Derin dondurucuda cansız bedeni bulunan Lina’nın davası bugün görüldü: Kan donduran cinayet itirafı müebbet ile sonuçlandı!
Melisa İlhan adlı kadının açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. İlhan, eşinden ayrıldıktan sonra ortaokul arkadaşı olan Muhabbet Toz ile birlikte yaşamaya başladı. Ancak, bu birliktelik Melisa İlhan için kabus dolu günlerin başlangıcı oldu. İlhan, DHA'ya verdiği röportajda, arkadaşı Muhabbet Toz ve onun sevgilisi Mehmet Aksu tarafından çocukları 3 yaşındaki Lina Nazlı ile 1.5 yaşındaki Naime Ceyda'nın alıkonularak fuhuşa zorlandığını iddia etti. Bu iddialar, kamuoyunda büyük infiale neden oldu.
Pazartesi günü bir televizyon programına katılan Melisa İlhan, aylardır kayıp olan kızlarının bulunmasını istedi. Program sırasında, telefonla programa katılan Kiraz Alkurt'un şaşırtıcı itirafları, olayın seyrini değiştirdi. >Melisa İlhan'ın gözyaşları arasında yaşadıklarını anlattığı programda, Kiraz Alkurt'un açıklamaları büyük bir şok yarattı. Alkurt, küçük kızı Naime'nin kendisine bırakıldığını ve bakıcılık yaptığını iddia etti. Bu iddia üzerine harekete geçen yetkililer, Naime'yi teslim aldı ve Kiraz Alkurt'u gözaltına aldı. Kiraz Alkurt'un sorgusunda, bakıcılık yaptığını ancak diğer kızı Lina Nazlı'yı hiç görmediğini söylemesi dikkat çekti. Bu gelişmelerin ardından Kiraz Alkurt, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, kardeşi Naime ise Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekipleri tarafından korumaya alındı.
Program sırasında telefonla programa katılan Mehmet Aksu, şok edici bir itirafta bulundu. Aksu, polisi arayarak Lina Nazlı'nın öldüğünü ve cansız bedeninin Seyrantepe Mahallesi'ndeki bir giyim mağazasında, derin dondurucuda saklandığını iddia etti. Bu itiraf, olayın seyrini tamamen değiştirdi ve polis ekipleri hemen harekete geçti.
Mehmet Aksu'nun bilgileri doğrultusunda Seyrantepe Mahallesi'ne giden ekipler, giyim mağazasındaki derin dondurucuda Lina'nın cansız bedenine ulaştı. Kısa sürede yapılan incelemelerin ardından Mehmet Aksu ile birlikte Muhabbet Toz da gözaltına alındı.
Savcılık sorgularında yaşananlar ise dehşete düşürdü. Mehmet Aksu, Lina'nın Muhabbet Toz tarafından öldürüldüğünü ve kendisinin de 3 çocuk babası olarak vicdan azabı çektiği için olayı itiraf ettiğini dile getirdi. Bu çarpıcı itiraf, Melisa İlhan'ın acı çığlıkları arasında yaşananlarla birlikte, toplumda derin bir şok etkisi yarattı.
Aksu’dan korkunç cinayet itirafı
Aksu, sevgilisi Muhabbet Toz’un 7-8 ay kadar önce kendisine Lina Nazlı Erbay’ın çok kötü olduğunu belirten mesaj attığını belirterek, şu ifadede bulundu:
“Melisa ve 2 çocuğu daha önce Ordu Caddesi’nde bir rezidansta kalıyor ve fuhuş yapıyordu. Ben bu durumdan rahatsız olduğum için Muhabbet Toz’a Burç Mahallesi’nde yeni bir ev kiraladım. Melisa da 2 çocuğuyla bu eve geldi ama ben fuhuş yapmaya devam ettiği için kalmasına izin vermedim. Melisa, kiraladığı rezidansta fuhuş yapmaya devam ediyordu, çocukları ise Muhabbet'in yanında kalıyordu. Tarihi tam olarak hatırlamıyorum ama şubat ayı sonu veya mart ayının ilk günleri; 'Melisa'nın büyük çocuğu Lina Nazlı çok kötü, hemen yanıma gel' şeklinde mesaj attı.
Ben de bunun üzerine Muhabbet'in kaldığı eve gittim. Eve girdiğimde Lina Nazlı, televizyonun bulunduğu odada yerde halının üzerine sırt üstü hareketsiz yatıyordu. Muhabbet ise belini duvara dayamış, her iki elini çenesine dayamış korku ve panik halinde yere çömelmiş oturuyordu. Ben Lina'nın nabzını kontrol ettim, nabzı atmıyordu, sonra kalp masajı yapmaya başladım.
Bu sırada Muhabbet'e ne olduğunu sordum. Muhabbet bana, 'odada sağa sola koştu bağırdım durmadı, ben de sinir haliyle kafasına iki defa vurdum yere düştü, bu şekilde hareketsiz kaldı, ne yapacağımı bilemedim seni aradım, yardım istedim' dedi. Kendisine kızdım, ve kolonya getirip yüzüne döktüm ama en küçük bir tepki yoktu ve Lina Nazlı'nın öldüğünü anladım.
Muhabbet'e birkaç kez ambulansı ve polisi aramasını, olanı anlatmasını ve ne yapılacaksa yapılmasını söyledim. Muhabbet bana cevap vermedi, ambulans ve polisi aramadı. Çocuk ölmüştü ve hafif morarma başlamıştı.
Lina Nazlı'nın cesedini battaniyeye sararak, yan odada uyuyan kardeşi Naime'yi uyandırarak onun yerine taşıdıklarını anlatan Aksu, "Ben çocuğun battaniyeye sarılı cesedini kucağıma aldım. Muhabbet diğer odada uyuyan Naime'yi kucaklayıp bizim odaya getirdi, ben de ölmüş olan çocuğun cesedini yan odaya götürüp çekyatın üzerine battaniyeye sarılı vaziyette bıraktım."
Cesedi yakmayı teklif etti
Aksu, sevgilisi Muhabbet Toz'un öldürülen Lina Nazlı'nın cansız bedenini yakmayı teklif ettiğini öne sürdü ve şunları dile getirdi:
"Muhabbet bana, 'Bu çocuğun cesedini yakayım, parçalarını bir yere gömeyim, kurtulayım' dedi. Ben de 3 çocuğum olduğunu ve böyle bir şey yapamayacağımı söyledim. Bunun üzerine bana iş yerime götürüp, derin dondurucu alarak, cesedi dondurucuya koymayı teklif etti.
Ceset sürekli gözümüzün önünde olacağı için kimsenin bulma ihtimali olmayacağını söyledi. Ben buna da karşı çıktım ama ısrar edince kabul etmek zorunda kaldım. İş yerime yakın bölgede 5 bin liraya bir derin dondurucu satın aldık. Bir saat sonra derin dondurucuyu iş yerine getirdiler. Biz de Muhabbet ile aracıma binerek evden Lina Nazlı'nın battaniyeye sarılı cesedini iş yerine getirip, derin dondurucunun içerisine koyduk.
Cesedi derin dondurucuya koyduktan sonra dış kısmından kilitledik. İçerisinde cesedin bulunduğu derin dondurucunun her iki anahtarını da Muhabbet Toz aldı. Zaten derin dondurucunun fişi sürekli takılıydı. O tarihten sonra Muhabbet, 'bu ceset bulunursa ben yanarım, bu iş yerine artık ben bakacağım, sorun olursa buranın sahibi benim, diyeceğim, çocuğun cesedi sürekli kontrolümde olsun istiyorum' dedi. Ben de karşı çıkmayarak iş yerini bundan sonra Muhabbet'in çalıştırmasını istedim. O günden sonra iş yerini Muhabbet çalıştırdı. Ben olaydan sonra Lina Nazlı'nın annesi ile hiç görüşmedim, Muhabbet'in de çocukla ilgili ailesine ne dediğini bilmiyorum.”
Programı gören Aksu, polisi aradı
Mehmet Aksu, televizyon programında Lina Nazlı'nın kayıp olduğunu görünce yaşananlardan dolayı baba olarak büyük rahatsızlık duyduğunu ifade ederek, polisi aradığını ve teslim olduğunu dile getirdi. Aksu, "Hemen polisi aradım ve teslim oldum. Polislerle birlikte iş yerine gittik. Sonra ben telefonla Muhabbet'i arayarak iş yerine çağırdım ve polislere yakalattım" şeklinde konuştu.
Muhabbet Toz ise Lina Nazlı'nın annesi Melisa İlhan ve sevgilisi Mehmet Aksu'nun şiddetine maruz kaldığını öne sürdü. İlhan'ın, hasta olan çocuğu Lina Nazlı'yı hastanede tedavi ettirmeyerek eve getirdiğini ve hem Lina Nazlı hem de Naime'ye kendisinin baktığını iddia etti. Toz, "Mehmet bana ev kiralamıştı. Melisa fuhuş yaptığı için bu eve fazla gelmiyordu ancak iki çocuğuna ben bakıyordum. Melisa, hem Lina Nazlı hem de Naime'yi zaman zaman darp ederdi. Özellikle Lina Nazlı'yı darp ettiği gibi kolunu ve bacaklarını ısırırdı. Arkadaşım olan Mehmet Aksu da birkaç kez evde alkol alırken bu çocukların ağlama sesine sinirlendiği için Lina Nazlı'yı kolundan ve bacağından birkaç kez ısırıp bağırdığını görmüştüm" dedi.
Katil zanlısı cinayeti itiraf etti
Muhabbet Toz, korkunç bir itirafta bulunarak, Lina Nazlı'nın taşkınlık yapması üzerine sinirlendiğini ve yaşananlar sonucunda kızı salladığını ve başının betona vurarak yere düşmesine neden olduğunu itiraf ederek, şu şekilde devam etti:
“Lina Nazlı'yı kucağıma aldım, kendisine yemek yediriyordum. Ancak Lina Nazlı taşkınlık yapmaya başladı. Yemek yemedi, kucağımdaydı. Ben de kendisini iki elimle sert şekilde sallayıp akıllı olmasını istediğim bir anda sallamanın da etkisiyle dengesini kaybederek sandalyenin üzerinde oturur vaziyette iken kucağımdan kafa kısmı yere beton zemine gelecek ve sert bir şekilde kafası üstü düştü. Yere düşünce bir anda hareketsiz kaldı.
Ben panikledim, korktum, su getirdim. Elini yüzünü yıkadım ancak çocuk hiç tepki vermeyince Mehmet'i aradım, o da geldi kalp masajı yaptı ama çocuk ölmüştü.
Olaydan dolayı çok korktuğunu ve polisi arayamadığını iddia eden Muhabbet Toz, "Mehmet ile birlikte oturup karar verdik. Bu çocuğu önce yakalım diye düşündük. Daha sonra yakmaktan vazgeçtik. Son olarak gidelim bir derin dondurucu alıp iş yerine çocuğun cesedini de içine koyalım, bu şekilde cesedin kokusu olmaz, aynı zamanda gözümüzün önünde olur, diye düşündük. Lina'nın cesedini çarşafa sarıp eve bıraktık. Naime'yi Mehmet bir bakıcıya bıraktı. Mehmet bana aynı gün otelde bir oda tuttu. Geceyi otelde geçirdim, bir gün sonra Mehmet beni aldı ve gidip evden cesedi alıp, satın aldığı ve iş yerine getirilen derin dondurucuya koyduk."
Muhabbet Toz, Lina Nazlı'nın kardeşi N.'nin ise bakıcılık yapan Kiraz Alkurt'un yanında kaldığını ve aylık 3 bin lira ödeme yaptıklarını söyledi. Muhabbet Toz, kasıtlı şekilde Lina Nazlı'yı öldürmediğini ve ölümüne sebep olacak davranışta bulunmadığını ve korktuğu için bugüne kadar sakladığını belirtti.
İHA'da yer alan habere göre, yapılan otopsi sonrasında Lina'nın cansız bedeni ailesine teslim edildi ve cenazesi defnedilmek üzere hazırlandı. Cenazeyi almak için anne Melisa İlhan'ın gelmemesi, babanın ise güçlükle ayakta durabilmesi, acının boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Baba Abdurrahman Erbay, kızının tabutuna sarılarak gözyaşı dökerken, ailesi ve yakınları da derin bir üzüntü içindeydi.
Kızının hiçbir rahatsızlığının bulunmadığını ve darp edilerek öldürüldüğünü söyleyen Erbay, yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirdi:
"Küçük meleğimi öldürdüler. Benim güzel kızıma kıydılar. Ben onun saçının teline bile dokunamazken, canı acır diye içim parçalanırken başkaları gidip benim küçücük kızımın canına kıydılar. Benim canım yandı, başka anne balaların canı yanmasın. Başka evlatlara kıyılmasın. Bunu yapanlara müebbet hapis cezası verilsin, gün yüzü görmesinler. Benim kızımın vücudunda sigara söndürüldüğüne yönelik izler var. Kızımın kafasına aldığı darbeler var. Bunlar annesi de yanlarında daha önce de kızımı alıp farklı hastaneye gidiyorlar. Ama doktorlar kızımın vücudundaki izleri görüp, şüphelenip polise haber vermiyor. Doktorlar bunu nasıl fark etmez. İmza karşılığında nasıl çocuğumun hastaneden çıkışına izin verilir? Küçük kızım Naime'yi almak için Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne müracaatta bulunduk. Geldiler, evimizi kontrol ettiler. Kızımı bırakmayacağım. Bir şekilde alıp onu bağrıma basacağım. Küçük kızımı daha önce gördüm, hasret giderdim. Ben artık teselliyi onda arayacağım. Büyümüş, gülüşü, bakışı, ablası gibi. Naime'ye sarılınca, canına kıydıkları Lina aklıma geldi. Zor bir şekilde ayakta durabiliyorum. Ama benim artık Naime için ayakta durmam gerekiyor. Büyük kızımı kaybettim, küçük kızıma çok iyi bakacağım. Onu gezdireceğim, ona kıyafetler alacağım, oyuncak alacağım, saçlarını tarayacağım. Babalık görevimi layıkıyla yerine getireceğim. Daha önce de çocuklarıma çok iyi bakardım. Eşimden ayrılmadan önce de annesi çocuklarla fazla ilgilenmezdi. Ben daha çok ilgilenirdim. Çocuklarım hasta olduğunda sabahlara kadar başlarında bekliyordum. Benim eşim çok saftı ve çok çabuk kandırırlardı. Çocuğumu kendisinden almak için de çok mücadele ettim. Karakollara gittim, ifadeler verdim ama netice alamadım. Eski eşim suçluysa o da cezasını çeksin. Gecemi gündüzüme kattım. Sabahlara kadar mahalle mahalle çocuklarımı aradım. Gitmediğim yer kalmadı. Geceleri tek tek barları, eğlence mekanlarını kontrol ettim. Çok aradım mücadele ettim ama çocuklarıma ulaşamadım. Devlet kızlarımı anneye verdi güvenli ellerde diye şimdi bir kızım toprak altında bir kızım da koruma altında. En büyük sınavımı kızımı mezara koyarken verdim."
3 yaşındaki Lina’nın görülen davası bugün sonuçlandı
UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği Genel Başkanı Saadet Özcan, görülen davanın ardından, katil zanlısı ve yardımcılarının aldığı cezaları da belirterek şu paylaşımda bulundu:
“Gaziantep'te darp edilerek öldürüldükten sonra cansız bedeni 8 ay derin dondurucuda saklanan 3 yaşındaki Lina bebeğin davasında, Başkanlarımız, avukatlarımız ve gönüllüler ile karar celsesindeydik. Gaziantep 1.Ağır ceza karar verdi. Çocuğun kasten öldürülmesi suçundan bir sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile eziyet suçundan 7 yıl hapis cezası, diğer sanık hakkında çocuğun kasten öldürülmesine yardım etme suçundan 20 yıl, eziyet suçundan 7 yıl hapis cezası verilmiştir. Hiç bir takdiri indirim uygulanmadı. Lina bebeğin huzur bulmasını, kararın caydırıcı olmasını diliyoruz.”