22.02.2020-08:40 (Son Güncelleme:22.02.2020-11:04)

Gizli Şeker Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Toplumda gizli şeker olarak bilinen dönem, diyabetin oluşmasından önceki dönemi kapsar. Yani gizli şeker, Tip 2 diyabete giden yolda son adım olarak bilinir ve gizli şekeri olanların önemli bir bölümünde ilerleyen dönemlerde Tip 2 diyabet geliştiği görülür.

Tıbbi tanımı “pre-diyabet” olan gizli şeker hastalarının kalp damar hastalığı riski, kan şekeri değerleri normal olan kişilerden bir buçuk kat daha yüksektir. Sadece basit yaşam değişiklikleri ile diyabetin ortaya çıkması engellenebilir ya da geciktirebilir. Özellikle kilo verme ve fiziksel aktiviteyi artırma ile risk oranı yüzde 60 azaltılabilir.

GİZLİ ŞEKER TANISI NASIL KOYULUR?

Gizli şeker, ya açlık kan şekerine bakılarak ya da Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) şeker yüklemesi testiyle tespit edilebilir. Normalde açlık kan şekeri 100 mg/dl değerinin altındadır. Açlık kan şekeri değeri 100-125 mg/dl arasında ya da kan şekeri yükleme testindeki ikinci saat değeri 140-199 mg/dl arasında ise gizli şeker tanısı konulur. Açlık kan şekeri 126 mg/dl ve üzerinde; şeker yüklemesindeki ikinci saat değeri 200 mg/dl ve üzerindeyse diyabet teşhisi koyulur.

KİMLER GİZLİ ŞEKER RİSKİ TAŞIR?

Testlerle gizli şeker yani pre-diabet saptanmasa bile kişi risk faktörüne sahipse her 3 yılda bir test tekrarlanmalı. Gizli şeker saptanması durumunda ise diyabete dönüşüp dönüşmediğinin kontrol edilmesi için 1-2 yılda bir kontrol yapılması önemli. Hastalığın gizli şeker aşamasında saptanabilmesi açısından yüksek risk grubundaki hastaların mutlaka test yaptırmaları gerekir.

  • Ailesinde ya da çok yakın akrabalarında diyabet öyküsü bulunanlar,
  • Fazla kilo problemi olanlar,
  • Bel çevresi genişliği erkeklerde 102 kadınlarda 88 santimin üzerinde olanlar,
  • Gebelik diyabeti hikayesi bulunanlar,
  • Trigliserid düzeyi yüksek,
  • HDL kolesterol düzeyi düşük olanlar,
  • Hipertansiyon ve gut gibi ek hastalıkları bulunanlar,
  • Aniden kilo alanlar,
  • Çok sık acıkma atakları geçirenler,
  • Devamlı tatlı yeme ihtiyacı olanlar ve
  • Çok sık su içme ve idrara çıkma ihtiyacı duyanlar risk grubu içinde bulunur.

Gizli şekeriniz varsa önlem alınmadığında kişilerin üçte birinde belirgin şeker geliştiği için gizli şeker dikkate alınması gereken bir sorun. Oranları düşük olmakla birlikte, belirgin bir şeker hastalığında görülen yan etkiler gizli şekeri olan kişilerde de görülebilir. Bu süreç kalp damar hastalıklarının en sık görünmeye başladığı dönemin başlangıcıdır.

GİZLİ ŞEKERİN İKİ TEDAVİ YÖNTEMİ VARDIR

Yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi. Gizli şeker tanısı koyulan hastaların mutlaka yaşam tarzı değişiklikleri yapması gerekir. Burada en önemli nokta diyetin düzenlenmesi. Hastanın mutlaka uzman bir diyetisyen kontrolü altında ana ve ara öğünlerle desteklenmiş, az karbonhidratlı bir diyet programı uygulaması önerilir. Karbonhidratla birlikte yağ alımının da mümkün olduğunca kısıtlanması, proteinli besinlerin ise daha fazla tüketilmesi gerekir. Gizli şeker hastalarının alkol kullanımını da mümkün olduğunca azaltması gerekir. Bununla birlikte light ve diyabetik ürünlerin de kontrolsüz bir şekilde tüketilmemesi önemli. Gizli şekerle mücadelede ilk aşama ideal kiloda olmak. Düzenli ve stressiz bir yaşam ve iyi uyku da tedavide başarıyı artıran faktörler arasında yer alır. Yarşam tarzınınız da yapılacak değişiklikler etkin bir şekilde uygulandığında kişilerin üçte ikisinde gizli şeker tablosu normale döner.

GİZLİ ŞEKER TEKRARLAYABİLİR

Son yıllarda gizli şeker aşamasında ilaç kullanımı da gündeme gelen tedaviler arasında ancak bu kararın uzman bir doktor tarafından önerilmesi çok önemli. Unutulmaması gereken, gizli şeker tablosu geriledikten sonra alınan önlemler bırakılırsa, tablonun tekrar ortaya çıkacağıdır.

Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırınız.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr