Hayattayken Yalnızca Bir Tablosu Satılan Ünlü Ressam Van Gogh
Zorluk ve sıkıntılarla geçen kısacık bir ömür... Yaşamının son on yılında 900 suluboya ve yağlıboya resim ile 1100'ü aşkın karakalem resim yaptı. Buna rağmen ömründe yalnızca bir tablosu satılan ressam Van Gogh'un hayatına kısa bir yolculuk yapalım.
Van Gogh Kimdir?
30 Mart 1883 doğumlu olan yazar Hollanda’nın güneyindeki Brabant bölgesinde hayata gözlerini açtı. Ailesinde zengin insanlar olmasına rağmen babası bir köy papazı olan ressamın tam ismi Vincent Van Gogh’dur.
Çocukluk yıllarını ‘kasvetli, soğuk ve kısır’ olarak adlandıran Van Gogh, 12 yaşında başladığı eğitimini geç algıladığı ve zor öğrenmesi nedeniyle yarıda bırakmıştır.
İlk ruhi bunalımını 1875'de Ursula Loyer ile evlenmek istemesi ve ret cevabı almasıyla geçirmiştir. İşsiz güçsüz olarak dolaşıp , sergi ve müzeleri dolaşarak resim yapıyordu.
İngiltere'de kaldığı dönemlerde ise iyice içine kapanan, dindarlaşan Van Gogh, Londra’nın güneyinde bir okulda gönüllü öğretmenlik yaptı.
İlahiyat dersleri olarak fakir madencilik bölgesi olan Borinage da papazlık yaptı, kötü yaşam koşulları mecbur kaldığı mahrumiyetler neticesinde Tanrıya olan inancını kaybetti. Maden işçilerine yaptığı yardımlar karşında hem deli hem de veli ismiyle şöhretlendi.
Madenciler ve köylü tarafından Çağdaş İsa olarak anılan Van Gogh, kilise tarafından rahiplik mesleğinin saygınlığını zedelediği için işine son verildi. Ressam Ridden van Rappart tarafından anatomi ve perspektif dersleri alarak resim tutkusuna yöneldi. Kardeşi Theo bu tutkusunu gerçekleştirmesi için maddi manevi desteğini veriyordu.
Van Gogh, Resim Yapmaya 27 Yaşında Başladı
Resim yapmaya 27 yaşındayken başlayan Van Gogh kariyerinin başında koyu ve kasvetli renklerle çalışmaya başlamış. Paris’te tanıştığı izlenimcilik ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş.
Sonsuz bir insan sevgisi barındırmasına rağmen gerçek aşktan yana yüzü hiç gülmemişti. İnsan sevgisini, aşkı, sefaleti tablolarına nakşeden Van Gogh resmi o kadar çok seviyordu ki, boyaları direk tuvale sıkıp parmaklarıyla eziyordu. Boyaların renklerine düşkün olan ressamın boyaları yediği ve yemeklerine renk katsın diye içine koyduğu da söylenmektedir.
Kendi Kulağını Kesen Ressam
23 Aralık 1890 gecesi küstah tavırlarına dayanamadığı Gaugin’in gırtlağını usturayla kesmeye çalıştı, elinden kurtulan ressamdan hıncını alamayarak kendi kulağını kesti.
Bu hadisenin devamında kardeşi tarafından akıl hastahanesine yatırılan ressam, burada halüsinasyonlar görmeye başladı. Kendi isteğiyle Saint - Remy akıl hastanesine yatırıldı, resim yapmaya burada da devam etti.
İkinci kez akıl hastanesinden çıkan Van Gogh, kardeşi Theo’nun yanına yerleşti. Resim yapmak için güneşin ısıttığı tarlalara giden Van Gogh, 27 Temmuz 1890 tarihinde daha öncesinde temin ettiği tabanca ile göğsü ve karın boşluğu arasından kendini vurarak intihar etti.
Dış merkezli bir yapıya sahip, dengesiz ruh haliyle dönemsel psikotik rahatsızlığı nedeniyle intihar ettiği anlaşılan ressamın tabloları ölümden 3-4 yıl sonrasında ünlenerek resim dünyasında hak ettiği yeri aldı.
Hayattayken Satılan Tek Tablosu
Hayatta olduğu 37 yıllık ömründe satılan ilk ve son tablosu ‘The Red Vineyards (Kırmızı Üzüm Bağı)’ eseriydi.
The Red Vineyards daha sonra ünlü Rus koleksiyoncu Sergei Shchukin tarafından satın alınmış, ancak Shchukin’in koleksiyonunun diğer parçaları ile birlikte Bolşevikler tarafından kamulaştırılarak Moskova Güzel Sanatlar Puşkin Müzesi’ne verilmiştir.