01.04.2020-09:23 (Son Güncelleme:01.04.2020-09:10)

'Gollerimi Caner Ağabey Sayesinde Atıyorum'

Beşiktaşlı futbolcu Umut Nayir, coronavirüs tedbirleri sebebiyle evde kalmanın sıkıcı olduğunu, fakat, yapamadığı ve yarım kalan sosyal aktivitelerini yaptığını dile getirdi.

Beşiktaş'ın 26 yaşındaki golcüsü Umut Nayir, Beşiktaş Ekibinin sosyal medya hesabından açılan canlı yayınına katılım gösterdi.

Günlük iddmanlarını yaptıklarını söyleyen Umut Nayir, "Bugünlük antrenmanları bitirdik. İyiyim gayet, Sıkıcı biraz ama yine de keyfimiz yerinde. Bir şekilde günleri geçirmeye çalışıyoruz. Ben kendimi evcimen olarak tanımlarım ama zorunluluk hissi insanı biraz boğuyor. Evden çıkmaman gerektiğini bilsen de canın sıkılıyor, dışarı çıkmak istiyorsun. Normal zamanda sürekli dışarda yaptığımız için süreç biraz zorlayıcı tabii ki. Zorunluluk hissi insanı psikolojik olarak yıpratıyor. Ama bunu da bir fırsatı çevirmek lazım. Okuyamadığımız kitaplar, izleyemediğimiz filmler onlara zaman ayırıyoruz" ifadelerini kullandı.

"KÜÇÜKKEN BEŞİKTAŞ'I DESTEKLİYORDUM"

"Bu hissi bir nebze taraftarımıza oluşturabilmişsem ne mutlu bana. Özel bir çaba sarf ederek yapılacak bir şey değil bu, hissi bir şey. Bazı durumlarda oluşur, bazı durumdalar oluşmaz. Böyle bir hissi oluşturabildiysem çok mutlu eder beni. Çok fazla dile getirdim. Küçükken Beşiktaş'a destekliyordum. Profesyonel olduktan sonra süreç biraz değişiyor ama en iyi Beşiktaşlı sahada işini en yapandır. Küçüklükten beri Beşiktaşlı olmamın bir değeri vardır ama sahada işini yapmadıktan sonra bir anlamı olmuyor. Ben de bunu sahada yansıtabilmek istiyorum takıma katkı vererek. Sahada dışında da duruşumla da, kısma da uyak istiyorum. Elimden geldiğince bu rotada ilerleyeme devam ettim. Süreç devam güzel gidiyor. Talihsiz döneme kadar her şey yolundaydı. Bunu da kısa süre içerisinde atlatabilirsek üstüne koyarak devam etmek istiyorum"

"EN AZINDAN BİRAZ DAHA BİLİNÇLİ YAKALANDIK"

"Yusuf ile Mert de var. Mert İtalya'da. Eve kapandı, orada devam ediyor. Yusuf döndü. Orada biraz daha sancılı geçiyor. Avrupa'dan bize doğru geldiği için biraz daha hazırlıklı olduğumuzu düşünüyorum. Tabii ki virüs bulaşmaya, insanlar vefat etmeye devam ediyor ama en azından biraz daha bilinçli yakalandık. Bu bilinci devam ettirip, yayılma hızını düşürmek ve tedavi süreci oluşana kadar kontrollü şekilde devam etmemiz lazım"

"BENİM İÇİN ÖZEL BİR GOLDÜ"

"Benim için özel bir gol. Kulüp tarihi açısından kader belirleyici ya da Sergen hocanın attığı 'Sergen attı, şampiyonluk geldi' golü değil ama benim kendi tarihim açısından önemli bir goldü. O zaman ilk kez bir maça 11'de çıkmıştım ve ilk derbi maçımdı. Mahcup olmadan altından kalkabilmek çok mutlu etmişti beni. Maçın öncesine kimin oynayacağı belli değildi. Kimse bilmiyordu. O zaman sıkıntılı bir süreçten geçiyorduk. Ben maç toplantısında öğrendim. Toplantıdan maça kadar olan zaman hatırlayamadığım ve tarif edemediğim bir durumdu. Sonrasında da o golü atıp kazandırdıktan sonra da tanımlaması çok zor. Çok mutluyum, heyecanlıyım dedim ama. İçerde yaşadıklarımızı dile getiremiyoruz. Bu da benim öyle anlarımdan biriydi. Ne mutlu ki öyle bir an yaşadım. Küçükken gönül verdiğim takımla iç sahada derbi maçta galibiyet golünü atabilmek özel bir duygu. Bu anları devam ettirmek istiyorum onun içinde çalışmalarıma devam ediyorum"

"CANER AĞABEY, SAYESİNDE ATTIM"

