Katliam Yapmıştı! İçime Cin Kaçmış Gibi Oluyorum
Aydın'ın Nazilli ilçesinde, evi terk eden eşi Tülin Duran'ın (47), ağabeyleriyle yaşadığı evi basıp, 2 pompalı tüfek ile ateş açarak, 5 kişiyi öldüren, 4 kişiyi de yaralayan tutuklu sanık Mustafa Duran'ın (50) yargılanmasına Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Nazilli'de, Tülin Duran iddiaya göre, 1,5 yıl önce annesinden miras kalan evin tapusunu, ağabeyi Birol Karakılıç'a (49) devredip, bankadan 62 bin TL kredi çektirdi.
Krediyle de Hürriyet Caddesi'nde depo kiralayıp, dayanıklı plastik mutfak eşyaları satışı işine başladı. Galericilik yaparken iflas eden ardından da bir firmada pazarlamacı olarak işe giren Tülin Duran'ın eşi Mustafa Duran da para verip, mutfak eşyaları işine ortak oldu.
Birlikte çalışan çift arasında bir süre sonra anlaşmazlık çıktı. Tülin Duran, daha sonradan Duran olan soyadını değiştiren kızı Tuğçe Karakılıç'ı (25) da alıp ağabeylerinin yaşadığı, ölen annesine ait İstiklal Mahallesi'ndeki müstakil eve yerleşti ve Mustafa Duran'a boşanma davası açtı.
İKİ POMPALI TÜFEKLE KATLİAM
Eşinin boşanma davası açtığını öğrenen Mustafa Duran, 20 Temmuz 2018'de saat 20.30 sıralarında, 09 RG 745 plakalı hafif ticari aracıyla, eşi ve kayınbiraderlerinin yaşadığı eve geldi. Aracını evin yakınına park eden Duran, arka koltuktaki 2 pompalı tüfeği alıp, evi bastı. Bahçede yemek yiyen eşi Tülin Duran, kızı Tuğçe Karakılıç, kayınbiraderleri Birol Karakılıç (50) ve Bekir Cihan Karakılıç (45), eşleri Serpil Karakılıç (43) ve Emine Özlem Karakılıç (45) ile yeğen Şükran Karakılıç (25) ve komşular Filiz Kahya (38) ile Mehmet Kahya'ya (41) rastgele ateş açıp, kaçtı. Birol Karakılıç, Bekir Cihan Karakılıç, Emine Özlem Karakılıç ile Filiz Kahya ve Mehmet Kahya yaşamını yitirdi. Tülin Duran ve kızının aralarında bulunduğu 4 kişi ise yaralandı. Mustafa Duran ertesi sabah, Nazilli Emniyet Müdürlüğü'ne gidip, teslim oldu. Sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Duran hakkında, 'tasarlayarak öldürme' ve 'akrabayı kasten öldürme suçlarından' 5 kez ağırlaştırımış müebbet hapis, 'eşini öldürmeye teşebbüs' ve 'silahla yaralama' suçlarından 4 kez 13 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 11 Ekim 2019'da görülmeye başlanan davanın ilk duruşmasında Duran, susma hakkını kullandı. Davanın 2'nci duruşması ise 20 Aralık Cuma günü görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Duran, müştekiler Ayşe Avdan, Güner Kahya, Serpil Karakılıç, Şükran Karakılıç ve Yusuf Karakılıç ile tanıklar Kadriye Ertürk, Tuğçe Ertürk ve Emine Ertürk ile tarafların avukatları katıldı.
YAZIN AYRI, KIŞIN AYRIYIM, İÇİME CİN KAÇMIŞ GİBİ OLUYORUM
Sanık Mustafa Duran, bu defa ifadesini verdi. Duran, ifadesinde babasını kastederek, "Ben de onun gibi asabiyim. Yazın ayrı, kışın ayrı bir kişiliğim var. Özellikle sıcak aylarda, hani filmlerde derler ya 'İçine şeytan kaçmış'. İşte, ben de yaz aylarında içine cin kaçmış gibi oluyorum. Tabii kendim de yaptıklarımdan mutsuz oluyor, kısa süre sonra pişman olup, özür diliyorum. Olay günü deponun önüne geldiğimde kapıyı açamadım ve kepengin kırılmış olduğunu fark ettim. Aralıktan kız kardeşim içeri girdi ve sert plastik mutfak eşyalarının olmadığını söyledi. Kız kardeşimle kaynım Birol'un evine gittik. Zile bastım aşağıya inmesini söyledim. Ancak, inmedi. Daha sonra bahçe tarafına geçtik. Kamyonda sert plastik mutfak malzemeleri olduğunu gördük. bahçede 2 kamyon dolusu kadar bu malzemelerden vardı. Polise gidip, şikayetçi olduk. O benden şikayetçi oldu. Ben de kendimden" dedi.
