Giderek artan karaciğer yağlanması hakkında en çok merak edilen, ‘karaciğer yağlanması nasıl önlenir?’ sorusunu sizler için araştırdık. İşte karaciğer yağlanmasını önleyen yöntem..
Karaciğer sağlığını korumanın püf noktası; karaciğere dost olan besinleri tüketmek kadar zarar veren besinlerden uzak durmakla mümkün. Bu nedenle karbonhidrattan zengin olan besinleri, fastfood ürünlerini ve doymuş yağ içeriği yüksek olan gıdaları azaltın.
SİROZ GELİŞME RİSKİ ARTAR
Önlem alınmadığı taktirde karaciğerde siroz veya kansere yol açan karaciğer yağlanması, basit yağlanma şeklinde kalabileceği gibi daha ileri evrelerde iltihap eklenerek karaciğer sirozu gelişme riskini de artırır. Karaciğerinde yağlanmaya ek olarak yoğun şekilde iltihapta görülen kişilerde 10 yıl içerisinde siroz veya kanser gelişme riski yüzde 5 ila 10 arasındadır. Basit yağlanmada 10 yılda siroz gelişim riski yüzde 3 iken, iltihaba karaciğerde fibrozis dediğimiz sertleşme de eklenirse siroz riski yüzde 30'a yükselir.
FAST FOOD YERİNE BALIK TÜKETİN
Kronik alkol kullanımının yanı sıra karaciğerde yağlanmaya neden olan en önemli faktörler; sağlıksız beslenme, obezite, diyabet, egzersiz yapmamak ve yüksek kolesterol düzeyidir. Sağlıklı bir karaciğer için karaciğere dost besinleri tüketmek; karaciğere zarar veren besinlerden ise uzak durmak gerekir. Karbonhidrattan zengin gıdaları, fastfood ürünlerini, doymuş yağ içeren gıdaları azaltarak Akdeniz tipi beslenmeye ağırlık verin. Omega-3, Selenyum, Glutation, C vitamini, E vitamini içeren antioksidan içerikli besinler karaciğere faydalıdır ve bunlardan tüketmeye özen gösterin. Zeytinyağı ile yapılmış sebze yemekleri, balık, salata, kuru baklagiller, turp, lahana, karalahana, Brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, roka, tere, kırmızı pancar, havuç, sarımsak, limon, greyfurt, yeşil çay, zerdeçal, siyah üzüm, günde 1 avuca kadar ceviz, çiğ badem gibi çerezler örnek olarak sayılabilir.
GÜNDE 3 FİNCAN TÜRK KAHVESİ ÖNERİSİ
Her gün düzenli olarak 2-3 fincan Türk kahvesi içen kişilerin karaciğer enzimleri olan AST, ALT, GGT düzeylerinin gerilediği, karaciğerdeki sertleşmenin düzeldiği, karaciğerde siroz ve kanser gelişim riskinin azaldığı görülmüştür. Hatta öyle ki kahvenin metabolik sendrom ve diyabet üzerine de olumlu etkilerinin olduğu birçok çalışmada kanıtlandı. Kahvenin içeriğinde bulunan klorojenik asit antioksidan etki yaratmaktadır. Antioksidan etkinin altında karaciğerde glutation düzeylerinin artışı önemli bir rol oynar. Ayrıca glukoz intoleransını da düzeltmeye yardımcı olurlar. Klorojenik asidin iltihap azaltıcı özellik taşıması da avantajları arasında yer alır. Fakat günde 3 fincandan fazla Türk kahvesi içilmesinin de çeşitli zararları olabileceği için önerilmemektedir.