İstanbul Beylikdüzü ilçesinin Gürpınar Mahallesi'nde bulunan Mor Menekşe Otizm Akademisi'nde iki gün önce meydana gelen olayda, çocuklarını ziyaret etmek üzere kuruma gelen aile, hemşireler tarafından çeşitli bahanelerle oyalandı ve çocukları gösterilmedi.
Ailenin, çocuklarını görme talebi üzerine getirilen çocuğun vücudunda darp, ısırma ve yanık izleri olduğunu fark ettiğini belirttiği olayda, kurumun müdürü Aybüke L., aileye "Ben buraya yeni geldim. Benimle bir alakası yok. Bu durumu kendi aramızda halledebiliriz" şeklinde açıklama yaptı. Ayrıca, kurumda çalışan hemşire İlayda T.'nin aileye "Beğenmiyorsanız kendiniz baksaydınız" şeklinde bir tepki gösterdiği iddia edildi. Aile, yaşanan olaya ilişkin kurumu şikayet etti.
GÖRMEK İSTEDİM MÜSAADE ETMEDİLER
Olayı anlatan Baba Recep Kaymak, “Bu merkezi sosyal medyada olsun birçok mecrada araştırdık ve iyi olduğuna dair kanıya vardık kendimizce. Biz çocuğumuzu oraya götürdüğümüzde bize söylenen, ‘çocuğumuzun tuvalet eğitimi, konuşma eğitimi alacağı ve çocuğumuzun daha iyi bir duruma geleceği’ idi. Yeter ki çocuğumuz kendini ifade edebilsin, tuvalet eğitimini alabilsin diye bıraktık. Çocukla her Cuma günü annem ve ben görüntülü görüşme şeklinde görüşüyorduk. Ben görüşmelerde çocuğun zayıfladığını gördüm. Neden diye sorduğum da bana 'çocuğunuz yemiyor' şeklinde şeyler söylediler. Birkaç defa da çocuğu fiziksel olarak görmek istediğimde de bunun uygun olmadığını söylediler. Kurallara uygun değilmiş" sözlerini kullandı.
'8 KIZ ÇOCUĞU PERİŞAN HALDEYDİ'
Çocuğunu ziyaret etmek için İstanbul'a geldiğini anlatan Kaymak, sözlerine şöyle devam etti:
"Mor Menekşe Otizm Merkezi’nin girişinde gördüğüm şey benim için hayatımda görebileceğim en kötü şey olabilirdi. Oraya gittiğimde 8 tane otizmli kız çocuğunun ayaklarında terlik, çorap hiçbir şey yok o şekilde dışarıda birisi yere düşmüş ağzı kanıyor. Çok kötü bir durumdalardı. Oradaki bulunan bir hemşireye kapıyı açın çocuğumuz var içeride göreceğiz dedi. Giremezsiniz dediler. Biz de ısrarcı olduk. İçeri girdik. İçeri girdiğimizde bizi ana binaya almadılar. Ama ben dedim ki ana binayı görmek istiyorum dedim. Bunu kabul etmediler. Bizi bekleme salonuna aldılar. Bekleme salonu da pislik içindeydi. Bekleme salonundayken çocuğumun uyuduğunu söylediler. Ben de çocuğumun getirilmesi için ısrarcı oldum. Çocuğum geldi. Çocuğumun üzerindeki hiçbir kıyafet bize ait değildi. Çocuğuma o an buldukları bir kıyafet ve ayakkabı giydirmişlerdi. Giydirdikleri ayakkabı da ayağına 5 numara büyüktü.
'ÇOCUĞUM İYİLEŞEEK AMA ORADAKİ 70 ÇOCUK İYİ DURUMDA DEĞİL'
Çocuğun sol boyun kısmında gördüğüm morluktan dolayı üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladığımda çocuğun kolunda, omzunda, sırt bölgesinde ve ayak bileğinde morluklar olduğunu gördüm. Bu morlukların sopayla vurularak olduğunu anlayabiliyorsunuz. Olay yerine polis çağırdım. Oradaki hemşireler 'biz göreve yeni geldik biz yapmadık' dediler. Bana müdürü diyor ki 'ben 24 Temmuz’da işe başladım'. Bu çocuğun hiçbir raporu yok muydu? Bu çocuk bu hale nasıl geldi. Karakola gittik ve şikayette bulunduk. Her yere yazdık. Ben şu an çocuğumu aldık. Benim çocuğum bir şekilde tedavisini görüp iyileşecek. Ama orada bulunan 70 çocuk hiç iyi durumda değil” dedi.