Erkek üreme organınızın şekli hastalığın habercisi olabilir
Erkeklerin belki de en büyük sorunlarından bir tanesi sertliktir. Peki ya organınızın şeklinin hastalığın habercisi olabileceğini biliyor muydunuz? İşte habere dair tüm detaylar...
Bilim adamaları açıkladı erkeklerin organının şekli o hastalığın habercisi... Sonradan gelişen organ eğriliğiniz varsa, bazı kanserlere yakalanma ihtimalinizin oldukça yüksek olduğu tespit edildi. Amerika üreme sağlığı kurumunca 1.5 milyondan fazla insanın katılımıyla yapılan çalışmaya göre penis şekliniz ile kanser riskiniz arasında bir ilişki olduğu tespit edildi.
Tuvaletinizi yaparken idrarın düzgün bir açıyla gitmemesi ilk başta sadece anatomik bir tuhaflık olarak görülse de bunun artmış bir kanser riskine işaret edebileceğinin keşfedilmesi dikkat çekti.
Peyronie hastalığı nedir?
Peyronie hastalığı adı verilen ve kabaca sonradan gelişen organ eğriliği anlamına gelen hastalığa sahip olanlar ile mide, deri ve testis kanseri arasında keskin bağlantılar bulundu. Penil fibroz olarak da adlandırılan bu duruma, 40 ile 70 yaş arasındaki her 100 erkeğin ortalama 3.7'sinde rastlanıyor. İngiltere'de bu hastalıktan muzdarip 155 bin kişi olduğu belirtiliyor.
Houston'daki Baylor College tarafından hasta verilerine bakıldığında, bu eğriliğe sahip erkeklerde testis kanseri riskinin yüzde 40'tan biraz fazla, melanom riskinin yüzde 29 ve mide kanseri olasılığının ise yüzde 40 civarında arttığı görüldü. araştırmanın başında bulunan DR. Alexander Pastuszak, "Bunun önemli olduğunu düşünüyoruz" açıklamasında bulundu. Araştırmayı yürüten ekip, olası kanser ihtimalini erken dönemde yakalamak için eyronie hastası erkeklerin yakından takip edilmesi gerektiğini söylerken, başka ingiliz uzmanlar ise geniş çaplı rutin taramanın uygulanabilirliği konusunda şüpheleri olduğunu söylediler.
Peyronie hastalığına sahip bir baba ve oğlunu inceleyen ve bunlara daha geniş çaplı genetik analizler yapan araştırmacılar, bu kişilerin ürolojik kanserlere yatkınlığa neden olduğu bilinen bir dizi geni paylaştıklarını keşfetti.
Son yıllarda erkeklerin en sık doktora başvurma nedeni olan organ lezyonları, genital siğillerdir. Bu lezyona hpv virüsü enfeksiyonu neden olur ve sıklığı 15-25 yaş arası aktif insanlarda % 1 oranında tahmin edilmektedir. Fakat taşıyıcılık % 30-50 arası yaygınlıkta görülebilir. Yani erkeklerin çoğu virüsü bulundurmalarına rağmen belirti vermezler, virüs sinsi bir şekilde bünyelerinde kalır, ilişki ile partnere bulaşır, sonuçta erkeklerin büyük bir kısmı “taşıyıcı” yani “portör” dür. Günümüzde hpv tiplerini 100’denfazla farklı çeşidi vardır. Sık görünen genital siğiller genellikle düşük riskli hpv 6 ve 11 enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır. hpv 16-18-31-33-39-42-51 ve 54 tipleri servikal kanserle bağlantılıdır ve yüksek riskli olarak tanımlanmaktadır.
Hpv 16 ve 18 tiplerinin genital kanserle ilişkisi daha yüksektir ve erkeklerde de sıklıkla görülürler. Lezyonlar sık olarak birden fazla yerde ve çok sayıdadırlar. Kondülomalar erkekte genellikle; glans organ (organ başı), koronal sulkus (organ başı etrafındaki oyuk kısım), frenilum (organ başı arkasındaki dil şeklinde yapışık bölge), prepisiyum (sünnet derisi kısmı) ve skrotumdur. (torbalar) Ayrıca üretral açıklıkta, (idrar yapılan delik) ve intraüretral olarakta yerleşim gösterebilir. Genital siğilde erkekteki tedavi üroloji uzmanları tarafından yapılıp en sık olarak uygulanan tedavi seçenekleri: podofilotoksin % 0,5 solüsyon, trikloroasetik asit kullanımı , liquid-sıvı nitrojen ile krioterapi, elektrokoter ile yakma, co2 laser ve immiquimod % 5 krem uygulamalarıdır. Hangi tedavinin uygulanacağına takibi yapan hekim karar verir. Her doktorun tutumu farklı olabilir ve tedavi kararı hpv tipine ve yaygınlığına bağlı olmaktadır.
Scabies (uyuz) scabies (uyuz), sarcoptes scabie hominis ile oluşan erkek genital organındaki bir hastalıktır. Uyuza bağlı birden fazla tüneller glans organda, skrotumda ve organ şaftında sık olarak yerleşirler. Hastalardaki en sık şikayet geceleri veya sıcak banyodan sonra kaşıntının olmasıdır ve en sık başvurma şikayetidir. Scabies, hıv pozitif (AİDS'li) hastalarda %2-4 oranında sıklıkla görülebilir.