Gurbetçilerden Çok Fazla Duymadığınız Zorlu Yaşam Koşulları
Yurt dışında iş bulup, oraya yerleşmeyi düşünenler için yardımcı olacak bir yazı...
Yurt dışında iş bulup, oraya yerleşmeyi düşünenler için yardımcı olacak bir yazı.. 30 yaşına geldikten sonra ülke değiştirmek zorlu yaşam koşullarından dolayı çok iyi düşünülüp alınması gereken karardır. uyum problemi aman ya deyip küçümsemeyin, yurt dışı adamı yere çarpabilir. en batılı gözükeni alır, değiştirir ve uyumsuzlaştırır.
İlk olarak yurtdışında yaşamak herkesin ulaşabildiği bir hedef değildir
Zaten zor olduğu için de epey değerlidir. ayrıca zor olduğu için de hiç kimse negatif taraflarından çok fazla bahsedemez. ve ilk büyük göçler çok fakir vasıfsız insanlar tarafından almanya'ya yapıldığı için, onların maddi kazanımları belki türkiye'deki kazanımlarının 10 katına kadar çıkabildiği için herkeste bu beklenti vardır.
Maddiyat kısmından bahsederek problemleri anlatalım
Asgari ücret türkiye'de güncel olmayan rakamlarıyla 2324 tl, almanya'da ise 1557 euro. bu da demek oluyor ki türkiye'den 7,5 kat fazla oluyor. o halde burada 2500 kazanıyorsam almanya'da da 15 bin kazanacağım. ama o işler öyle olmuyor. öncelikle bu tip doğru orantılar burada geçerli olmaz.avrupa'nın en beğendiğimiz kısmı nedir? gelir adaletsizliği probleminin bizdeki ölçütlerde olmaması. bu da gelirler arasında bizdeki kadar uçurum yok demektir. türkiye'de thy'deki pilot aylık 25.000 kazanıyor, asgari ücret 2324 yani 10-11 katı; almanya'da pilot maaşı aylık 7000 euro asgari ücret 1500 euro yani 6 katı. türkiye'de eğer üst seviyede maaş alıyorsanız alım gücünüz avrupa'ya gidince düşecektir. alım gücü... bu tümce çok önemli bir kavram yoksa konuşamayız, derdimizi anlatamayız. maaşınızın az-çok olması önemli değil. dönercinin alım gücü avrupa'ya gelince artar, üst düzey ofis çalışanının düşer.
Sosyal devlet farkına bakalım
Avrupa'da evli olduğunuzda daha az vergi ödersiniz, çocuğunuz olduğunda vergi avantajları ve diğer ekstralar vardır. bu yüzden bekar için mantıklı olmayan bir ülke, evli biri için avantajlı olabilir. ya da evliye avantajlı olmayan bir şehir (new york, san francisco) bekar için mantıklı olabilir. gittiğiniz ülkenin sağlık, vergi sistemi çok kritik önemdedir. yanlış ülke seçimi hayat tarzınızı artırmaz, hatta baya göçebilirsiniz. amerika'da çocuk yuvaları 2000 dolar aylıktan başlıyor, new york'ta yıllık 40.000 dolar ödeyen aileler var. san francisco'da 2 çocuklu bir aile sahibi olmak için çok üst pozisyonda olmanız gerekebilir, ya da eşiniz çalışamaz çocuklara bakar ve kıt kanaat geçinirsiniz. oysa almanya'da hem eşiniz çalışır hem de yuvalar bedava. gideceğiniz ülke çok önemli. bazı ülkelerde sizin çalışma izninizin olması eşinizin de çalışabileceği anlamına gelmez, bu da hem depresif eş hem de az para demektir.
İngilizce bilmek
Dili sadece bilmenin yanı sıra o dili kavramak çok önemli.nasıl derseniz, her ne kadar dil bilseniz bile türkçe kadar o dile hakim olamıyorusn. bu da şu anlama geliyor yabancı biriyle geyik yapamıyorsun ve türkçede o dil seviyesinde olduğun için çevrendeki türklerle istemesen de yakınlaşıyorsun.bir de bahsettiğimiz bu konu ingilizce,konu avrupa dillerine geldiğinde daha büyük sıkıntı oluyor. dile %80 hakimsin ama %20lik kısmı asıl tatlı kısmı.
İngilizce dışı diller
Diyelim ingilizce konuşulmayan bir ülkeye gittiniz ama çalıştığınız şirket yada gittiğiniz okul ingilizce eğitim veriyor. burada tam araftasınız, ingilizceniz de gelişmiyor o ülkenin dilini de öğrenemiyorsunuz. isviçre, almanya, hollanda'da yaşayıp çatpat ingilizce (international english) ile anlaşan ama o ülkenin gazetelerini okuyamayan insanlardan oluyorsunuz.dilde o seviyeye çıkmadan nasıl sıcak iletişim kurabilirsin ? çat pat türkçe konuşan bir suriyeliyle sen beşiktaş'ta oturup 2 kahve içer misin? cumartesi akşamı evde arkadaşlarınla film izlerken onu da çağırır mısın?
