Dijital terapi nedir, dijital terapi nasıl yapılır?
Kovid-19 pandemisi dünya çapında ruh sağlığını ciddi şekilde etkiledi ve depresyonun 2030 yılına kadar önemli bir hastalık olacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle kaybedilen yaşam yıllarının önde gelen nedeni olacağı belirtiliyor.
Kitlesel hastalıklar ve salgınlar, bireylerin psikolojileri üzerinde derin etkiler bırakırlar. Bıraktıkları psikolojik yıkımın etkileri onlarca yıl sürüyor. Öneğin Veba’nın tarvması yüzyıllar sürdü. Malarya, sıtma gibi salgınlar da yüzyıllar boyunca travmatik etkilerini korudular.
Kovid-19 veya genel geçer adıyla bilinen koronavirüs salgını da kitleler üzerinde ciddi travmatik etkiler bıraktı. Özellikle çocuklarda kelimenin tam anlamıyla bir yıkıma sebep oldu. Çocukların hayata dair umutları, ölüm korkusu ile yıkıldı. Ve pandemi sürecindeki ev hapsiyle neredeyse tamamı dijital bağımlı oldu. Peki bu sorunu bilim adamları çözmek için neler yapıyorlar, ona bakalım.
Helsinki Üniversitesi'nden bilim adamları, depresyon tedavisinde dijital yaklaşımların etkinliğini incelediler ve bir akıllı telefon veya bilgisayar aracılığıyla yapılan terapinin, depresyon semptomlarıyla başa çıkmaya yardımcı olabileceğini ve bir uzman tarafından uzaktan yönlendirildiğinde, etkililiği kişisel tedaviden daha düşük olmadığını gösterdiler.
Kovid-19 pandemisi dünya çapında ruh sağlığını ciddi şekilde etkiledi ve depresyonun 2030 yılına kadar önemli bir hastalık olacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle kaybedilen yaşam yıllarının önde gelen nedeni olacağı belirtiliyor. Ancak, tedaviye ihtiyacı olan herkesin uygun tedaviye erişimi bulunmuyor maalesef.
Olası çözümlerden biri, terapi bilgisayar veya akıllı telefon kullanılarak yapılabilir. Bu da karşımıza psikoterapinin dijitalleşeceğini gösterir. Bilim insanları bu yeni çalışmanın, dijital yaklaşımların depresyon tedavisinde nasıl etkili olduğunu ve kişisel psikoterapiye altenatif olup olamayacaklarını test ettiler.
Bilim adamları, son 30 yılda yayınlanan depresyon tedavisine yönelik 83 dijital uygulamanın meta analizini gerçekleştirdi. Deneysel çalışmalara Toplamda 15.530 kişi katıldı, bunların arasında çoğunluğu, yani yüzde 80’i yetişkinlerdi. Bu yetişkinler arasında kadınların oranı erkeklerden daha fazla idi. Bu çalışmaya katılan gönüllü kadınların oranı yüzde 69.5’ti.
Tüm çalışmalar rastgele ama kontrollü denemelerdi. Yani katılımcılar rastgele bir kontrol grubuna ve bir deney grubuna dâhil edildi. Deney grubundaki kişilere dijital girişimsel tedavi uygulandı ve kontrol grubunda ya hiç etki görmediler ya da geleneksel tedavi ya da kişisel psikoterapi gördüler. Deneklerdeki depresyon belirtilerinin derecesi hafif düzeyden orta düzeye kadar geniş bir yelpazede değişmekteydi.
Koronavirüs, Dünya Çapında Milyonlarca Kişinin Ruh Sağlığını Vurdu
Bilim adamları, 2020'de majör depresif ve anksiyete bozukluklarındaki artışta Kovid-19'un etkisine dair ilk küresel tahminleri sundular. Araştırmacılar, dijital müdahalelerin depresyon semptomlarını yönetmeye yardımcı olduğunu bulduklarını açıkladılar. Ancak etki, kişisel terapi üzerine benzer bir meta-analizde olduğu kadar güçlü olmadı. Dijital terapinin uzaktan da olsa bir kişinin doğrudan gözetimi altında gerçekleştirilmesi durumunda, etkinlik açısından istatistiksel bir farklılık bulunmadı. Aynı zamanda, terapi için kullanılan cihazın türü (bilgisayar veya akıllı telefon) önemli değildi. Araştırmacılar, ilgili çalışmaların olmaması nedeniyle dijital stratejileri ilaç tedavisiyle karşılaştıramadılar.
Buna ek olarak, araştırmacılar, katılımcıların sadece yarısının tedaviyi tamamladığını kayda geçirdiler. Bu oran, laboratuvar deneylerine kıyasla gerçek dünyaya yakın çalışmaların yarısı kadardı. Bilim adamları, bunun farklı koşullar altında çalışılan yöntemlerin etkinliğindeki farkı kısmen açıklayabileceğine inanıyorlar ve çalışmalarını o yöne doğru kanalize edebileceklerine dair işaretler veriyorlar. Genel olarak bilim adamları, özellikle bir uzmanın doğrudan gözetimi altındaki dijital yaklaşımların, depresyon tedavisinin önemli bir parçası olabileceğine inanıyor. Bu özellikle bir pandemi sırasında geçerlidir: bir yandan birçoğunun zihinsel sağlığını etkilerken, diğer yandan kişisel terapi olanaklarını sınırlayarak kişisel temasları azaltmaya zorlarlar.