Erzincan'daki toprak kaymasının ardındaki gizem çözülüyor: Tutuklu zanlı, savcılıkta projelendirmedeki sorunları ve patlama ihtimalini ifşa etti!"
Patlamayla ilgili olarak tutuklu zanlılardan biri olan Oksit Bölümü Başmühendisi M.B, savcılık ifadesinde projelendirmede sorunlar olduğunu ve ayrıca patlatmanın olayı tetiklemiş olabileceğini düşündüğünü ifade etti.
AA’dan alınan habere göre, Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağındaki toprak kaymasıyla ilgili soruşturma devam ederken, alanda çatlaklar görüldüğüne dair bilgiler ortaya çıktı. Tutuklu zanlılardan biri olan oksit bölümü başmühendisi M.B'nin ifadesine göre, toprak kaymasından saatler önce alanda çatlaklar fark edilmiş.
İfadelerine başvurulan tutuklu zanlı M.B, maden ocağında 2023 yılından itibaren liç bölgesinde görev yaptığını belirtti. M.B, 2020 yılından itibaren bir şirketle danışmanlık konusunda anlaşıldığını ve nereye ne dökeceklerini bu şirketin çizdiğini anlatarak, "Proje birimi bu şirketle birlikte yığın liç işinde bizi yönlendiriyordu. Oradan gelen talimatlar doğrultusunda nereye ne kadar dökeceğimizi dizayna uygun belirliyorduk." dedi.
"O gün de 12.00 gibi patlatma yapıldı"
Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağındaki toprak kaymasıyla ilgili tutuklu zanlılardan alınan ifadeler, olayın perde arkasını gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Oksit bölümü başmühendisi M.B'nin ifadesine göre, İliç bölgesinde mebran işini ve inşaat işlerini iki farklı firmanın yaptığı belirlendi. M.B, kamyonla malzeme taşınması, delme, patlatma işlerini bir firmanın gerçekleştirdiğini ifade ederken, olayın yaşandığı gün öğlen saatlerinde patlatma yapıldığını belirtti.
Maden ocağında inşaat ve kaba hafriyat işlerini üstlenen başka bir firmanın da olduğunu ifade eden M.B, projeye uygun yönlendirmenin Anagold şirketi proje birimi tarafından yapıldığını söyledi. Ancak M.B'nin açıklamalarına göre, olayın meydana geldiği sırada maden ocağında 33. basamakta çalışılıyordu ve projeye göre 36. basamağa kadar çıkma yetkileri bulunuyordu. Facia, 33. basamakta gerçekleşti.
M.B, olayın meydana geldiği sabah saat 08.30'da iş güvenliğiyle ilgili rutin toplantı yaptıklarını, ancak yaşanan toprak kayması olayının henüz bu toplantıda konuşulmadığını ifade ederek şunları söyledi:
"Yığın için kıdemli süpervizörümüz K.Ö. bize çatlaklar olduğunu söyledi, toplantıyı bırakarak sahaya çıktım. Çıkmadan önce de A.C'ye konu hakkında bilgi verdim. Alanda önce çatlakların olduğu yeri gezdik, çatlaklar çizgi hat boyu şeklindeydi. Güneybatıdan kuzeydoğuya doğru süreklilik arz ediyordu. Jeoteknik B.M. ile görüşme yaptık, kendisi 70 milim kayma olduğunu söyledi. Bu kayma miktarı tehlikeli bir miktardır, bütün çalışanların alanı terk etmesi için süratli bir şekilde bağırarak uyarıda bulundum. Ellerinde ne malzeme varsa bırakıp çıkmalarını söyledim. Onlar alanı terk edene kadar ben alanı terk etmedim. Biz alanı tamamen boşalttık, saat 10.00'da toplantıya katılmak için oradan ayrıldım. Daha sonra 10.30'da liç bölgesine gittik, yolların hepsini kapattırdım. J.R.G, B,A. ve C.S.H. ile liç bölgesine gittik, biz gidene kadar solüsyon devam ediyordu. Gider gitmez tüm yolları kapattık, çalışmayı bitirdik ve alanı tamamen boşalttık."
"Hiblicin arka tarafında patlatmalar yapılıyordu, olaya sebep olabileceğini düşünüyorum"
M.B'nin ifadesine göre, şirket bünyesinde çalışan üst düzey yönetici olduğunu düşündüğü 3 yabancı şahıs, maden ocağının İliç alanını görmek istedi. Ancak, bu talebin olayın yaşandığı gün öğlen saatlerinde patlatma yapıldığı bir sırada geldiğini belirterek şunları anlattı:
"Bizim dubalarla yolu kapattığımızı görünce S. bey engel olmaya çalışıyor, K.M.A'yı arıyor. Müsaade verince 3 arabayla liç bölgesine giriyorlar. Kesinlikle bu kişilerin alana girmesinde bilgim olmamıştır. Üç yabancı şahıs ve E. hanım ile K.M.A. liç bölgesinin üst kısmına çıkıyorlar ancak Adnan Keklik alt orta kısımdan geri dönüyor, 14.28'de tam dönerken olay meydana geliyor. Kenan Öz ve Ramazan Çimen de ayrı arabayla yine onlarla bölgeye girmişler, benim bunlardan haberim yoktu. Bu alanın yıkılmasına sebep olarak ilk aklıma gelen sebep, dizaynında bir sorun olmuş olabilir. Projelendirmede sıkıntı olduğunu düşünüyorum ayrıca patlatmanın da bu olayı tetiklemiş olabileceğini düşünüyorum çünkü hiblic alanının genişletilmesi için de hiblicin arka tarafında patlatmalar yapılıyordu. Bunun da olaya sebep olabileceğini düşünüyorum."
Devam eden soruşturmada, tutuklu zanlılardan şirketin oksitproses müdürü H.Ü'nün ifadesi önemli ayrıntıları içeriyor. H.Ü'nün ifadesine göre, liç bölgesindeki projelendirme yurt dışı kaynaklı bir firma tarafından yapılmış.
Olay gününe dair şirket içinde yaşanan süreçleri anlatan H.Ü, projenin sorumluluğunun yurtdışındaki bir firma tarafından üstlendiğini belirtti. Liç bölgesindeki projeye göre, 36 kata kadar yükleme yapılmasında herhangi bir sıkıntının olmadığını ifade eden H.Ü, olayın meydana geldiği gün 33. kattayken herhangi bir problem yaşanmadığını dile getirdi.
"Kendi bünyemizde bunun kararını veren kişi değildik."
Liç bölgesindeki çalışmalara 2010 yılında başlandığını mevcut şirket bünyesindeki projeye göre, her bir basamağın 8 metreden oluştuğunu söyleyen H.Ü şu ifadede bulundu:
"Bu bölgedeki ana yönlendirmeyi Anagold'un mühendisleri yapmaktadır ancak bölgede çalışanlar taşeron firmanın işçileri olabilmektedir. Radar işletme kısmı her pazartesi raporlarını bizle paylaşırdı. Liç projesine gerek kaplanılan alan gerekse de yükseklik olarak uyulmuştur ve fazla yükleme yapılmamıştır. Doğu bölgesinde 2 radar ve 2 robotik makine eksikti. Bunun için açık işletme birimi bütçesinden yer ayrıldı ancak olay olduğu tarihte bu bölgede henüz cihazlar alınmamıştı. Serme işleminde serilen toprak içerisine çimento ve kireç eklenmektedir. Bunun azaltılması yahut çoğaltılması analize gönderdiğimiz şirket içerisindeki teknik birim ve dışarıda analizi yapan firmaya aitti. Oradan gelen talimatlar doğrultusunda miktara azaltma veya çoğaltma yapabiliyorduk. Kendi bünyemizde bunun kararını veren kişi değildik."
Liç zeminin altında yer alan kısımdaki su miktarının sürekli takip edildiğini kaydeden H.Ü, şunları anlattı:
"Toprağa verilen solüsyon da aynı şekilde takip edilmektedir, bu işlemlerle bizim birimimiz ilgilenmektedir. Solüsyon verdiğimiz kısımlarda göllenme olduğunda biz burayı zaten kesebiliyoruz ve denetliyoruz. Liç bölgesinde 3 gün önce olan kaymayla ilgili bana herhangi bir raporlama yapılmamıştı. Göreve başladığım ilk dönemde liç bölgesinde bir açılma olmuştu ancak bu radarla tespit edilemeyecek kadar az bir alandı. Burayı çakılla jeoteknik biriminin verdiği bilgi doğrultusunda kapattık, herhangi bir sıkıntı olmadı. Zaten 20 ve 50 milimetre arasındaki açıklarda sıkıntılı bir durum olabileceği değerlendirilerek jeoteknik birimden destek aldık ve buraya müdahale edildi. Jeoteknik birim aynı zamanda radarla liç bölgesini denetleyen birimdir. Olay günü izindeydim, bir hatam olmadığını söylemek istiyorum."
A.R.K: "Radarı kontrol ettiğimde kritik seviyeyi geçen bir hareket gördüm"
Adli kontrol şartıyla serbest kalan kıdemli jeoteknik mühendisi A.R.K. ise liç bölgesindeki radar sistemini kontrol edip kritik seviyeye ulaştığında uyarıları veren kişi olduğunu belirtti.
A.R.K. 10 yıldır aynı birimde görev yaptığına işaret ederek, "1-12 Şubat'ta izinliydim, 13 Şubat'ta saat 10.30'da işbaşı yaptım ve sahaya gittim. Birimimizdeki personel B.M. 09.30 gibi beni aradı, bilgi verdi. Zaten 09.30'da bütün birimlere mail gönderilmişti." dedi.
Ofise gittikten sonra sahaya geri döndüğünü, döndüğünde dubalarla kapatma işlemi yapıldığını aktaran A.R.K, ifadesine şöyle devam etti:
"2018'de liç bölgesinde faz 4 kısmında bir heyelan meydana gelmişti, böyle bir olay doğrudur. Sahaya gittiğimde çatlak olan kısımları görmek için kontrol yaptım. Güney duvarındaki çalışmalar henüz tamamlanmadığı, arada boşluk olduğu için kuzeye doğru bir hareket gördüm. Radarı kontrol ettiğimde kritik seviyeyi geçen bir hareket gördüm. Artık boşluğunun doldurularak çatlakların giderilemeyeceğini ve bölgede çalışma yapmanın tehlikeli olduğunu belirledim. Sonrasında bir mail yazdım, hareketin kritik seviyede olduğunu, bölgede çalışma yapılmaması gerektiğini ve siyanürün kesilmesi gerektiğini söyledim. M.B ile J.R.G'nin odasına gittim ve tespitlerimi aktardım. Tespitlerim onaylandı ve gerekenler yapıldı. Yemek yedik ve saat 13.30 gibi tekrar sahaya gittik, sahada son kez tansiyon çatlaklarını kontrol etmek istedim. Gözle görülür açılma var mı diye bakmak istedim. Araçla gittiğimiz burun kısmında 50 santimlik çökme fark ettim. Alanın çok tehlikeli olduğunu anladım, alanın tahliye edilmesi gerektiğini söyleyerek ofise geri döndüm ve bu sırada olay oldu. Ben ve altımdaki personelle birlikte olay anından 15 dakika önce olay yerinden ayrıldık."
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan maden mühendisi M.T. de 12 Şubat'ta göreve başladığını belirterek, "Olayın olduğu tarihte henüz oryantasyon eğitimim tamamlanmamıştı, maillerim açılmamıştı. Açık işletme maden müdürü olarak görev yapacaktım. Ertesi gün bu olay oldu. Başlamış olsaydım asıl görevim maden çukurundan alınan cevherin kırıcıya götürülmesine kadardır. Liç bölgesi ile ilgili herhangi bir görevim ve bilgim yoktur." ifadesinde bulundu.