25.09.2020-12:48 (Son Güncelleme:25.09.2020-14:52)

Hareketsiz Yaşam Alzheimer Riskini Artırıyor

Düşünce, hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalmaya sebep olan alzheimer, yaşın ilerlemesi ile kendini göstermeye başlar. İyi beslenmeye ve fiziksel aktiviteye emek harcamak istemeyen, hareketsiz ve kilolu kişilerde alzheimer görülme ihtimali ise yüksek.

Nörolojik bir hastalık olan alzheimer, beyin hücrelerinin yok olmasına sebep olur. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Burcu Örmeci, yaptığı yazılı açıklamada, alzheimerın son senelerdeki en önemli tetikleyici risklerinden birinin beyin kan akımının düşmesi olduğunu açıkladı.

Vücutta kilo artışı doğrultusunda beyindeki kan akışının yavaşladığını ve vücut kitle endeksi yüksekliği ile beyinde gerçekleşen kan akışının bağlantısı olduğunu belirten Örmeci, ‘Hareketli bir yaşam yoksa veya düzenli egzersiz yapılmıyorsa beyin kan akışı azalıyor ve bu da alzaymırın oluşması açısından risk faktörü oluşturuyor. Bir diğer neden ise beslenme. İşlenmiş karbonhidrat ve hayvansal yağ ağırlıklı ve protein, vitamin dengesine özen gösterilmeyen düzensiz beslenme de alzheimer hastalığı açısında önde gelen risk faktörü arasında. Bu yüzden iyi beslenmeye ve fiziksel aktiviteye emek harcamak istemeyen, hareketsiz ve kilolu kişilerde alzheimer hastalığı görülme ihtimali yüksek’ açıklaması yaptı.

Doç. Dr. Örmeci, alzheimer için kullanılan ilaçların yalnızca süreci yavaşlatmak için olduğunun altını çizerek ‘Akdeniz tipi beslenen ve hareketli kişilerde alzheimer riski oldukça azalıyor. Şu an elimizde alzheimerı durduracak veya iyileştirecek herhangi bir ilacın olmaması hastalıktan korunmanın önemini daha da net ortaya koyuyor. Elimizdeki ilaçların tamamı hastalık başladığında süreci yavaşlatmaya yönelik. Bu nedenle çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmek ve egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmek son derece önem taşıyor. Hatta çalışmalar göstermiş ki, alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra bile düzenli egzersiz ve iyi beslenme hastalığın gidişatını yavaşlatabiliyor ve ilaçların yapamadığı düzelmeyi sağlayabiliyor. Bu kriterler genetik risk olsun ya da olmasın herkesi kapsıyor. Alzheimera iyi gelecek bitki, tohum veya kök aramaktansa iyi beslenme ve hareket etme çok daha kesin sonuçlar vermekte’ ifadelerine de yer verdi.

YAŞIN ETKİSİ VAR

Beslenme ve fiziksel aktivitelerinin öneminden bahseden Doç. Dr. Burcu Örmeci, hastalığın en önemli risk faktörünün yaş olduğunu hatırlatarak, ‘Net bir şekilde alzheimer yaşlanma ile alakalı bir hastalıktır. Gençlerde bu hastalığın ortaya çıkması için yeterli yaşlanma olmadığından alzheimer hastalığı da söz konusu değildir. 25- 30 yaş aralığında bana korku ile başvuran hastalarımız var. Ancak bu yaşlarda alzheimer tanısı almanın zaten mümkün olmadığının bilinmesi gerekir. Özellikle ailesinde alzaymır hastalığı olan genç bireyler 'Ben de alzaymır olacak mıyım?' diye nörologlara başvuruyor. Bunu söylemenin olanağı yok. Ancak, ailede birden çok tanı almış kişinin olması ya da ailede 50 yaşından önce tanı almış hastaların olması durumunda genetik risk artıyor diyebiliriz ama kesinlikten söz edemeyiz’ açıklamasını yaptı.

Beyin için sağlıklı yaşam tarzının, ciddi oranda kişide demans gelişimini öteleyebildiğini veya önleyebildiğini belirterek, beyinsel işlevleri olumlu etkileyek sağlıklı alışkanlıklar kazanmak için hiçbir zaman geç olmadığını söyleyen Örmeci, ‘Bu nedenle alzheimer hastalığında hiçbir zaman geç değil, bu yüzden biz herkese 'şimdi başla' diyoruz’ dedi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr