Okan Buruk ve Emre Belözoğlu; Inter'in yolunu tuttukları zamanı, birlikte oynadıkları en iyi futbolcuları ve deneyimlerini Inter TV'ye açıkladı.
OKAN BURUK: 'HEYECAN VERİCİYDİ'
Okan Buruk: "Avrupa'daki başarımız bizi meşhur etti, 2000'de UEFA Kupası'nı kazandık ve 2001'de Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final kazandık. Yaşına ve yeteneğine baktığımızda, Emre Avrupa'daki genç oyuncular arasında en çok dikkat çekenlerden biriydi. Inter onu fark etti ve sonra beni de istediler. Inter gibi bir kulübe gitmek, harika oyuncuların olduğu bir takımda olmak heyecan vericiydi."
EMRE BELÖZOĞLU: 'OKAN'DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM'
Emre Belözoğlu: "Ligin ilk haftasında oynadık. Okan da, ben de kulübeden girdim. Tabii ki çok heyecanlıydık. En önemlisi sezonun ilk maçını kazanmaktı ve bunu başardık. Perugia ile karşılaşıyorduk. Okan ve ben, 2-1 iken oyuna girdik ve maçı da 4-1 kazandık. Okan çok enerjik bir oyuncuydu. Ondan çok şey öğrendim. Hiç rekabette gibi hissetmedik."
EMRE BELÖZOĞLU: 'EN İYİSİ FENOMEN RONALDO'YDU'
Emre Belözoğlu: "Inter'de oynadığım en iyi oyuncuyu seçmem gerekirse, Fenomen Ronaldo'yu seçerim. Onunla birlikte Zanetti, Vieri, Recoba, Seedorf'u sayabilirim. Çok güçlü oyuncularla oynadık. Tek tek saymak doğru değil ama aklıma gelenler bunlar."
Okan Buruk: "Çok iyi oyuncular vardı. Daha sonra kariyerinde çok şeyler yapan Adriano da çok gençti. Ronaldo vardı, gerçek bir şampiyon. En iyi zamanlarıydı."
OKAN BURUK: 'ZANETTİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ'
Okan Buruk: "Beni en çok etkileyen ise, daha sonra bir teknik direktör de olan, Javier Zanetti'ydi. Onun idmanlarda ve maçlardaki duruşu inanılmazdı. Hep en iyisini vermek isterdi. Benim 3 yılımda hiçbir maçı ya da idmanı kaçırmadı. Tabii ki teknik ve yetenek de onun öne çıkan özellikleriydi ancak profesyonelliğinin altını çizmek gerek."
Okan Buruk: "Kesinlikle tutkulu oyunculardık. Sahada koşmayı hiç bırakmazdık ve bu yaklaşımımız sayesinde ve birbirimizi iyi bildiğimiz için Galatasaray'da da, burada da stratejiye iyi uyum sağladık, önde basıyorduk. Her yere koşup, herkese baskı yapıyor ve savaşıyorduk. Dinamik oyuncular olduğumuzdan dolayı herhalde, çok seviliyorduk. Cuper kulübeden her çıktığında bize, 'Hey, siz ikiniz! Pozisyonunuzu kaybetmeyin' derdi. Çok hareketliydik ve takımı her şeyin önüne koyardık."