İsrail Gazze’den sonra Kıbrıs için harekete geçti: İşgal planları yavaş yavaş devreye giriyor
Kıbrıs Rum Kesimi’nden vatandaşlık almaya başlayan İsrailli sayısının nüfusun yüzde 35 civarını oluşturmasıyla beraber İsrail’in Gazze’deki yıkımının ardından gözünü Kıbrıs’a çevirdiği iddiaları ortaya çıkmaya başladı.
Kıbrıs Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hassan Küçük, İsrail’in gözünü Kıbrıs’a diktiği belirterek, “Gazze’yi harabeye çeviren İsrail artık Kıbrıs’ı işgal etmenin hesaplarını yapıyor. Rumlarla yıllardır gizli yürütülen faaliyetler artık aleniyet kazandı. Güney Kıbrıs’ı zaten eyaletleri gibi görüyorlar. Güney’de bazı limanları doğrudan kontrol eden MOSSAD ve İsrail ordusu, Ada’da askerî üsler inşa etmek için harekete geçti” dedi. KKTC yönetiminin Türkiye’den başka hamisi olmadığını vurgulayan Küçük “TSK’ya Dipkarpaz’da deniz üssü ve Geçitkale Havalimanı’nın tahsis edilmesi muhtemel bir İsrail işgal girişimine karşı Kıbrıs Türkünün sigortası oldu. İsrail’de tüm stratejisini Kuzey’deki Türk üslerini kuşatma üzerine kurdu” sözlerine yer verdi.
Yüzde 35’lere ulaştılar
Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre; Rum bölgesindeki 1,4 milyonluk nüfusun yüzde 35 civarını İsraillilerin oluşturduğunu söyleyen Küçük, tehdidin her geçen gün büyüdüğünü dile getirerek devamında şunları söyledi:
İsrail şu an çok net bir biçimde işgalin zeminini döşüyor. Hem de Filistin’de uygulanan senaryo ile neredeyse aynı yöntemleri uyguluyorlar. Arazi topla, sonra sinsice çoğal ve yerli halkı sürgün et.
Biz şu an Filistin’in 50 yıl öncesi durumunu yaşıyoruz. Gazze’ye yardım koridoru adı altında başlayan Gazze-Güney Kıbrıs hattı esasen Tel Aviv-Kıbrıs işgal koridorudur. İsrail’in Kıbrıs’ı işgal motivasyonun tarihî-dinî motivasyonu yanında siyonist yönetim, Ada üzerinden Akdeniz’e açılmanın da hesaplarını yapıyor. Bu yolla da Filistinliler gibi Kıbrıs’ın da münhasır bölgesinde bulunan hidrokarbon yataklarına el koyarak Mavi Vatan’ı yok etmek istiyorlar.
Her türlü engeli çıkarmaya çalıştılar
Geçitkale ve Dipkarpaz hamleleri Yunanistan kadar İsrail’i de tedirgin etti. Bu tahsis dönemlerinde Meclis’imiz büyük mücadeleler verdi. İsrail bir ahtapot ve onun gövdesi kadar ayakları, kolları da tehlikeli. Bu tahsisi engelleme adına içeriden ve dışarıdan her tür engeli çıkarmaya çalıştılar. Ancak Kıbrıs Türkü şunu çok iyi biliyor ki, şayet Türkiye olmasa Kıbrıs çoktan Gazze’ye dönmüştük.
Yıllardır Rum kesimine olduğu kadar Kuzey’de de özellikle limanlara yatırımlar yapıyorlar. Güney’de Larnaka, Limasol ve Aynapa zaten kendi kontrollerinde. Kuzey’de ise İskele-Kalecik Köyünden Gazimagusa-Salamis Otel’e kadar uzanan şeritte yüzlerce arsa topladılar. Özellikle Türk askerî üslerinin olduğu noktaları yoğunlaşan bir yöntemle takip ediyorlar. Bu kapsamda Mehmetçiğin olduğu bölgelerde Yahudilere özel siteler inşa edildi. Ayrıca çok sayıda şirket kurup ülkeyi ekonomik olarak kıskaca almaya çalışıyorlar. Biz Anadolu’nun sınır burcuyuz. Mavi Vatan’ın bekçisi ve Güney’deki kaleyiz. Kıbrıs düşerse Anadolu için tehlike çanları çalıyor demektir. Bu kalede ay yıldızlı bayrak her daim dalgalanmalı.’’