22.02.2022-16:13 (Son Güncelleme:22.02.2022-16:13)

Fenerbahçe'nin Yıldızı Jan Vesely'den Çek Basınına Açıklamalar!

Fenerbahçe Beko'da 8 senedir forma giyen Jan Vesely, Çek basınına sarı laicvertlilerde geçirdiği günler ile ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Sarı lacivertlilerin sevgilisi haline gelen Jan Vesely, Fenerbahçe Beko Basketbol Takımı'nın en iyi isimlerinden biri olarak dikkatleri çekiyor.

Jan Vesely, Fenerbahçe Beko forması giyerek Türkiye'de geçirdiği yıllar ile ilgili olarak Çek basınına yapmış olduğu açıklamalarda ;

SPARTA PRAG'I TUTUYORUM

Ostrava'da doğdum. Slavia ya da Sparta Prag'ı tutmuyorum. Banik'e kendimi daha yakın hissediyorum. Ancak, maçlarını izlemem, takip etmem. Ligde ne durumdalar onu bile bilmiyorum. Oğlumla futbol oynadığım anlar dışında futbolla pek bir ilgim yok.

TARAFTARLARIMIZ KULÜP İÇİN YAŞIYOR

İstanbul bir futbol şehri. Türkiye bir futbol ülkesi. Bu kadar büyük kitlelere hitap eden kulüpleri başka ülkelerde bulamazsınız. Türkler, futbol fanatikleridir. Sadece Fenerbahçe'nin 30 milyon taraftarı var. Biz basketbolcular bile çok ünlüyüz. Deplasman maçlarında bile nereye gidersek gidelim sarı lacivertli taraftarları görürüz. Fenerbahçeliler gerçek manada kulüpleri için yaşayan çok özel insanlar!

TÜRKLER TAKIM TUTKUSU KONUSUNDA ÇOK CİDDİ

Türkiye'deki takım tutkusu, Sırbistan'daki tutkudan daha fazla. Partizan ve Kızıl Yıldız arasındaki rekabetle ilgili Sırp arkadaşlarıma takıldığımda bunu ciddiye almazlar. Ancak, Türkler bu konuda daha ciddi. Tuttukları takımla ilgili dalga geçilmesine dayanamazlar. Takımları onlar için çok şey demek. Yani demek istediğim, voleybol derbisini bile tam dolu salonda oynuyorlar. Tam bir çılgınlık!

TÜRKİYE'DE FUTBOL BİR NUMARA

Futbol, Türkiye'de her zaman 1 numara. Fenerbahçe'de ise durum biraz daha farklı. Burada basketbol da çok önemli bir spor. Hatta, basketboldan çok anlamayanlar bile bizi ölesiye destekliyorlar.


SON MAÇIMIZDA ATMOSFERİ GÖRMENİZ LAZIMDI!

Türkiye ve Sırbistan arasındaki destek, tezahürat kısmı biraz farklı. Sırplar, çok küçük yaşlardan itibaren basketbolla içiçe yaşadıkları için ne zaman destekleyip, ne zaman rakipleri, hakemleri baskı altına almaları gerektiğini bilirler. Ancak, bence Türkiye'deki ortam daha iyi ve daha ateşli. Özellikle maçlarımıza sürekli gelen Fenerbahçeliler. Son Real Madrid maçımızı dolu salonda oynadık. Tüm biletler satılmıştı. Atmosferi görmeniz lazımdı. İnanılmaz, tek kelimeyle inanılmaz.

ÖNEMLİ BAŞARILAR ELDE ETTİK

Elbette elde ettiğimiz başarıların da Fenerbahçelilerin basketbola bakış açısını açısını değiştirdi. Son yıllarda futbolcular kadar ünlü olduk. Bence yaşadığımız EuroLeague şampiyonluğu, bazı Fenerbahçeliler için futbolda elde edecekleri başarıdan daha önemliydi.

MESUT TAM BİR BASKETBOL HAYRANI

Mesut Özil tam bir basketbol hayranı. Bazı futbolcular maçlarımıza geliyorlar. Biz de bazen onların maçlarına gidiyoruz ama koronavirüs çıktığından bu yana gitme fırsatı bulamadım. Yakın zamanda tekrar gitmeyi düşünüyorum.

DERBİLERİMİZ ÇOK ATEŞLİ OLUYOR

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maç, bir Şampiyonlar Ligi maçından bile çok daha fazlası! Basketboldaki derbiler bile çok ateşli. Özellikle, salon tam dolu olduğu zaman. Bizim salonumuz Galatasaray maçlarında yaklaşık 13 bin taraftara ev sahipliği yapıyor. Tam olarak futbol gibi değil ama herkes sürekli tezahürat yapar, 40 dakika boyunca baskı kurar. Gerçekten çok başka bir seviye!

BAZEN BENİ KAYIRDIKLARI OLUYOR

Türkiye'de beni kendilerinden biri olarak görüyorlar. Bu daha çok ne kadar savaştığın ve ne kadar çok şey verdiğinle ilgili. Ayrıca, Fenerbahçe'de bu kadar uzun süre kalan çok az yabancı oyuncu var. Türkiye'de bazen beni kayırdıkları durum oluyor. Restoranda veya resmi dairelerde. Geçen gün resmi bir dairede işim vardı. Sıra numarası aldım ve beklemeye başladım. Ardından biri geldi, 'Jan, sen Fenerbahçelisin. Benimle gel.' dedi. Çok uzun sürecek bir işi 3 dakikada halletti.

CADDEDE YÜRÜRKEN YAŞADIĞIM OLAY...

Bazen kötü durumlarda oluyor. İzin istemeden fotoğraf çekmek isteyenler de oluyor. Bir gün çocuğumla caddede yürüyordum. Bebek arabasıyla giderken biri kolumdan tuttu ve direkt fotoğraf çekmeye çalıştı. Ben de 'Deli misin, ne yapıyorsun!' diye bağırdım. Çünkü, kolumdan tutunca bebek arabasının kontrolünü kaybettim ve tehlikeli bir şey olabilirdi. Ancak, adam umursamadı bile. Yine de bunlar çok az olan şeyler.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr