Erzincan'daki 15 Temmuz programında duygu dolu anlar! 3. Ordu Kurmay Başkanı Davut Ala, o geceyi hatırlayınca gözyaşlarına hakim olamadı!
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kartaltepe Kışlası'nın komutanı olan ve darbecilerle girdiği çatışmada sağ el başparmağını kaybeden ve vücuduna isabet eden 7 kurşunla da gazi olan Tümgeneral Davut Ala, yaptığı konuşmada herkesi duygulandırdı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kartaltepe Kışlası'nın komutanı olan ve darbecilerle girdiği çatışmada sağ el başparmağını kaybeden ve vücuduna isabet eden 7 kurşunla da gazi olan Tümgeneral Davut Ala, yaptığı konuşmada herkesi duygulandırdı.
Göz yaşlarını tutamadı
Erzincan'daki 3'ncü Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanlığı ve Garnizon Komutanlığı görevinde bulunan Tümgeneral Davut Ala, duygu yüklü konuşmasında, "Öncelikle yüce Allah'tan yaşadığımız bu coğrafyanın yurt edilmesinde, bayrağımızın hür ve özgürce dalgalanmasında, devletimizin bağımsız bir şekilde yaşatılmasında canlarını defa eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimize ve hayatları sona ermiş gazilerimize rahmet, kanlarını dökerek, uzuvlarını kaybederek kahramanlık timsali olarak yaşamlarına devam eden gazilerimize de sağlık sıhhat ve afiyetler vermesini diliyorum. Hali hazırda ülkemizin güvenliği, milletimizin bekası için gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ter döken, hayatını ortaya koyan tüm silah arkadaşlarıma ve emniyet güçlerimize de yüce Rabbimden kazasız, belasız başarılı görevler diliyorum.
Şehitlik ve gazilik nasip işidir. 15 Temmuz'da 252 şehidimiz ve 2 bin 196 gazimizin her birinin kendi başına bu millete ilham verecek anıları vardır. O akşam hiç kimseden emir almadan, sonunu düşünmeden yardan ve serden geçerek naçizane bendeniz de bu anılarda yer aldım. Yüce Rabbimden bu anılarda yer alan ve benimle aynı yerde çatışmaya girip şehit olan Albay Sait Ertürk, Komiser Serdar Gökbayrak'a rahmet ve gazi olan polis memurları Yaşar Demiral, Ferdi Akyün, Kemal Alpdemir ve Mesut Karaman'a da sağlık sıhhat ve afiyetler niyaz ediyorum. Ayrıca bu anılara hiçbir menfaat beklemeden canları pahasına katılan can Erzincanlılardan gazilerimizden şu anda burada olan Elvan Ağdaş, Ali Aydınlar ve Muhammed Doğan kardeşlerime de teşekkür ediyorum. 15 Temmuz belki ilk bakıldığında yalnızca aziz milletimize ve devletimize karşı yapılmış bir hareket olarak gözükebilir. Ancak dikkatlice irdelendiğinde anlaşılacaktır ki ümidini Türkiye'ye bağlamış, gönlü ve gözü Türkiye ile beraber olan dünyadaki tüm kardeşlerimize ve dostlarımıza karşı da yapılmış bir darbe girişimidir.
Bu hain darbe girişimi bu yüce milleti bölmek, parçalamak, yıkmak isteyen iç ve dış mihraklara karşı aynı Çanakkale savaşı, İstiklal Savaşındaki gibi büyük bir ders olarak Türk milletinin şanlı tarihindeki yerini almıştır. 15 Temmuz gecesi bu necip millet bir ülkenin tarihinin korkaklar değil, o ülke için kendi canını düşünmeden 'ölürsem şehit, kalırsam gazi şiarı' ile hareket eden insanları ile yazılacağını tüm dünyaya ispatlamış ve tarihe unutulmayacak bir not düşmüş, dünyanın dünü ve yarınlarının tarihinin Türkiye'siz yazılmayacağını bir kez daha hatırlatmıştır. 15 Temmuz'u kesinlikle unutmadık. Çünkü 15 Temmuz'da yüce Allah'ın dediği gibi 've mekeru ve mekerallah vallahü hayrül makirin' 'onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu, Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır' ayeti tecelli etti. 15 Temmuz'u kesinlikle asla ve asla unutmayacağız. Böyle niyeti olanlara da Sezai Karakoç'un dediği gibi 'sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır' diye cevap vereceğiz.
Yunus Emre'den, Mevlana'dan, Hacı Bektaş-i Veli'den, Pir Sultan Abdal'dan beslenen milletimizin birliği, beraberliği ve kardeşliği olduğunun bilinciyle diliyorum ki, Rabbim bu millete bir daha 15 Temmuz yaşatmasın. Yaşatmaya teşebbüs edecekleri de kahru perişan eylesin. Sözlerimi fazla uzatmak istemiyorum. Esasında söyleyeceklerimi ben o gece söyledim. Bu millet için kalan 9 parmağımı ve dahi canımı vermeye her zaman hazırım. Cevdet Paşa'nın da dediği gibi 'hepimiz faniyiz, lakin devlet-ü millet ve vatan bakidir.