EVE GİREMEYİNCE ÇOK SİNİRLENDİM, EV BENİM KIRMIZI ÇİZGİM
Duran, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Depoda zeytinyağlarım vardı. Onlar da çalınmasın diye Direcik'teki annemin evine götürdüm. Tek başıma yüklediğim için üstüm başım yağ içindeydi. Üzerimi değiştirmek ve banyo etmek için eve gittim ancak kapıyı açamadım. Evin kilidinin değiştirildiğini fark ettim. Kendim çok zor şartlar altında kazanarak aldığım eve giremeyince çok sinirlendim. O ev, benim kırmızı çizgim gibiydi. Otomobilime binip, yola çıktım. Yolda, doktorun verdiği ilaçlardan 4-5 tane kalmıştı hepsini içtim. Yola çıktım ama nereye gittiğimi bilmiyordum. Atça'ya geldiğimi fark ettim. Mehmet Kızılaslan, Atça'da oturuyordu onun yanına geçtim. Kendisi yoktu. Aradım, eve doğru geldiğini belirtti. 'Anahtarın yerini biliyorsun, al, gir içeri' dedi. Ancak, girmeyip, kapının önünde kendisini beklerken Filiz Kahya'nın Facebook sayfasına baktım. Orada paylaştıkları fotoğrafta, coşkularını gördüm. Bir hareket yapmışlar ve bu hareketi üstüme alındım. Bu sırada Mehmet geldi. Eve girdim ve hemen yüzümü yıkadım. Kendisi ile karpuz yedik, daha sonra ve gideceğimi söyleyip, oradan ayrıldım. Kayınvalidemin evinin oradan geçerken yavaşladım ve oradaki curcunayı gördüm. Herkes oradaydı. İsabeyli'deki kahvehanenin olduğu yerden geri dönüş yaptım. Olay yerinin dibindeki balıkçı lokantasının bulunduğu yere gelince otomobili durdurdum. Otomobilin içinde Direcik'te bir çobandan aldığım iki otomatik tüfek vardı, onları doldurdum."
HEDEFİMDE BEKİR'İ ÖLDÜRMEK VARDI
"Gayem evliliğimi sıkıntıya sokan ve bu duruma gelmemize neden olan Bekir'i öldürmekti" diyen Duran ifadesine şöyle devam etti:
"Bunu zaten herkese söylemiştim. Kapının önünde eğer Bekir olsaydı 2 el ateş edip gidecektim. Evin girişini komple kapatmışlardı. Geçecek bir yer yoktu. İçeri girince kimsenin suratını görmedim. Mehmet Kahya'yı tişörtünden tanıtım. Hiç aklımda yokken Mehmet Kahya'ya orada ateş ettim. Eşi olan Filiz Kınık Kahya ayakta dolaşıyordu, en uzakta o vardı. Ona da ateş ettim. İlk kez onun yüzünü gördüm. Bu arada bulunduğum yerden hiç kimsenin yüzü görünmüyordu. Yanıma bir anda küçük kaynım Birol geldi ve tüfeğin namlusundan tuttu. Birol, 'Ağabey yapma' diye bağırıyordu, iki üç kez tüfeği çekmeye çalıştım. Ancak, başaramayınca, iki elimle birden çektim. Bu sırada tüfek bir anda ateş aldı ve Birol bir karış mesafeden vuruldu. Birol yere yatıp kaldı. Bekir'i aradım ancak yoktu. Sesi geliyordu ve sesin olduğu yöne doğru birkaç el ateş ettim. Sonra baktığımda, Bekir başının üzerinde bir sandalye ile üzerime doğru bana vurmak için geliyordu. O anda onun da yüzünü gördüm ve ona kızgınlığımdan dolayı 3 el ateş ettim. Bekir'in düştüğünü görünce döndüm gittim. Kızım, eşim ve diğerlerinin yaralandığını görmedim. Oradan hızlı bir şekilde ayrıldım. Olay yerinde ateş ederken 1-2 kişi hariç kimseyi görmedim. Halil Utku Kahya'yı da görmedim. Halil Utku Kahya, karşıma çıkıp, 'Beni neden annesiz, babasız bıraktın?' dese, cevap verebilirim ama Özlem'in çocukları bana sorsa hiçbir cevap veremem. İçeride 1 yıldır bunun cevabını ben de bulamadım. Olayda kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum."
Son Dakika Gündem Haberleri için aşağı kaydırın.