut.

Ancak çoğu kişi bu tür tekniklerin ticari açıdan verimli olmasına şüpheyle yaklaşıyor.

Profesör Jackson "Bu gibi araştırmaların boyutu ve pratiğe uyarlanması her zaman çetrefilli olur. Çünkü plastik sorunu inanılmaz boyutlarda ve ekonomik açıdan bakıldığında da plastiği üretmek çok ucuz," diyor.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr