Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır’da: “Gelin yeni dönemin kapılarını birlikte aralayalım!”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin yerel seçim kampanyası kapsamında Diyarbakır'da önemli bir miting düzenledi ve burada önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, muhalefetin oluşturduğu "kirli ittifak" ile ilgili eleştirilerde bulunarak, "Kent uzlaşısı" adı altında oluşturulan bu ittifakın kirli olduğunu belirtti. Ayrıca, CHP'nin bu ittifak içinde yer almasına da değinen Erdoğan, bavul dolusu dolarların ve avroların nereden geldiğini ve nereye gittiğini sorguladı..
Başkan Erdoğan, Diyarbakır halkına seslenerek, yeni bir dönemin kapılarını birlikte aralamaları çağrısında bulundu. Konuşmasında, Türkiye'nin geçmişte zor zamanlar yaşadığını ve siyasetin acılarını çektiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin bugün yaşadığı demokratik kazanımların ve hizmetlerin AK Parti döneminde gerçekleştiğini savundu. Erdoğan, muhalefetin, Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunları çözmek yerine siyasi çıkarlarını ön planda tuttuğunu ve halkın iradesini hiçe saydığını dile getirdi. Ayrıca, terör örgütlerine destek verenlerin Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit ettiğini ve bu tür eylemlere göz yumulmayacağını belirtti.
70 bin kişi katılım gösterdi
Başkan Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bizi bağrınıza bastınız. Ben de sizi başım üstüne, gözüm üstüne diyerek selamlıyorum. Bağlarında bülbül olur şakırsın, uygarlık şehrisin sevda dokursun, Dicle'den, Fırat'tan coşkundur gönlün Diyarbakır'sın sen Diyarbakır'sın. Artuklular'dan Selçuklu'ya, Osmanlı'dan Cumhuriyete irfan ve kültür merkezi olan Diyarbakır'da bir kez daha siz değerli kardeşlerimle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sordum, bugün katılım ne kadar dedim? Evet bugün 70 bin kişi alanda. Bölgede İslam'a kapılarını ilk açan şehir Diyarbakır ile aynı sevdaya, aynı medeniyete, aynı geçmişe mensup olmaktan dolayı iftihar duyuyorum. Bizim diyarbakır ile kavlimize bizzat Diyarbakır'ı Diyarbakır yapan değerler ve eserler şahittir. Allah'ın izniyle bu kavli bozmaya, bu kardeşliği yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Diyarbakır, Türkiye Yüzyılı'nın vakarıyla tarihi kimliğini veren dinamikleriyle sonuna kadar sahip çıkacaktır. Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan seçimlerde Diyarbakır'da hem milletvekilliği seçimlerinde hem cumhurbaşkanlığında arzu ettiğimiz oy oranlarına ulaşamadık ancak seçim sonucunun sizin de içinize sinmediğine gönlünüzü mutlu etmediğine inanıyorum. İşte bu alan onu söylüyor. Öyle ya Diyarbakır'da bu kardeşinize yüzde 28,5 ve tek parti faşizminin bugünkü temsilcisi CHP adayına yüzde 71,5 oy çıkmışsa durup üzerinde mutlaka düşünmemiz lazım. Diyarbakır halkının iradesini götürüp artık siyasetten emekli olan CHP adayına payanda yapanların hangi projenin parçası olduğu açık değil mi? Bugün aynı oyunu İstanbul'da, Mersin'de başka yerlerde yine oynuyorlar. Kent uzlaşısı adı altında kirli bir ittifak kurdular. Ama her iki partideki bir avuç siyaset baronu ne olup bittiğini bilmiyor. Bavul bavul dolarlar, bavul bavul avrolar bu paralar nereden geliyor nereye gidiyor meclis üyelikleri neyle satın alınıyor, hangi şirketler bunları paylaşıyor, bir yerde ilkeli bir ittifaktan söz edilebilir mi?”
“Kürt kardeşlerimin iradesi…”
“Tek sermayesi sizlerin oyları olan DEM benim Kürt kardeşlerimin iradesini işporta pazarına çıkarmıştır. Dikkat ederseniz bu pazarlıkta siyasi kazanım hesabı yok. Eser ve hizmet derdi zaten yok. Seçmenin fikrini, zikrini ne düşündüğünü merak eden kimse de yok. Sadece birilerinin ihtirasları uğruna yapılan kirli pazarlıklar var. Öyle ki, bizim yaptığımız reformları bilip, ortalığı ayağa kaldıranlar CHP'li yöneticilerin buram buram faşizm kokan ayrımcılık ve ırkçılık kokan açıklamaları karşısında süt dökmüş kedi misali seslerini çıkarmıyorlar. Bırakın ayrımcılığa itiraz etmeyi kendi seçmenlerinin çiğnenen haysiyetini savunacak iki cümleyi kuramıyorlar. Kürt kardeşlerim böyle bir istiskali, böyle bir aşağılanmayı, böyle bir hakareti bu şekilde yok sayılmayı asla hak etmiyor.”