Sosyalleşme mevzusu
Yaşadığınız ülkenin insanları konuşkan iseler (italya,ispanya, brezilya, portekiz) işiniz kolay ama insanı sıcak ülkelerin de ekonomileri kötü durumdalar. gittiğiniz ülkenin insanları soğuksa işiniz zor. muhabbet açıyorsunuz hemen kapanıyor. konuşturmaya çalışıyorsunuz olmuyor. bir bakıyorsunuz etrafınıza o ülkenin insanları yerine sizin gibi gelen yabancılar dolmuş, kocaman bir duvar örmüşsünüz o ülkenin insanlarına yada onlar sizi buna mecbur bırakmış. etrafınızda expatlar, göçmenler, yabancı öğrenciler yerleşir. ya da güzel bir kadınsanız size yazan o ülkenin erkekleri. bu dediğimize ikna olmak için yurtdışında yaşayan bir tanıdığınızın facebook profiline bakın, eğer belçika'da yaşıyorsa ve belçikalı (öyle senegalli, fransız, italyan değil) kişiler yorum yazıyorsa, birlikte fotoğrafları varsa bize haksız diyebilirsiniz.
Almanyada yaşayanın alman, amerika'da yaşayanın beyaz amerikalı (hispanik, siyahi değil), ingiltere yaşayanın ingiliz arkadaşı var mı bakın. grand canyon'u görmeye 4 türk mu gidiyorlar yoksa boston doğumlu bir çiftle mi gidiyorlar? oktoberfest'e köln'e alman arkadaşlarıyla mı gidiyorlar? paris'te cumartesi günü fransız arkadaşlarının evinde mi film izliyorlar? yoksa o ülkenin yabancılaştırdığı insanlarla mı? daha kötüsü hep türklerle mi takılıyorlar? amerika'da milyonlarca beyaz varken niye hep türkler uzak doğulularla, hintlilerle evleniyor? bu soruların cevabı çok iyi gizlenmiş ırkçı düşüncelerde yatıyor.
Yemek durumları
Dışarıda yemek yiyorsanız, türkiye'deki ayarda yemek bulmanız zor olabilir. evde yemek yapıyorsanız aynı malzemeleri bulamazsınız. ya çok büyük problem mi diyebilirsiniz,büyük problem. baldo pirinci sadece türkler yer mesela, öteki pirinçleri sevmeyiz. dolmalık biber sadece bizde var. beyaz peynir (feta peyniri değil) sadece bizde var ve avrupaya giremiyor. avrupa birliğine birlik dışından et ve süt ürünü giremiyor. dindar biriyseniz yediğiniz çoğu şeyde domuz var. değilseniz başka problemler var. ayrıca çok pahalı dışarıda yemek. asgari ücretle türkiyede 2400 şişe su alabiliyoruz. asgari ücretli biri dışarıda su içebilir. hollanda'da asgari ücret 1000 euro civarı, su 2 euro, 500 su eder. insanlar suya para vermemek için hep yanlarında su taşır. yolda poğaça alsan 1,5 euro vermen gerekir. maaşına kıyaslayınca baya yüksek meblağlar bunlar. mühendis maaşı da 3000 euro civarındadır, öyle her öğle akşam dışarıda yiyemezsin türkiye'deki gibi. insanlar keyfinden evden yemek getirmiyor işyerine. işyerleri çoğunlukla yemek için ekstra para ödemezler.
bisiklete binme
Avrupa'da bisikletle işe giden insan sayısı baya çok. peki bunun tek nedeni sağlıklı yaşam mıdır? değil. insanlarla konuştuğunuzda bunu para biriktirmek için yaptıklarını görürsünüz. berlin'de asgari ücret 1500 euro (bunu özellikle sıkça tekrarlıyorum) aylık ulaşım kartı 100 euro. adam maaşının 10da birini ulaşıma mı versin, tabii ki bisiklete biniyor.
Yurt dışında yaşam eğer o ülkenin şartlarını iyi anlayıp, uyum için kaşarlanırsanız çok keyifli ve kazançlı olabilir. türkiye'ye gelmeyecek insanların konserlerini dinleyebilir, dünyanın dört bir tarafından gelen insanlarla bambaşka konular konuşabilir, farklı kültürleri öğrenebilirsiniz. iyi para da biriktirebilirsiniz, çocuklarınız güzel bir eğitim de alabilir (amerika'da çok pahalı), sağlık problemlerinizi çok ucuza halledebilirsiniz (almanya'da tamamen sigortanız karşılıyor, amerika'da sizden çıkıyor). iyi düşünün, eşinizle çıkarken 2 kere düşünün, acaba iş bulabilecek mi, arkadaş edinebilecek mi; çocuğunuz varsa 3 kere düşünün, kreşler ne kadar, devlet okulları nasıl, üniversitelerin yıllığı ne kadar. parayı değil alım gücünü düşünün.
Turist olarak türkiye'ye gelen isveçlileri baz almayın, oradakiler oryantalizm hayranı kişiler olmayacak, gitmeden göremezsiniz. işe başladığınız ilk gün sizi bir kuzey avrupalı yemeğe çağırmayacak, çevrenizdeki bir italyan belki sulu şakalar yapıp hayatınıza renk katacak. her şeyi iyi düşünün.