Dünya'nın En Zengin ve Pinti Kadınının Bir Tuhaf Hikayesi
Dünyanın en zengin ve en cimri kadını hetty green'in bir tuhaf hayat hikayesi...
1834-1916 yılları arasında yaşayan, "wall street cadısı" lakabıyla tanınan amerikalı iş kadını hetty green, varlık içinde yokluk lafının sözünün tarihteki en iyi temsilicisi diyebiliriz.
1834'te massachusetts'da doğan hetty green, dünyanın en zengin ve en cimri kadını olarak tanınıyor.
Henüz 6 yaşındayken zamanını günlük finans gazetelerini okuyarak geçiren kadın, şu anda bile hala amerikan tarihi boyunca en büyük servete ulaşan 40 kişi arasında yer alıyor.
2 çocuğuna ve kendine asla yeni elbiseler almadığı için sokakta görüldüğünde dilenci sanılan kadın, aşırı cimriliğiyle bunca yıl geçmesine rağmen hala daha konuşabilen bir kadındır.
Hetty green, çok zengin olmasına rağmen emlak vergisi vermemek adına evde kalmayıp ucuz ve varoş hotellerde yaşamını sürdürmüş, her gün aynı siyah elbiseyi giymiş birisi. bu kadın o kadar cimriymiş ki dediklerine göre elbisesinin yalnızca alt kısmını, yani yerle temas ederek kirlenen kısmını arada bir temizlermiş. sebebi de sabuna para vermek istememesiymiş.
Ned adındaki oğlu dizini sakatlayınca para vermemek için tedavisi yaptırmamış, daha sonra doktorlar kangren olması yüzünden çocuğun bacağını kesmek zorunda kalmışlardır.
Hetty green 81 yaşındayken marketteki bir satıcı ile 1 şişe sütün fiyatı için tartışmaya girişmiş. kadın o kadar sinirlenmiş ki kalbi buna dayanamamış ve kalp krizi geçirip orada ölüvermiş. yani pintiliği ölümüne de neden olmuş.
Sonra ne mi olmuş?
Ned, giden bacağının intikamını alırcasına miras kalan tüm parayı partilerde, tatillerde ve pahalı mücevheratlarda harcamıştır. öldüğünde arkasında bugünün parasıyla 4 milyar dolar gibi bir servet bırakmıştır.