22.09.2020-17:01
(Son Güncelleme:22.09.2020-16:41)
Geçen yıl Niğde'deki volkanik dağda gözlemlenen hareketlilik görüntüleri ortaya çıktı. Uzmanlar, asırlardır sönmüş Hasan Dağı hakkında volkan uyarısında bulundu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye'de sessizliğini sürdüren faylardaki hareketliliğinin devam ettiğini hatırlattı.
Geçtiğimiz günlerde Niğde'nin Bor ilçesi civarlarında gerçekleşen 5.1 şiddetindeki depremin son 100 senede yıkıcı bir deprem üretmemiş bir fayda olduğunu belirten Sözbilir, bu fayın Hasan Dağı volkanına yakın olduğunu belirtti. Öte yandan, 'İnsanlar yaşarken patlayan volkanlar can ve mal kaybı yaratır. Günümüzde volkanların aktifliğini tamamen yitirip yitirmediğinin ortaya çıkartılması gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı' şeklinde konuştu.
'VOLKANLAR, CAN VE MAL KAYBI YARATIR'
Bahsi geçen fayın son 100 yıl içerisinde deprem yaratan bir fay olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, büyüklüğü 5, 4 ya da 3 oranında kaydedilen depremler olduğunu ancak yıkıcı özelliğe sahip depremlerin oluşmadığını ifade etti. Uzun zamandır yıkıcı deprem yapma konusunda suskunluğu olan bu fayın sismik boşluk niteliği taşıdığını anlatan Prof. Dr. Sözbilir, elde edilen verilerin kırılma zamanının yakınlaştığını gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Sözbilir Hasan Dağı volkanıyla da alakalı şu açıklamalara yer verdi:
'Hasan Dağı insanlar yaşarken patlamış genç bir volkan. Dolayısıyla bu volkanın günümüzde yaşayıp yaşamadığının da ortaya çıkartılması gerekiyor. Bunun da yolu jeofizik ve sismolojik anlamda incelenmesiyle mümkün. Bu bölgedeki bazı depremlerin volkanik mi tektonik kökenli mi olduğu konusunda bir araştırma yapılması gerekiyor. Volkanik depremler de yıkıcı etki yaratabilir. Türkiye'de günümüzde aktivitesi süren bir volkanın henüz bilgisi yok. Çok genç volkanlar var. Ama araştırmalar günümüzdeki aktifliği konusunda yetersiz. İnsanlar yaşarken patlayan volkanlar can ve mal kaybı yaratır. Günümüzde volkanların aktifliğini tamamen yitirip yitirmediğinin ortaya çıkartılması gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı. Tuz Gölü fayının üzerinde 6 segment var ve her biri ayrı şekilde yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip. Dolayısıyla bu bölgelerde özellikle resmi kurum ve kuruluşların çalışmalarını bir an önce tamamlaması gerekiyor.'
'ÇALIŞMALARA BÜTÇE AYIRILMALI'
Sözbilir, Tuz Gölü fayının en fazla 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip segmentleri olduğunu belirtti. Sözbilir, 'Bugüne kadar birçok faydalı çalışmalar yapılıyor. Üniversiteler, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ve Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü çalışmalar yapıyor ama yetersiz. Türkiye ölçeğinde faylarla ilgili elde etmemiz gereken verileri edinmiş değiliz. Bu çalışmalara bütçe ayırılmalı. Büyük ölçekli kuruluşların birlikte çalışarak bilgi üretmesinde fayda var' açıklamasında bulundu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye'de sessizliğini sürdüren faylardaki hareketliliğinin devam ettiğini hatırlattı.
Geçtiğimiz günlerde Niğde'nin Bor ilçesi civarlarında gerçekleşen 5.1 şiddetindeki depremin son 100 senede yıkıcı bir deprem üretmemiş bir fayda olduğunu belirten Sözbilir, bu fayın Hasan Dağı volkanına yakın olduğunu belirtti. Öte yandan, 'İnsanlar yaşarken patlayan volkanlar can ve mal kaybı yaratır. Günümüzde volkanların aktifliğini tamamen yitirip yitirmediğinin ortaya çıkartılması gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı' şeklinde konuştu.
'VOLKANLAR, CAN VE MAL KAYBI YARATIR'
Bahsi geçen fayın son 100 yıl içerisinde deprem yaratan bir fay olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, büyüklüğü 5, 4 ya da 3 oranında kaydedilen depremler olduğunu ancak yıkıcı özelliğe sahip depremlerin oluşmadığını ifade etti. Uzun zamandır yıkıcı deprem yapma konusunda suskunluğu olan bu fayın sismik boşluk niteliği taşıdığını anlatan Prof. Dr. Sözbilir, elde edilen verilerin kırılma zamanının yakınlaştığını gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Sözbilir Hasan Dağı volkanıyla da alakalı şu açıklamalara yer verdi:
'Hasan Dağı insanlar yaşarken patlamış genç bir volkan. Dolayısıyla bu volkanın günümüzde yaşayıp yaşamadığının da ortaya çıkartılması gerekiyor. Bunun da yolu jeofizik ve sismolojik anlamda incelenmesiyle mümkün. Bu bölgedeki bazı depremlerin volkanik mi tektonik kökenli mi olduğu konusunda bir araştırma yapılması gerekiyor. Volkanik depremler de yıkıcı etki yaratabilir. Türkiye'de günümüzde aktivitesi süren bir volkanın henüz bilgisi yok. Çok genç volkanlar var. Ama araştırmalar günümüzdeki aktifliği konusunda yetersiz. İnsanlar yaşarken patlayan volkanlar can ve mal kaybı yaratır. Günümüzde volkanların aktifliğini tamamen yitirip yitirmediğinin ortaya çıkartılması gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı. Tuz Gölü fayının üzerinde 6 segment var ve her biri ayrı şekilde yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip. Dolayısıyla bu bölgelerde özellikle resmi kurum ve kuruluşların çalışmalarını bir an önce tamamlaması gerekiyor.'
'ÇALIŞMALARA BÜTÇE AYIRILMALI'
Sözbilir, Tuz Gölü fayının en fazla 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip segmentleri olduğunu belirtti. Sözbilir, 'Bugüne kadar birçok faydalı çalışmalar yapılıyor. Üniversiteler, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ve Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü çalışmalar yapıyor ama yetersiz. Türkiye ölçeğinde faylarla ilgili elde etmemiz gereken verileri edinmiş değiliz. Bu çalışmalara bütçe ayırılmalı. Büyük ölçekli kuruluşların birlikte çalışarak bilgi üretmesinde fayda var' açıklamasında bulundu.
Haber365
bilgi@haber365.com.tr
DİĞER Gündem HABERLERİ