13.10.2020-16:32 (Son Güncelleme:13.10.2020-16:30)

‘Girişlerde Ateş Ölçümü Yapmak Doğru Değil’

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) en önemli belirtilerinden biri ateştir. Bu nedenle girişlerde ateş kontrolü yapılmaktadır. Ancak uzmanlar bu esnada bekleme söz konusu olduğu için riskli olabileceğini belirtiyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Kovid-19’dan dolayı neredeyse tüm mekânların girişlerinde uygulanan ateş ölçümlerinin gereksiz olduğunu belirterek, bu uygulamanın risk oluşturduğunu söyledi.

Habertürk TV'de açıklama yapan Prof. Mehmet Ceyhan, Kovid-19 hastalarının yüzde 10'undan daha azında yüksek ateş görüldüğüne dikkati çekerek, ‘Şimdi burada en büyük problem şu... Çin'de başladı bu pandemi. Başladığı zaman Çinliler elindeki verilerden çok yayın yaptılar. Çinliler kaç kişi belirtisiz geçiriyor, tedavi yöntemi hakkında yeteri kadar bilgi sahibi değillerdi. Maalesef onların yayınlarının yanlış sonuçları hâlâ bazı şeyleri etkiliyor. Mesela bir tanesi de bu. Önce dendi ki ateş korona hastalarının yüzde 70'inde görülüyor. Hâlbuki o belirti gösterenlerin yüzde 70'iydi. Bugün biliyoruz ki hastalığı geçirenlerin yüzde 10'undan azında ateş görülüyor. Bakın aslında gereksizliğin en büyük nedeni şu; bir yere gidiyorsunuz, kapıda sıraya giriyorsunuz, kapıda yakınlaşıyorsunuz mecburen. Bunun riski daha yüksek. Biz ateş ölçün diye önermiyoruz. Çok az kişide ateş var, o da korona virüsü kaptığı anlamına da gelmiyor. Başka nedenlerle de ateş olabiliyor. Solunum yolu enfeksiyonları arttı artık çünkü sonbahara girdik. Ateşi yükselenleri de gereksiz yere izolasyona alıyorsunuz. Girişlerde ateş kontrolü yapmak hiç doğru değil. Termal kameralarla ölçülebilir bir zararı yok, ama bekleme son derece riskli’ dedi.

'VİRÜS ESKİSİ KADAR ÖLÜMCÜL'

Ceyhan'ın yaptığı açıklamada öne çıkanlar ise şu şekilde:

‘Koronavirüsü maske kullanımını azalttı. Dünyaya baktığımız zaman büyük bir artış trendi var. Salgının 'en çok problem' dediğimiz dönemde yani mart sonu, nisan başı dünyada günlük vaka sayısı günlük 50 binken şu anda günde 350 bini aşkın vaka bildiriliyor. Virüs, eskisi kadar ölümcül aslında. Oran olarak düşük çıkıyor ama dünyada ölenlerin sayısı günde 5-6 bin artıyor.

'GENÇLER HASTALANMAYA BAŞLAYINCA ÖLÜM ORANLARI DÜŞTÜ'

Şu anda virüsün durumu daha fazla aslında. O dönemde özellikle ne kadar süreceği nasıl hallolacağı çok bilinmediği için bütün dünyada sokağa çıkma yasağı gibi tedbirler alındı. Vaka sayıları azalmaya başladı, ekonomik şartlar zorlamaya başladı.

Bir yandan da bilim insanlarının yanlış öngörüleri çıktı ortaya. Yaz aylarında azalacak gibi iddialar ortaya çıktı. Birdenbire kısıtlamaları kaldırdılar. Bunun sonunda gördük ki, tedbirleri kaldıran ülkeler istisnasız ikinci artış dönemini yaşamaya başladı. Mesela Fransa'da 26 bine çıktı, İspanya'da 12-13 binlere çıktı, Belçika'da 5-6 binlere çıktı. Rusya bizden sonra bu işe başladı ama 9 binlerden 6 binlere indirilmişken birden 13 binlere geri yükseldi. Çünkü virüs toplumdan bir yere gitmedi, toplumun içinde beklerken siz mesafeyi biraz bozduğunuzda maskesi takmadığınızda sayılar arttı. Vakaların ortalama yaşı düştü, yaşlı grup virüsten uzak durdu. Genç gruplar hastalanmaya başlayınca da ölüm oranları düştü.’

DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr