Dışişleri Bakanlığı’ndan AB’ye sert tepki: Tümüyle reddediyoruz
KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olmasıyla ilgili Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi’nin yaptığı açıklama Dışişleri Bakanlığı’ndan tepki aldı. Bakanlık konu hakkındaki açıklamasında söz konusu ifadelerin tümüyle reddedildiğini belirtti.
Özbekistan’ın Semerkant şehrinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde KKTC’nin gözlemci üye olarak kabul edilmesiyle ilgili Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi’nden tepki çeken bir açıklama geldi. Dışişleri Bakanlığı ise AB’nin yaptığı bu açıklamaya tepki göstererek, "AB'nin, BM Genel Sekreteri'nin çağrısı hilafına Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumun saygın bir üyesi olmasını engellemeye çalışması iyi niyetle bağdaşmadığı gibi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) ve Yunanistan'ın kısır politikalarının esiri haline gelmiş olan AB'nin ikiyüzlülüğünü bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır." ifadelerini kullandı.
Tümüyle reddediyoruz
Anadolu Ajansı’ndaki habere göre; Dışişleri Bakanlığı, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) gözlemci üye olmasına ilişkin Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi tarafından yapılan açıklamayı tümüyle reddettiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, KKTC'nin TDT'ye gözlemci üye olması kararının Özbekistan'ın Semerkant kentinde dün gerçekleştirilen TDT Devlet Başkanları Zirvesi'nde oy birliğiyle alındığı hatırlatılarak, "KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olması hakkında bugün AB Dış İlişkiler Servisi tarafından yapılan açıklamayı tümüyle reddediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Kıbrıs Türkleri Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır
"Zirve bildirisinde de ifade edildiği üzere, Kıbrıs Türkleri, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır, Türk Devletleri ile her alanda ilişki kurup geliştirmesi en doğal hakkıdır." değerlendirmesinin yapıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"AB'nin, BM Genel Sekreteri'nin çağrısı hilafına Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumun saygın bir üyesi olmasını engellemeye çalışması iyi niyetle bağdaşmadığı gibi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) ve Yunanistan'ın kısır politikalarının esiri haline gelmiş olan AB'nin ikiyüzlülüğünü bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır. Kıbrıs Adası'nda adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm ancak Kıbrıs Türk halkının 1963'ten beri gasbedilen müktesep egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesiyle başlayacak bir sürecin ardından sağlanabilir. Bunun için uluslararası toplumun artık Kıbrıs Rum tarafını Ada'nın tek sahibi olarak gören tavrından vazgeçmesi ve KKTC'yi tanıması gerekir."
Açıklamada, Türkiye'nin her durumda KKTC'nin yanında durmaya ve tüm uluslararası platformlarda Kıbrıs Türkü'nün sesi olmaya devam edeceği de vurgulandı.