İngiltere Neden Osmanlı'nın Toprak Bütünlüğünü Korudu?

İngiltere Neden Osmanlının toprak bütünlüğünü korudu; kendi çıkarları için Osmanlının varlığını sürdürmesinin daha faydalı olacağını düşündüğü için Osmanlı devletini koruma yönünde adımlar atmıştır. Bu noktada Osmanlının parçalanması durumunda bölgede meydana gelecek olan Rus etkisinden çekinildiği için ilk adımlar atılmış ve daha sonrasında Osmanlı Rus Savaşına kadar bu koruma durumu devam etmiştir. Osmanlı ile olan ilişkilerin vefa temeline dayanmadığı hatta bunun tam tersine sadece çıkarların korunması için Osmanlının yanında yer alındığının ayrıca altı çizilmelidir.

Hangi Noktada Varlığını Korumaktan Vazgeçilmiştir?

İngiltere Neden Osmanlının toprak bütünlüğünü korudu sorusu kadar hangi noktada vazgeçtiği de merak ediliyor. 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sonrasında bu durumun artık Osmanlıyı koruyarak verimli bir biçimde devam etmeyeceği belirlenmiştir. En kısa süre içerisinde Osmanlı varlığının muhafazasından vazgeçilmesi ve bunun tam tersi istikamette dağıtılması için çaba sarf edilmesine karar verilmiştir. Atılan adımlar da Avrupalı devletlerin tabiri ile Hasta Adam olan Osmanlının toprak bütünlüğüne son vermek yönünde olmuştur.

Denge Politikası Analiz Gerektiriyor!

Denge politikası bu alanda tarihi sadece modern dönemden yorumlayan kişiler için çok da verimli olmayabilir. Fakat uzun seneler boyunca askeri gücü çok yüksek olmasa da Osmanlının sorunsuz bir biçimde varlığını devam ettirmesine yardımcı olmuştur. Bu alanda denge politikasının meyve verebilmesi için kesinlikle devletlerarası ilişkilerin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Hangi durumda hangi devletin hangi çıkarının ön planda olduğunun analiz edilmesi politikanın en temel hususlarından bir tanesidir. Bunun uygulanması için de büyük bir devlet geleneğinin söz konusu olduğunu siz de fark edebilirsiniz.

Osmanlının Bu Duruma Düşmesinin Temel Nedenleri Nelerdir?

Osmanlının herhangi bir şekilde bir Avrupa devletinin desteğine ihtiyaç duyar bir hale gelmesinin en temel noktaları;

Osmanlının askeri manada son gelişmelere ayak uyduramaması en temel sorundur.

Gelişimi reddeden bir kesimin sadece askeri alanda değil bilim ve teknik alanında da bulunduğu ve bu doğrultuda gelişmelerin yorumlandığı fark ediliyor.

Ekonomik manada içine girilen dar boğaz kapitülasyonlar ile çok daha sorunlu bir hal almıştır.

Bu hususlara bakıldığı zaman sadece bir tarihsel döneme vurgu yapmanın doğru olmayacağı da fark edilmektedir. Genel manada olumsuz bir gelişim eğrisi devam etmiştir.

Durumun düzeltilmesi için çaba sarf edilse dahi Osmanlının belirli biri aşamanın sonrasında yıkılışı engellenemez bir hal almıştır. Avrupalı devletlerin değişen politikalarının ve baskısının da bu konuda rolü oldukça büyüktür.