"Gollerimin büyük çoğunluğunu Caner Ağabey sayesinde attım onun için ihtiyacım var ona. Maçın içindeyken birkaç orta yapmıştı. Rakipte kalmıştı. Golden 5 dakika önce beni yanına çağırıp, ortaları öne yapıyorum, öne hareketlen başka yere bakma dedi. 5 dakika sonra ilk topla buluştuğu anda ön direğe koştum o da oraya yaptı, ben de golü attım"

"ORADA DA BAŞ AKTÖR CANER AĞABEY OLUYOR"

"Fiziksel bir iş yaptığımız için kendimize dikkat etmemiz lazım. Bir disiplin içinde yaşamamız lazım, günlük hayatımızda da kampta da böyle oluyor. Sezon öncesinde devre arasında fiziksel anlamda tükendiğimiz anlar olduğu için oralarda daha çok dinlenerek vakit geçiriyoruz. Kamplarda televizyon alanlarında sohbet, muhabbet iyi oluyor. Orada Caner ağabey baş aktör oluyor. Onun birilerine takılmasıyla şekilleniyor biraz daha. Ben keyif alıyorum. Ortamımız çeşitli ülkelerden arkadaşlarla çeşitlik oluyor. Ailesiyle görüşmek isteyen, odasında konsol oyunu oynamak isteyenler oluyor. Özellikle 7-8 kişilik grup toplanıp sohbet muhabbet ayrı zevkli oluyor. Ailemizden daha fazla gördüğümüz için insanları oradaki ortam sağlıklı olursa takımın sahaya yansıması da öyle oluyor."

"BIRAKTIKTAN SONRA DA SPORLA İÇ İÇE OLMAYI İSTİYORUM"

"Sporla iç içe olmayı istiyorum. Ucu açık bir durum. Hukuk, üniversite sınavı zamanına gelirse, hukuk okuyacağım diye bir planım yoktu. Puanıma göre olduğu seçimim. Ankara hukuku kazanıp, Ankaragücü'ne de transfer olunca orada işler biraz daha ciddi olunca zorlamaya başladı açıkçası. Çünkü; profesyonel bir futbolcunun haftanın her günü neredeyse idmanı ya da maçı oluyor. Kulüpte neredeyse günün yarısından fazlasını geçiyorsunuz. Onun için derslere ya da sınavlara katılma konusunda sıkıntılar yaşıyorsun. Hala da yaşıyorum. Çünkü biz devre arası kampındayken ya da sezon sonuna gelirken; vizeler, finaller oluyor. Kampta olduğum için katılamıyorum. 2011 girişli olmama rağmen 3'üncü sınıftayım. Sınavları geçebilmeye ihtiyacım var. Çeşitli yollar arıyorum ama henüz bulamadım bir şey. Niyetim o. İnsanlara bir yol açtıktan sonra pes edip insanların umudunu kırmak istemiyorum. Bunun için okulu bitirmeyi istiyorum."

"HERKESİN KEYİF ALACAĞI ALANLAR FARKLI"

"Öneri kısmını çok sevmiyorum. Çünkü herkesin kendisini hissedip, keyif alabileceği alanlar farklı oluyor. O yüzden ellerinde ne varsa okuyabilirler. Benim 2-3 kitap aynı anda devam ediyorum. Bazen kafamı dağıtmak hissedersem roman okuyup hikaye de kaybolmak istiyorum. Kendimi dinç hissedersem filozofları okuyorum. Ben biraz farklı ilerlediğim için yönlendirmem yanlış olur diye düşünüyorum. Ben son olarak The English Game'yi bitirdim. Futbolun içeriğini anlatıyor, hikayelerde sapmalar var ama güzel bir dizi. Keyifliydi izlemesi. Futbolun insanların kaderini nasıl değiştirdiğini, sınıflar arasındaki ayrımı nasıl bir noktaya getirdiğini anlatan mini bir dizi. 'Freud'u izliyorum eleştiriler alıyor ama birebir anlatmaları zor oluyor. Film olarak da en son 'Platform'u izledim. Akışını beğendim o yüzden de onu önerebilirim. Kardeşim var yanımda 'Call Of Duty' oynuyoruz. FIFA var, online kariyerimiz var arkadaşlarımızla, ona devam ediyoruz. Yemek kısmı ise annemde. O ne yaparsa ondayız. Ama süreç biraz daha uzarsa oraya da gireceğim gibi gözüküyor" dedi.

"MÜMKÜN OLDUĞUNCA DIŞARI ÇIKMAYALIM"

En son Beşiktaş seyircisinin en sevdiği bestesi sorulan Umut Nayir, sözlerini şöyle bitirdi:

"Eskiden beri takip ettiğim için birçok besteye hakimim. Ancak son zamanlarda en çok sevdiğim 'Gururlandır.' İnsanlar olayların farkına varmaya başladılar. Mümkün olduğunca dışarı çıkmayalım. Evde kalalım. Süreç zor ama uzamaması adına farkında olmamız azım. Güzel yorumlar için herkese teşekkür ediyorum."
Haber365
bilgi@haber365.com.tr