“Gelin yeni dönemin kapılarını birlikte aralayalım”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Türkiye geçmişte omurgasızlığın, istismarın, riyakarlığın sembolü zübük siyasetin acılarını çok çekti. Sizi güya ağaların, şıkların, dere beylerin, devletin zulmünden kurtarma vaadiyle demokratik siyaset palavralarıyla oylarınıza ipotek koydular. Şimdi bu ipoteği tahsile koyarak aslında tek parti faşisti CHP'den ve onun hastalıklı uzantılarından bir farkları olmadığını gösterdiler. Lütfen şu soruma bütün Kürt kardeşlerim ellerini vicdanlarına koyarak cevap versin. Diyarbakır huzuru da, özgürlüğü de, yatırımı da, hizmeti de, refahı da AK Parti döneminde görmedi mi? Onlar sizin iradenizle seçtiğiniz belediye başkanlarını dağdan getirdikleri teröristlere mahzenlerde tokatlatılırken biz altyapısı ve üst yapısıyla Diyarbakır'ı bölgesinin yıldızı haline getirmek için uğraşmadık mı? Onlar çukur eylemleriyle bu şehrin sembolü olan Sur'u mahvederken, biz kimsenin burnunu kanatmadan meseleyi bitirmenin ve ardından da bölgeyi yeni baştan inşa etmenin mücadelesini vermedik mi? Onlar Diyarbakır Cezaevi'nin edebiyatını yaparken biz burayı şehrimize yakışır bir müzeye ve kültür merkezine dönüştürmedik mi?
Onlar her evden bir cenaze çıkartarak kan siyaseti yaparken, biz evlatlarımızı yaşatmak, eğitimiyle, sağlığıyla, istihdamıyla hayata bağlamak için çırpınmadık mı? Onlar esnafımızı, işçimizi, emeklimizi haraca bağlayıp dağa çıkarmak için çocuklarına el koyarken biz açtığımız üniversitelerle onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak için çalışmadık mı? Onlar yolların altına mayın döşeyerek masum insanları öldürmek için tuzak kurarken biz açtığımız yollarla inşa ettiğimiz tesislerle şehirlerimizi kalkındıracak yatırımları hayata geçirmedik mi? Onlar ülke ve millet düşmanı ne kadar marjinal varsa hepsini Diyarbakır'a getirip propaganda peşinde koşarken Diyarbakır Anneleri'nin yavrularını bunlar dağa kaçırırken biz sadece sizlerin kalbinin kazanmanın yollarını aramadık mı? Onlar baskıyla, tehditle, şiddet kullanarak, can alarak, kan dökerek iradenizi haczederken biz hak ve özgürlükleri genişleten sessiz devrimlerle, eşi benzeri görülmemiş reformlarla demokrasiyi güçlendirmedik mi?
Bu örnekleri saatlerce saymak mümkün. Şayet bu söylediklerimizde eksik varsa, hata varsa, yanlış varsa dilediğiniz tasarrufu yapma hakkına sahipsiniz. Ancak bu söylediklerim doğruysa gelin yeni bir dönemin kapılarını birlikte aralayalım. Gelin el ele gönül gönüle verip Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim. Bu bakımdan AK Parti ile ötekilerin farkı o kadar açık ki, izaha gerek bile duymuyoruz. Sadece bakmasını bilen göz, işitmesini bilen kulak, hissetmesini bilen yürek, sevmesini bilen kalp yeterli. Bugün de Diyarbakır'a 21 yıldır yürüttüğümüz demokrasi ve kalkınma adımlarının yeni bir safhasında desteğinizi istemek üzere geldim. 31 Mart seçimlerinde burada partiler yarışmıyor. Burada yarışan eser ve hizmet siyasetiyle, istismar ve pazarlık siyasetidir. Geçtiğimiz günlerde Rusya'da yaşanan vahşi terör eylemini gördünüz. Türkiye'yi her gün benzer manzaraların yaşandığı bir ülke haline getirmek için ellerini ovuşturanların başvuracakları ilk adresin neresi olacağını biliyorsunuz değil mi? Milli çıkarlarımızı savunurken kimin kuyruğuna bassak hemen soluğu PKK'nın yanında alıyor."