Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 6 AKP’li vekilin suç duyurusunda bulunması üzerine eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u ifadeye çağırdı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, altı AK Partili vekilin suç duyurusunda bulunması üzerine eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili başlatılan soruşturmada yeni adım attı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, katıldığı bir televizyon programında FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili gelen bir soru üzerine, askerlerin sivil mahkemelerce yargılanmasının önünü açan düzenlemenin arka planında FETÖ'nün yer aldığını öne sürdü. Konu düzenlemeyle ilgili önergesinin altında imzasını atan altı AK Parti milletvekili, suç duyurusu yapıldı. Suç duyurusunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Başbuğ ile ilgili 'hakaret ve iftira' kabahatinden soruşturma başlatıldı. Soruşturma boyutunda savcılık, ikameti İstanbul'da olan Başbuğ'un zanlı sıfatıyla ifadesine başvurulması için, İstanbul Anadolu Başsavcılığına emir yazısı yolladı.
AK PARTİLİ VEKİLLERDEN SUÇ DUYURUSU
Avukat Hüseyin Aydın ve Muammer Cemaloğlu'nun AK Parti milletvekilleri Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ ve Ahmet Aydın ile eski milletvekilleri Yahya Doğan, Mehmet Ceylan ve Ahmet Müfit Doğan adına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Başbuğ'un katıldığı televizyon programındaki beyanlarının düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceği belirtilmişti.
Milletvekillerinin yasama çalışmalarını özgür bir şekilde yerine getirmesinin demokrasinin gereği olduğu belirten dilekçede, şu ifadeler kullanıldı:
"Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesiyle yasalaşan kanun tasarısı ve değişiklik önergelerinin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) direktifiyle hazırlandığını iddia etmek, 15 Temmuz gecesinde FETÖ'ye karşı kahramanca direnen ve bu nedenle bombalanan gazi Meclisimize ve onun mensuplarına açık bir saygısızlık olup bu nitelikteki bir ithamın Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kişiden sadır olması büyük talihsizliktir. Milletvekillerinin yasama faaliyetlerinden dolayı suçlanması ancak antidemokratik rejimlerde ve vesayet düzeninin geçerli olduğu ülkelerde söz konusu olabilir. Şüphelinin bu doğrultudaki açıklamaları vesayet düzeninin özleminin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir."
Fethullahçı terör örgütüyle mücadelede asılsız iddialarla itibarsızlaştırmanın bu örgütle mücadeleyi zedelediğini aktaran dilekçede, "FETÖ ile samimi mücadele iddiasında olan herkesin, FETÖ ile mücadeleyi zaafa veya akamete uğratacak davranışlardan özenle kaçınması milletimizin ortak beklentisidir." ifadeleri yer almıştı.
Dilekçede aynı zamanda Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarına da yer verilerek, Başbuğ'un ifadelerinin müvekkillerinin saygınlığını zarar verici nitelikte olduğu belirtildi. Dilekçede Başbuğ ile ilgili "hakaret" suçundan soruşturma başlatılarak kamu davası açılması talep edilmişti.
Eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek ile ilgili suç duyurusu dilekçesinde de "Şüphelinin konuşmasında yer alan ifadeler iftira suçunun unsurlarını ihtiva etmektedir. Şüpheli müvekkillerimizin yürüttükleri yasama faaliyeti nedeniyle FETÖ suç örgütünün siyasi ayağını oluşturduklarından bahisle suç duyurusunda bulunacağını ifade eden açıklaması ile atılı suçu işlemiştir." ifadeleri kullanılmıştı.
Dilekçede, Çiçek ile ilgili "iftira" kabahatinden kamu davası açılması istenmişti.