Kanadalı deprem uzmanından çarpıcı açıklama: Türkiye’nin en ölümcül depremi
Kanada da yer alan Victoria Üniversitesi Yeryüzü ve Okyanus Bilimleri Fakültesinden Prof. Dr. Edwin Nissen, Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremin karada meydana geldiğini ifade ederek “Bu şimdiye kadar kaydedilen en büyük depremlerden biriydi." dedi.
Prof. Dr. Edwin Nissen, Türkiye’de yaşanan ve yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depreme ve etkilerine dair AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Nissen, büyük depremlerin genelde denizlerde meydana geldiğini ifade ederek "Bu depremleri kıyı kesiminde yaşayanlar hisseder ve karadaki depremlere göre daha az sallantı oluşur." dedi.
Kahramanmaraş’taki depremin karada meydana geldiğinin altını çizen Nissen, "Bu, (7,7 büyüklüğündeki deprem) şimdiye kadar kaydedilen en büyük depremlerden biriydi. Belki dünyada karada meydana gelen depremlerde ilk 5'e ya da 10'a girebilir. Bu (karada meydana gelmesi) da depremin büyüklüğüyle en çok zarara sebep olan unsurlardan biriydi." İfadelerini kullandı.
Türkiye'nin en ölümcül depremi
Nissen, Kuzey Anadolu Fayı'nda 1939'da meydana gelen ve 30 binden fazla kişinin ölümüne sebep olan depremin ardından bu büyük depremin, Türkiye'nin en ölümcül depremi olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Edwin Nissen, Doğu Anadolu Fayı'nda geçmişte gerçekleşen depremlerin 6,8-7 civarında olduğunu hatırlatarak, "Aslında 6,8 büyüklüğü, ortaya çıkan enerji bakımından 7,8'lik depremden 30 kat daha küçük. 7,8 veya 6,8 büyüklüğündeki depremler arasında çok büyük bir fark var. Bu pek çok sismoloğun beklemediği büyük bir depremdi." dedi.
Bu toprakların 1000 yıllık bir tarihi olduğunu ve 100 yıl öncesine giden büyük deprem kayıtlarının olduğunu belirten Nissen, “Geçmişe gittikçe kayıtların güvenilirliğinin azaldığını ancak kimsenin de bu fay hattında 7,8'lik bir deprem beklemediğini.” söyledi.
Nissen, Doğu Anadolu Fayı'nda 7'den büyük depremlerin 20. yüzyıl ve öncesinde meydana gelmiş olabileceğini, bu depremin tamamen beklenmedik olmasa da şaşırtıcı olduğunu belirtti.
Depremin gece ve kışın ortasında yaşanması yıkıcılığı artırdı
Bilim insanları arasında “depremler değil, binalar insanları öldürüyor” diye bir tabirin olduğuna değinen Nissen, "Binaların yapısı, depremin gece yaşanması ve kışın ortasında meydana gelmesi bu depremi yıkıcı hale getirdi. Bunlar nedeniyle hayatını kaybedenlerin ve yaralıların sayısı yüksek." dedi.
Deprem ve fayın ne kadar büyük olursa kırılmasının ve hareketin de uzun olduğunu vurgulayan Nissen, "Sarsıntının da uzun sürmesi etkiliydi. Neredeyse 1 dakika boyunca süren (ABD'deki ölçümlere göre) 7,8 büyüklüğündeki depremde insanlar çok güçlü sarsıntılar hissetti. Bir binanın şiddetli bir şekilde sallandığını hayal edin. Bu 10 saniye sürerse, (bina) ayakta kalabilir ancak bir dakika sürerse buna dayanabilecek güçte olmayan bir bina ayakta kalamaz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de büyük ve aktif fayların bulunduğunu belirten Nissen, ülkede sadece birkaç yerin büyük deprem riski taşımadığına dikkati çekti. Binaların istisnai büyüklükteki bu depremin sarsıntısına dayanacak yüksek kalitede olmadığını vurguladı.
Anadolu levhası, Arap ve Avrasya levhası arasında kaldı
Nissen, Türkiye'nin büyük çoğunun Anadolu levhası üzerinde olduğunu, levhanın kuzey ve güneyinde olanlar nedeniyle batıya doğru ilerlediğini ifade etti.
Bu ilerleyişin de depremlere, "Büyük bir deprem olduğunda kırılan fay hattının birkaç metre hareket etmesi beklenir. Hareket de depremin büyüklüğüne bağlı. 7,8 büyüklüğündeki bir depremde birkaç metre hareket beklenebilir. 6 büyüklüğündeki bir depremde bu yarım metre olabilir. Bu tamamen depremin büyüklüğüne göre değişir." dedi.
Ortalama hareketin de 3 metre civarında olabileceğine ve fay boyunca değişkenlik gösterebileceğine işaret eden Nissen, net sonuçların jeolog ve jeofizikçilerin uydu görüntüleriyle fay haritalarını hazırlamalarının ardından alınabileceğini ifade etti.
Depremin etkisiyle kara ve demiryollarında oluşan hasarları gördüğünü belirten Nissen, "Bu bölgelerde hareket 3 metre olabilir. Bu konumlara göre farklılıklar gösterebilir. Ancak bu beklenen bir durum." şeklinde konuştu
Irak, Suudi Arabistan, Ürdün, Umman, Basra Körfezi ve İran'ın güney kısımlarını kapsayan Arap levhasının tektonik açıdan Anadolu levhasını sıkıştırdığına işaret eden Nissen, bu levhanın kuzeye hareket etmesiyle Rusya, Avrupa ve Çin'i de kapsayan Avrasya levhasına doğru yaklaştığını söyledi.
Nissen, Arap ve Avrasya levhaları arasında ise Türkiye'nin yani Anadolu levhasının sıkıştığını belirterek "Bir bakıma (Anadolu levhası) batıya doğru sıkıştırıldı. Yani, Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı arasındaki her şey batıya doğru itildi. Bu hareket, her 100 yılda bir ya da 100 yıldan daha kısa sürede bunun gibi büyük depremlere sebep olabilir." İfadelerini kullandı.