18.02.2023-10:20 (Son Güncelleme:18.02.2023-17:25)

Deprem sonrası başvurular yoğunlaştı: Bina DNA testinde yüzde 100 artış

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş depremleri sonrasında bina dayanıklılık testine olan talepler yoğunlaştı. 20 bin liradan başlayan bedellerle gerçekleştirilen bina dayanıklılık testinin sonuçları 1 ay içerisinde sahibine ulaşıyor.

Kahramanmaraş depremleri sonrası en çok tartışılan konulardan birisi Türkiye’deki konutların sağlamlığı oldu. Oturdukları evin depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek isteyen vatandaşlar 20 bin liradan başlayan bedellerle gerçekleştirilen bina dayanıklılık testi gerçekleştiriyor. Gün geçtikçe artan bina dayanıklılık testi sonuçları 1 ay içerisinde sahibine ulaşıyor.

Başvuru nasıl yapılır?

Akşam’ın haberine göre; Binasının riskli olduğunu düşünen veya depreme karşı dayanıklı olup olmadığını öğrenmek isteyen vatandaşlar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen kurum ve kuruluşlara başvurarak bu testi yaptırabiliyor. Bakanlığın internet sitesinde, risk tespit raporu için başvurulabilecek belediyeler, meslek odaları, kamu kurumları, üniversiteler ile özel kuruluşlar ve firmalar yer alıyor.


İki farklı yöntem söz konusu

Özellikle belediyeler tarafından ve sadece betondan numune alınarak yapılan tarama işlemi sonrası risk tespit raporu kısa sürede çıkabiliyor. Ancak binanın farklı yerlerinden karotların alındığı, farklı işlemlerin yapıldığı ve numunelerin laboratuvarlarda incelendiği detaylı tarama için daha uzun vakite ihtiyaç duyuluyor.

Maliyeti kim ödüyor?

Riskli yapı tespitlerinin maliyetini kat malikleri öderken, söz konusu testi yaptırmak için bina sakinlerinden bir kişinin başvurması yeterli oluyor. Karot raporu olarak da bilinen bina dayanıklılık testi sonrası binaların depreme karşı riskli olup olmadığı ortaya çıkıyor.

Bina ile proje karşılaştırılıyor

Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, vatandaşın oturduğu konutla ilgili tereddüdü bulunması halinde ilk iş olarak belediyeye giderek binanın mevcut projesinin alınması gerektiğini vurguladı. Türkkan, "Mevcut proje alındıktan sonra bununla ilgili binada çalışma yapıp mevcut proje ile binanın uyumlu olup olmadığının tespitini yapıyoruz. Bu çok önemli bir konu. Çünkü resmi projeler ile binalar arasında uyumsuzluk da söz konusu olabiliyor" diye konuştu. Türkkan, projenin incelenmesinin ardından teknik ekiplerin binadaki kolonların ve kirişlerin mevcut projeye uyup uymadığı ile ilgili bir rölöve çalışması gerçekleştirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


Betondan numune alınarak yapılıyor

"Bu çalışma gerçekleştirildikten sonra binada karot çalışmaları yapıyoruz. Karot çalışması sırasında betondan numune alma işlemi yapılırken mutlaka daha öncesinde donatı tespitlerinin yapılması gerekir. Düşey ve yatay donatıları tespit edip demir olmayan beton bölgeden karot alınması gerekir. Genelde burada profesyonel ve uzman olmayan bazı ekipler kolonlardaki demirleri de keserek karot alıyor. Bu gerçekten ciddi problemlere neden oluyor. Kolonlardaki donatılar tespit edildikten sonra boşluk kalan kısımda beton numuneler alarak bunları laboratuvarda kırdırıyoruz. Binada kullanılmış betonun taşıma kapasitesini tespit ediyoruz."

Demir miktarına bakılıyor

"Daha sonra binadaki, kolonlardaki demir miktarlarını tespit ediyoruz. Bunlar bittikten sonra kırımlar yapıp donatıları da gözümüzle görüyoruz. Yani oradaki donatı gerçekten projeye uygun mu, değil mi, düz donatı mı gibi hususları betondaki pas paylarını kaldırarak tespit ediyoruz. Daha sonra zemin etüdü yaptırıp bina ile ilgili statik analizleri gerçekleştiriyoruz."

Uzmanlar karot testi sırasında kolondaki demirlere dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

Sonuçların çıkması 1 ayı bulabiliyor

DEGÜDER Başkanı Türkkan, deprem dayanıklılık testinin aşamalarını kısaca özetleyerek, sürecin binanın projesinin doğru uygulanıp uygulanmadığının tespitiyle başladığını, kolonlardaki donatı tespitlerinin yapılması, betondan numune alınması, demirlerin pas payının kaldırılarak düz veya nervürlü olup olmadığına bakılmasıyla devam ettiğini, sonrasında zemin etüdü yapılması gerektiğini, son olarak statik analiz ve performans analiziyle binada güçlendirme/dönüşüm yapılıp yapılamayacağı veya güçlendirmenin nasıl yapılacağına karar verildiğini anlattı. Tespitlerin yapılması, numunelerin alınması, laboratuvarlarda inceleme gerçekleştirilmesi ve zemin etüdünün ardından raporun çıktığını dile getiren Türkkan, "Bir vatandaş 6-7 katlı, 20 daireli bir yer için müracaat ettiğinde sonuçların alınması, statik analiz yapılması bir ay sürebilir" şeklinde konuştu. Türkkan, kapsamlı bir bina dayanıklılık testinin meskenin büyüklüğüne göre değişebildiğini kaydederek, "Böyle bir raporu hazırlamak için binanın tamamını elden geçirmek gerekiyor. Ücret binanın büyüklüğü ve işlemlerin kapsamına bağlı olmak kaydıyla değişebilir. Bina başına test maliyeti 20 bin liradan başlıyor" açıklamasında bulundu.


Binadan alınan karotlar herhangi bir zarar oluşturmuyor

Sinan Türkkan, deprem sonrası özellikle sosyal medyada bir bilgi kirliliği yaşandığını belirterek, alınan karotların binaya zarar verdiği ve bunun yaptırılmaması gerektiği şeklinde söylemin yayıldığını söyledi. Türkkan, "Bu kesinlikle doğru bir bilgi değil. Alınan karotların binaya herhangi bir zararı olmaması için karot alındıktan sonra yüksek mukavemetli harçlarla bunların dolgularını yapıyoruz. Bundan dolayı binanızda herhangi bir hasar meydana gelmesi söz konusu değil" diye konuştu. Türkkan, bina dayanıklılık testi çıktıktan sonra mesken sahibinin önüne iki seçenek geldiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Binanızı yıkıp yeniden yapabilir ya da güçlendirebilirsiniz. Bu tamamen vatandaşların kendisine bırakılıyor. Raporda güçlendirme kararı varsa güçlendirme yapılabiliyor. Raporda binanın nasıl hasar alacağı, nerelerin zayıf, nerelerin sağlam olduğu, binanın nelerden dolayı problem yaşayacağı çok net olarak gösteriliyor. Binanın kaç şiddetinde depreme dayanacağına ilişkin bir bilgi vermek mümkün değil" dedi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr