ÖLÜME GİDEN YOL
- Mehmet Yıldırım 1996'da bir holdingin İzmir'deki 1 milyon 71 bin dolarlık hayali ihracatını ortaya çıkardı.
-1997'de bazı tekstil firmalarının İsviçre'ye 52 miyon dolarlık hayali ihracat yaptığını belgeledi.
-İzmir Gümrüğü'nde çay kaçakçılığı olayının arkasında Gümrük Başmüdürlüğü olduğunu ortaya çıkardı.
-Bütün bu olayların arkasında olan Başmüdür Muharrem Karaduman'ın İstanbul'a atanması Yıldırım'ı çileden çıkarttı.
-Gümrüklerden Sorumlu Bakan Rıfat Serdaroğlu'nun Karaduman'dan tayin için 5 milyon dolar aldığını, İstanbul'daki eski Başmüfettiş Necati Can'a bildirdi.
-Defalarca sürgün cezası yiyen Mehmet Yıldırım'ın iddialarını tek tek belgeleyen Necati Can, bunları 7.7.1998 tarihinde Başbakanlığa rapor etti.
-Rapordan bir hafta sonra 15.7.998 günü Rıfat Serdaroğlu, Mehmet Yıldırım'ı 0532 266 72 20 nolu cep telefonundan arayarak makamına çağırdı.
-Serdaroğlu, Yıldırım'dan müfettişlere 'Necati Can'a herhangi bir konuda bilgi vermedim' şeklinde ifade vermesini istedi.
-Otele dönen Yıldırım, Necati Can'ı arayarak, ölüm tehditlerinden söz etti. Ayrıca Bakanın baskılarından bunaldığını, intiharı bile düşündüğünü anlattı.
-Necati Can, aynı gün Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve parti başkanlarına 'Yıldırım'ın başına bir iş gelebilir' şeklinde faks mesajı geçti dedi.
-Bir buçuk ay sonra Mehmet Yıldırım, Ankara Söğütözü'ndeki otobüs şirketinin önünde bir otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti.
RIFAT SERDAROĞLU KİMDİR?
1948 senesinde İzmir Bergama'da doğdu. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Bölümü mezunu. Adalet Partisi Bergama İlçe Başkanlığı yaptı. 1977'de aynı ilçenin belediye başkanlığı görevlerinde bulundu. 1984 senesinde DYP İzmir il teşkilatının kurucuları arasında yer aldı. 1985'te ilk kongrede il başkanı tercih edildi. Parlamento öncesinde serbest çiftçilik yaptı. 1991 Genel Seçimlerinde İzmir 3. Bölgeden milletvekili oldu.
HADSİZ TEHDİT!
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayların konuşulduğu programa katılan ve hadsiz, utanmaz tehditlerine devam eden Rıfat Serdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, 'Aklını başına al. Hiçbir tek adam yatağında ölmedi' dedi.
İşte bu adam Mehmet Yıldırım'ın sürpriz şekilde Ankara'ya atamasını yapan isim. Elinde telefonla doğmuş Z kuşağı hadsiz Rıfat Serdaroğlu'nu tanımaz.
Takvim yazarı gazeteci Zafer Şahin,' Z kuşağı Rıfat Serdaroğlu’nu bilir mi?
90'LARDAN bir gazete manşeti...'Öldüren Atama' Gümrük Muhafaza Başmüdürü Mehmet Yıldırım'ın, sürpriz bir kararla Ankara'ya atanmasından bir ay sonra esrarengiz bir trafik kazasında hayatını kaybettiği anlatılıyor haberde.
Neden Ankara'ya atanmış ve neden bu atama sürpriz kabul ediliyor? Çünkü Mehmet Yıldırım, İzmir merkezli büyük bir hayali ihracat vurgununu ortaya çıkarmış.
Ödüllendirilmeyi beklerken görev yeri değiştirilmiş!
Kim değiştirmiş? Dönemin Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu..
Hani Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayların konuşulduğu TV programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 'Aklını başına al. Hiçbir tek adam yatağında ölmedi' diye hadsizce tehdit eden kişi var ya.. İşte o..
90'lara dönüp habere devam edelim. Asıl heyecanlı kısmı şimdi başlıyor.
Gazeteye bilgi veren eski Gümrük Başmüdürü Necati Can diyor ki...
'İzmir'deki hayali ihracat zincirinde müfettişlerin öldürülmesine giden sonuçlar ortaya çıktı. Bu konuda defalarca raporlar yazdım ama önlem alınmadı. Trafik kazasında ölen Mehmet Yıldırım, tekstil ve çay üzerinden yapılan hayali ihracatı belgeledi.
Ancak kızağa çekildi.
Ölüm tehditleri almaya başladı. Hatta bana bizzat Rifat Serdaroğlu tarafından makamında tehdit edildiğini söyledi!
Ve son olarak bir kazada hayatını kaybetti.' 90'lardan bir başka gazete haberi daha...
DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci konuşuyor. 'Gümrüklerde tuhaf işler oluyor. Hazırlanan bir raporda gümrüklerdeki rüşvet çeteleri anlatılıyor.
Bakan Rıfat Serdaroğlu'na 5 milyon dolar verildiği, bunun 1 milyonluk peşin kısmıyla İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğü'ne atama yapıldığı bilgisi var. Bu raporla ilgili hükümet ne yaptı?
Serdaroğlu, DTP'den istifa etmiş ANAP'a geçmiştir!' Tam bir 90'lar klasiği değil mi bu iki haberde anlatılanlar.
Z kuşağı doğal olarak bilmiyor o dönemin siyasi aktörlerinin yediği haltları?
Mesela o dönemde milyonlarca çalışana atılmış EYT kazığının sorumlusunun bugün ekranlardan Erdoğan'a 'EYT sorununu çözmüyor' diye hakaret eden bir bakan eskisi olduğunu da bilmiyor.
TV'yi açtıklarında karşılarında gördükleri adamlar, kadınlar hırsla ve nefretle Tayyip Erdoğan'ı eleştiriyor, dikta rejimi kurmakla suçluyor. Hiç utanmadan ve yüzleri kızarmadan...
Allahtan milletin kahir ekseriyeti bunların cemaziyülevvelini biliyor...
Ama yetmez... Gençlere bunların devri iktidarındaki Türkiye'yi anlatmak zorundayız...' kaleminden döküldü.