Eşimin beni kız kardeşimle nasıl aldattığını anlatıyorum!
Aldatılmak başlı başına zor bir durumken bir de bu ihaneti gerçekleştirenin kız kardeşin olması da da acı bir durum. İki kişi tarafından iki kez ihanete uğramış oluyorsunuz. Bu haberimizde de bu durumu yaşan bir kadının hikayesini derledik.
Allah kimseye böyle bir travma yaşatmasın. Çok zor gerçekten. Hepimiz yaprak dökümü'nü hayretler içerisinde izlemiştik yıllar önce değil mi? Bir gün gelip de bunun başıma gelebileceğini hiç ama hiç hayal etmezdim.
Böyle ihanet görülmedi
Eski eşimle üniversitede tanışmıştık. Kısa bir flört döneminin ardından birbirimize deliler gibi aşık olmuştuk ve dört aylık birlikteliğin ardından bana evlenme teklifi etmişti. Daha çok erken olduğu için evlilik planımızı erteledik, ancak dünyanın en mutlu ilişkisini yaşıyorduk. Bu benim geçmişe dönük yaralarımı da sarıyordu... Annemle babam ben henüz üç yaşındayken ayrılmıştı ve annem iki yıl sonra başka biri ile hayatını birleştirmişti... Ben de annem ve eşi ile birlikte yaşıyordum. Annem yeni eşiyle evlendikten birkaç yıl sonra ise bir kız kardeşim olmuştu. onun doğumuyla birlikte kendimi iyice yalnızlaşmış hissetmeye başlamıştım. Yalnız geçen lise ve üniversite yıllarının ardından o insanı bulmak bana ilaç gibi gelmişti. üniversite nasıl bitti, işe nasıl girdim anlamadım bile... Bu sırada da tabii biz nişanlandık ve evlilik hazırlıkları yapmaya başladık. Eşim zaten aile tarafından varlıklı bir insandı. Aile şirketinde çalışıyordu ve ailesi de mükemmel insanlardı. Ben hala ailemden uzak yaşıyordum. Babamla çok nadir görüşüyordum. Fakat annem ve eşiyle sık sık telefonlaşıyorduk. kız kardeşimle ise çok sık görüşmüyorduk. Bir abla-kardeş ilişkimiz hiçbir zaman tam anlamıyla olmamıştı. Uzatmadan hikayeme gelmek istiyorum. biz eşimle evlendik ve yaklaşık altı yıl boyunca mükemmel gittiğini düşündüğüm bir evliliğimiz vardı.
Detaylar galerimizde...
Eşim sürekli sürprizler yapan, beni kendi gözünden bile sakınan bir insandı. Gecenin bir vakti alakasız bir saatte canım bir şey istesin, koşa koşa gidip alırdı. Hayatımın dönüm noktası ise bir gün annemin beni arayarak kız kardeşimin istanbul'da iş bulduğunu ve bir süre ev bulana kadar bizde kalıp kalamayacağını sormasıyla başladı...
Evimizin bir odasını kız kardeşim için hazırladım ve yaklaşık bir ay sonra kız kardeşim geldi... Kapıyı açtığımda gözlerime inanamamıştım, çünkü neredeyse beş yıldır görmemiştim... Kız kardeşimin gelişinin ardından ev biraz daha neşelenmişti aslında. Aradan üç ay geçmişti sanıyorum, kardeşim bir gün gelip işlerini ayarladığını ve artık kendi evine çıkacağını söylemişti. Eşimin o zaman bunu abartılı bir mutlulukla karşıladığını hatırlıyorum.
Birkaç gün üst üste telefonlarımı açmayınca ben de sorunun ne olduğunu öğrenmek için evine gittim. Kapıyı açtı ancak inanılmaz telaşlıydı. Misafiri olduğunu söyleyerek beni kabul etmedi ve aceleyle göndermeye çalıştı. O gün içimi inanılmaz bir sıkıntının kapladığını hatırlıyorum. Tabii yaşayacaklarım ve şahit olacağım olay aklımın ucundan bile geçmiyordu.
İlk uyanışımsa eşimin online banka işlemlerinde kız kardeşime para gönderildiğini fark etmemle başladı. Onunla bu durumu konuştum ancak bana paraya ihtiyacı olduğunu, beni aramaktan çekindiği için onu arayıp istediğini söyledi. Elbette ki bunun altında asla bir art niyet aramadım fakat gönderilen rakamlar normalin çok çok üzerinde rakamlardı. Bu ve bunun gibi birçok detay var aslında. Kısaca bahsetmek istiyorum onlardan da.
Eşimin iş seyahatinde olduğunu söylediği bir gün annemle telefonda konuşurken kız kardeşimin de arkadaşlarıyla şehir dışına çıktığını öğrenmiştim mesela. Ya da eşimin arabasında bulduğum benzin fişleri kız kardeşimin evinin hep civar noktalarıydı. Halbuki İstanbul gibi bir yerde, iş yeri de o kadar uzakken yolunun oraya düşmesi imkansızdı. Tabii o zaman hiç konduramadım ama sonradan düşündükçe her şey kayıp parçalar gibi yerine oturmaya başladı.
Bunu öğrenmemse şöyle oldu, bir öğleden sonra telefonuma kız kardeşimin yakın arkadaşından bir mesaj geldi. Anahtarı paspasın altına koydum, gidip görmeni istediğim bir şey var diye. Tabii önce ne olduğunu anlayamadım kızı üst üste aradım fakat açmayınca kalkıp gittim. Kalbim ağzımda, ne göreceğim hakkında hiçbir fikrim yok ancak gördüğüm şeylerin geri dönüşü olmayacağını da biliyordum. Titreye titreye paspasın altındaki anahtarı aldım ve kapıyı açtım.
Girişte eşimin ayakkabılarını ve paltosunu görünce sanki beynimden aşağı şimşekler çaktı. Nasıl bir üzüntü ve öfke yaşadığımı size tarif etmem imkansız. Girişte eşimin bana hep aldığı çiçekler, saati ve kol düğmeleri. Ağlaya ağlaya titreyerek içeriye gidip baktım ve birbirlerine sarılmış uyuyorlardı. O an dünyanın bir insanın başına yıkılmasının ne demek olduğunu öğrendim. Sanki o an kardeşimle eşimi gömüp üzerine toprak atmışım gibi bir acı hissettim iliklerime kadar. Üzerinden yıllar geçti ancak hala yazarken titriyorum. Sonucu merak ediyorsanız, eşimle elbette ki boşandık ve kız kardeşimle o günden sonra bir daha asla görüşmedim.