Kirli oyunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ifşaladı: Teröristan planını bozduk
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye'nin her belediyesini, büyükşehir, ilçe, belde ayrımı yapmaksızın, eser ve hizmet siyasetiyle Türkiye'nin geleceğine yakışır seviyelere getirmek için çaba gösterdiklerini vurguladı.
7 Ocak'ta İstanbul'da 26 büyükşehir ve il belediye başkan adayını açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, bugün ise 48 büyükşehir ve il belediye başkan adayını daha kamuoyuyla paylaştıklarını ifade etti. Adaylarını tebrik eden Erdoğan, seçim çalışmalarında ve sonrasında şehirlerine verecekleri hizmetlerde başarılar diledi. Erdoğan'ın açıklamaları, AK Parti'nin Türkiye genelindeki büyük vizyonunu ve belediyecilik anlayışını vurgulayan bir çerçevede şekillendi.
İlçe aday tanıtımları başlıyor!
7 ilde Cumhur İttifakı'ndaki ortakları Milliyetçi Hareket Partisi adaylarını destekleyeceklerini duyuran Erdoğan, şu sözleri söyledi:
"Önümüzdeki cumartesi gününden itibaren, İstanbul'dan başlayarak ilçe adaylarımızın tanıtımını da yapacağız. Kimi şehirlere bizzat giderek, kimi şehirlerimizde ise genel başkan yardımcılarımızı göndererek, ilçe adaylarımızın tanıtımını da kısa sürede tamamlayacağız. Hedefimiz, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nda olan belediyeleri tekrar ezici oranlarla kazanma yanında, muhalefetin elindeki şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tanıştırmaktır. Bunun için milletimizin her adımında, her anında, hep yanında olacak, tüm gönlü ve zihniyle kendini şehirlerine adayacak belediye başkanlarıyla seçimlere hazırlanıyoruz."
Seçim beyannamesine son günler
30 Ocak'ta da seçim beyannamesini milletin takdirine sunacaklarını aktaran Erdoğan, 20 Şubat için de şu açıklamayı yaptı:
“Niyetimiz, 20 Şubat'a kalmadan adaylar konusundaki tüm hazırlıkları bitirerek, tüm vaktimizi ve enerjimizi seçim kampanyamıza teksif etmektir. Belediyelerdeki başarılarıyla iktidara yürümüş bir parti olarak, rüştümüzü ilk ispat ettiğimiz yeri güçlü tutmak mecburiyetindeyiz. Büyükşehriyle iliyle ilçesiyle beldesiyle ülkemizin her belediyesini, eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye Yüzyılı'na yakışır seviyelere getirmenin peşindeyiz. Sandıkta bize verilen her oyun vebalini, yaptığımız görevlerin her anında üzerimizde hissederek, aşkla, azimle, kararlılıkla çalışacak, üretecek, farkımızı ortaya koyacağız. Her kim, belediye başkanlığı, milletvekilliği, teşkilat yöneticiliği dahil siyaset yoluyla gelinen makamlara bu gözle bakmıyorsa, AK Parti onun için doğru bir kapı değildir. Şehrinin dertleriyle dertlenmeden, ülkesinin hedefleriyle bütünleşmeden, milletinin değerleriyle donanmadan sandığa gözünü diken varsa, AK Parti onun için isabetli bir mecra hiç değildir. Tapduk Emre'nin kapısından içeri eğri odun dahi sokmayan Yunus Emre misali, milletimize karşı en küçük bir yanlışı, en küçük bir yamuğu olanın yeri AK Parti değildir. Kuruluş aşamasında adını 'Erdemliler Hareketi' olarak belirleyen bir kadro olarak, başka türlü bir siyaset anlayışını asla tasvip edemeyiz, böyle bir yola asla giremeyiz. Hamdolsun bugüne kadar milletimizin karşısına hep bu şekilde çıktık. Belediyelerde 30 yıldır, hükümette 21 yıldır bu şekilde çalıştık. Ülkemizi bugünkü seviyesine bu şekilde getirdik. İnşallah 31 Mart'ta, 'Türkiye Yüzyılı'nın ilk mahalli idareler seçiminde, belediyeleri yönetme sorumluluğunu yine bu şekilde üstleneceğiz. Bu meydan er meydanıdır, özü kavi olan gelsin. Bu bir hizmet kervanıdır, sözü kavi olan gelsin. Sevda olsun esasında, emek koksun libasında, halka hizmet atlasında izi kavi olan gelsin. Eğri yerle yeksan olur, doğru 'yay'a 'ok'san olur. Göz... arpacık... noksan olur, gezi kavi olan gelsin. Biz, er meydanında sözü kavi olan, halka hizmet atlasında izi olan, doğru yaya ok olan bir kadro olarak, 31 Mart’ta bir kez daha şehirlerimize eser vermeye, milletimize hizmet etmeye talibiz."
Erdoğan: Bizi yıldıramayacaklar!
DEAŞ projesinin Türkiye sınırlarında tacize kalkışıldığını ifade eden Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Ülkemizin ikinci büyük partisi hüviyetini taşıyan CHP, mevcut yönetim altında maalesef emperyalistlerin koçbaşlığına soyunmuş durumdadır. Bir yanda, 10 yılı aşkın süredir, kaos çıkartarak, terörü azdırarak, darbe teşebbüsünde bulunarak, ekonomik tuzaklar kurarak ülkemize diz çöktürmek isteyenlerin saldırıları kesintisiz sürüyor. Gezi olaylarıyla sokakları karıştırarak hükümeti devirmek istediler. Kararlı duruşumuz karşısında başaramayınca ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. FETÖ'nün 17/25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkeyi teslim almak istediler. Milletimizin sinesine çarpıp hüsrana uğrayınca ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. PKK'yı kullanarak hendeklerle etrafını kazdıkları mahalleleri işgal etmek istediler. Düzenlediğimiz harekatlarla bu maskeyi düşürünce ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Farklı isimler vererek destekledikleri, mensuplarını eğitip donattıkları bölücü örgüte, sınırlarımız boyunca bir teröristan kurdurmak istediler. Sınır ötesi harekatlarımızla bu projeyi bozduğumuz için ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Geçtiğimiz günlerde sınır ötesindeki birliklerimize yapılan alçak saldırılar dahil, başımıza gelen hiçbir hadise, bu tablodan bağımsız değildir. Böyle yaparak bizi korkutacaklarını, sindireceklerini, yıldıracaklarını, emperyalist emellerine razı edeceklerini sanıyorlar. Tabii bunlar ne Türk milletini ne de onun bir evladı olarak bizi tanıyor. Şunu çok açık ve net ifade etmek isterim. Bize asla geri adım artıramayacaklar. Bizi yolumuzdan kesinlikle döndüremeyecekler. Bizi ve ülkemizi hiçbir şartta teslim alamayacaklar. Türkiye'nin artık tehditlerle ve sinsi oyunlarla hizaya getirilecek bir ülke olmadığını er veya geç onlar da öğrenecek. Bunu, tıpkı bir asır önce olduğu gibi, yine onlara öğreteceğiz. İnşallah bunu da 85 milyon olarak hep beraber başaracağız."
Erdoğan, bir tarafta emperyalistler diğer tarafta siyasi partilerin olduğunu vurgulayarak, "Bu beşinci kol elemanları, kimi zaman gönüllü kimi zaman cehaletlerinden kimi zaman da hasetlerinden dolayı emperyalistlere hizmet veriyor. Esen rüzgara göre yön değiştiren; hiçbir ilkesi, sabitesi, kırmızı çizgisi olmayan bir kifayetsiz muhterislerle karşı karşıyayız. Samimi bir üzüntüyle ifade etmek isterim ki ülkemizin ikinci büyük partisi hüviyetini taşıyan CHP, mevcut yönetim altında maalesef emperyalistlerin koçbaşlığına soyunmuş durumdadır. CHP'nin, bölücü terör örgütünün güdümünden çıkamadığı için meşruiyet krizi yaşayan DEM'lilerle yaptığı işbirliği, bu kirli oyunun en son sahnesidir." dedi.
CHP ve DEM işbirliği
CHP ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin (DEM Parti) seçimlerde Meclis'te ve belediyelerde yaptıkları işbirliğinin uzunca bir süredir gizli saklı devam ettiğini dile getiren Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:
"Sütre gerisinden sürdürdükleri birlikteliklerini artık iyice faş ettiler. Kandil uzantılarının ayakları altına kırmızı halılar sererek, sırf onlar rahatsız olmasın diye Türk bayraklarını ve Atatürk resimlerini ortadan kaldırarak, işbirliklerini aleni hale getirdiler. Birkaç ay öncesine kadar uğruna gözyaşı döktüğü Bay Kemal'e, mayıs seçimlerindeki hezimetin tüm faturasını yükleyen Özgür Efendi, daha 'Bismillah' demeden, iradesini ve ipini terör örgütlerinin temsilcilerine teslim etti. Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partinin tabutuna en son çiviyi, kurultay kürsüsünden bölücülere selam göndererek, bizzat Özgür Efendi çaktı. Dikkat ederseniz bu iki parti, ülkenin ve milletin aleyhine ne varsa birlikte hareket ediyor, lehine ne varsa da birlikte karşı çıkıyor. Daha doğrusu bölücü örgütün muhiplerinden izin ve icazet almadan, CHP yönetimi adım atamıyor, teröre 'terör', teröriste 'terörist' dahi diyemiyor."
CHP ve diğer partilerin meclis içindeki durumunu değerlendirerek şu ifadede bulundu:
"Halbuki istiklalimizi ve istikbalimizi tehdit eden terör örgütlerini nasıl emperyalistler yönlendiriyorsa CHP de artık bölücü örgütün güdümündeki partinin kontrolündedir, DEM tarafından rehin alınmıştır. Son aylarda giderek sıklaşan 28 Şubatvari provokasyonlar da emin olun, aynı oyunun bir parçasıdır. Hırsları boylarını aşanların, ülkenin bekasını, milletin geleceğini hiçe sayarak içinde yer aldıkları bu kirli senaryolar, eski Türkiye'de belki işe yarıyordu. Ama bunlara artık bizim de milletimizin de karnı tok. İşte bunun için diyoruz ki 31 Mart'ta sadece şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmakla kalmayacağız. Aynı zamanda Özgür Efendi'yi de vesayetten kurtarıp özgürleştireceğiz. Terör örgütünün DEM'ini de hak ettiği yalnızlığa iteceğiz."
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Parlamentoda çıkmış birisi, ne idüğü belirsiz, benim Grup Başkanvekilim Leyla Hanım'a bayrağımıza saldırdığına dair edepsizce ifadeler kullanıyor. Şunu bir defa iyi bil, AK Parti'nin hiç bir ferdi bayrağımıza 'kağıt parçası' demez. Hiç bir ferdi bayrağımızla ilgili 'paçavra' demez. O sizin cibiliyetinizde var. Ortağı olduğunuz partinin cibiliyetinde var. AK Parti'de bunları göremezsiniz. AK Parti, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyerek yola giren bir partidir. Onun için kime ne söylediğinizi iyi bileceksiniz. Meclis'in kürsüsündeki o dokunulmazlığa sığınarak bu tür cibiliyet noktasındaki eksiklerle AK Parti'ye saldıramazsınız. Önümüzdeki 31 Mart seçimlerine, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yine bu hassasiyetle hazırlanıyoruz. Adaylarımızdan seçim beyannamemize kadar her işimizi milletimizle istişare içinde, milletimizin görüşlerini alarak yürütüyoruz. Milletimiz neyi uygun gördüyse, bizden beklentileri neyse onu yapmanın, onu hayata geçirmenin derdindeyiz."
“Seçim sahada kazanılır!”
Seçimin sandıkta değil sahada kazanılacağını savunan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hep en çok biz çalıştık. En fazla biz emek verdik. Sahayı her zaman biz domine ettik. Milletimizle en yakın ve samimi ilişkiyi biz kurduk. Vatandaşa 'oy yoksa hizmet de yok' diyen edepsizlerden asla olmadık. Kibri, tekebbürü, böbürlenmeyi yanımıza hiçbir zaman yaklaştırmadık. Bize kibir yakışmaz. Bize gururlanmak yakışmaz. Biz, unutmayın tevazu ehliyiz. Mevlana'nın ifadesiyle 'Toprak gibi olacağız tevazuda' Sadece çalışkanlığımızla değil, vizyonumuzla da rakiplerimize fark attık. Mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev dolaşarak ulaşılmadık, kapısı çalınmadık, gönlüne dokunulmadık hiç kimse bırakmadık. Ardından da görevini en güzel şekilde yerine getirmiş olmanın huzuruyla sandıktan çıkacak sonucu bekledik."
Bu seçimlerde de yine eski usulle çalışacaklarını bildiren Erdoğan, adaylara şu sözleri söyledi:
"Şehirlerinize döndüğünüz andan itibaren önümüzdeki 73 gün boyunca durmadan, dinlenmeden koşturacaksınız. Kimseyi ayırmayacak, kimseyi dışlamayacaksınız. CHP zihniyetinin yaptığı gibi vatandaşın oyunu 'çantada keklik' asla görmeyeceksiniz. Açık söylüyorum, hiç kimse, şahsımız dahil hiç kimseye, 'tıpış tıpış oy vermek' zorunda değildir. Bilakis biz, hiçbir ayrım yapmadan her bir insanımızı 'velinimet görerek' kapısını çalmak zorundayız. Daha önce bize oy versin veya vermesin, her vatandaşımıza ulaşmak, zihnini ve kalbini yeniden kazanmak mecburiyetindeyiz. Hemşerilerimizi, şehirlerini en başarılı şekilde bizim yöneteceğimize tek tek ikna edeceğiz. Partimizin adayları için nasıl gayret gösteriyorsak MHP adaylarını destekleyeceğimiz Manisa, Mersin, Bartın, Erzincan, Kars, Kırklareli, Osmaniye'de de aynı azim, şevk ve samimiyetle çalışacağız. Cumhur İttifakı'nda ayrım ayrı asla olmayacak. Sokakta, çarşıda, pazarda varlık göstermeden, siyaset yapılmaz. Mahalli idarelerde asıl yük, belediye başkan adayımızın omuzundadır. Adaylarımız herkesten daha fazla çalışmak, daha fazla koşturmak, daha fazla yorulmak, ter dökmek, emek vermekle mesul ve mükelleftir. Hep beraber bunu başardığımızda, Allah'ın izniyle, muhalefetin kale olarak gördüğü yerler dahil tüm belediyelerde zafer bizim olacaktır. Yeter ki biz işimizi hakkıyla yapalım, mesuliyetimizin hakkını verelim. Gerisi, Rabb'imizin yardımıyla, inşallah gelecektir. Mevla yar ve yardımcımız olsun diyorum. Buradaki her bir arkadaşıma sonuna kadar güveniyorum. Partimizi ve ittifakımızı milletimize karşı mahcup etmeyeceğinize yürekten inanıyorum. Bugüne kadar AK Parti'nin hizmet sancağını şehirlerinde gururla dalgalandırmış olan tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu bayrak yarışında yerini yeni arkadaşlarımıza bırakan belediye başkanlarımıza emekleri ve gayretleri için şükranlarımı sunuyorum."