29.08.2021-16:04 (Son Güncelleme:29.08.2021-16:22)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkanlar Dönüşü Özel Açıklamalarda Bulundu!

Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti sonrasında ülkeye dönüş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan; uçakta bulunan gazetecilerin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ'daki resmi ziyaretlerini tamamlayarak ülkeye dönüş yaptı. >Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçuş esnasında önemli açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, Bosna-Hersek ile Türkiye arasındaki ticaret hacmindeki hedefin 1 milyar Euro olduğunu ifade etti.

BALKANLARA YAKIN İLGİMİZ BUNAN SONRA DA SÜRECEK

‘Balkanlara bu yakın ilgimiz bundan sonra da devam edecektir.’ diyen Erdoğan, gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili ‘Bosna Hersek ve Karadağ’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretler çerçevesinde temaslarımızı tamamladık. Ziyaretimin ilk durağı olan Saraybosna’da Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyeleriyle bir araya geldik. Bosna Hersek’teki temaslarımızda gerek ikili, gerek bölgesel, gerek küresel konuları ve her alandaki işbirliğimizi daha da ilerletmek için birlikte atabileceğimiz adımları konuştuk. Saraybosna-Belgrad otoyolu başta olmak üzere muhtelif alanlardaki mevcut projelerimizde gelinen aşamayı değerlendirme fırsatı bulduk.’ dedi.

SERBEST TİCARET ANLAŞMASI

‘Ülkelerimizin yararı ve Bosna-Hersek’in kalkınma gayretlerinin desteklenmesi adına hayata geçirebileceğimiz yeni işbirliği alanları üzerinde fikir teatisinde bulunduk. Güncellenmiş Serbest Ticaret Anlaşmasının 1 Ağustos 2021 itibarıyla yürürlüğe girmesi, gerek ticaretimizin gerek Bosna Hersek’teki yatırımlarımızın artmasına katkı sağlayacaktır. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Zeljko Komşic, Konsey üyeleri Sayın Şefik Caferovic ve Sayın Milorad Dodik ile gerçekleştirdiğimiz, ikili ve heyetler arası görüşmelerin iki ülke arasındaki ilişkiler ve işbirliği bakımından hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

DOST VE MÜTEFİK KARADAĞ

‘Ziyaretimin Karadağ bölümünde de gerek Cumhurbaşkanı Sayın Milo Cukanoviç gerek Başbakan Sayın Zdravko Krivokapiç ile samimi ve verimli görüşmeler yaptık. Aynı zamanda Parlamento Başkanı Aleksa Beçiç ile de ikili ve heyetler arası görüşme gerçekleştirdik. Dost ve müttefik Karadağ ile sürekli gelişen ilişkilerimizin daha da ilerlemesi için birlikte atabileceğimiz adımları değerlendirdik. Her anlamda çok dostane ilişkiler sürdürdüğümüz Karadağ’daki temaslarımda aynı anlayışın Karadağlı dostlarımızca da paylaşıldığını görmekten memnuniyet duydum. Diğer yandan Karadağ tarafında özellikle oradaki Türk yatırımlarının artmasını arzu eden güçlü bir irade olduğunu gözlemlemek bizleri sevindirdi.’

KARADAĞ'DAKİ TEMASLAR

‘Ziyaretim sırasında Karadağ’daki akraba toplulukların temsilcileri ve İslam Birliği Başkanı ile de bir araya geldim. Elbette Karadağ’ın çok kültürlü yapısının uyum ve barış içinde muhafazası, bu toplulukların huzur ve refahı bizim için önemlidir. Karadağ’daki görüşmelerimde muhataplarıma bu düşüncemizi de aktardım. Ziyaretim boyunca bize göstermiş oldukları misafirperverlik için her iki ülke makamlarına, tüm dost ve kardeşlerimize özellikle şükranlarımı sunuyorum. >Bosna-Hersek ve Karadağ ziyaretlerimiz, buralarda yaptığımız programlar, Balkan bölgesine yönelik kapsamlı ve çok yönlü ilişkilerimizin güçlendirilmesi için yürüttüğümüz politikanın son halkasını oluşturuyor. Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi ile bu yıl üçüncü kez bir araya geldik. Bu yakın temasları özellikle süreklilik ve takip açısından da önemsiyorum. Balkanlara bu yakın ilgimiz bundan sonra da devam edecektir.’

BOSNA HERSEK'İN BARIŞ VE İSTİKRARI

‘Bosna-Hersek’in barış ve istikrarının tüm Balkanların barış ve istikrarı için hayati önemi haizdir. Bu yüzden buradaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve Bosna Hersek’e siyasi, ekonomik, kültürel, askeri, bölgesel ve diğer konularda yardımcı oluyoruz. Bosna-Hersek’in iç siyasi sorunlarını ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği çerçevesinde çözmesini arzu ediyoruz.’

TİCARETTE 1 MİLYAR AVROLUK HEDEF

‘Boşnak, Hırvat, Sırp, tüm Bosna-Hersekli muhataplarla yakın temaslarımızı sürdüreceğiz. Bosna-Hersek ile ticaret hacmimizi 1 milyar avroya çıkartmayı planlıyoruz. Bunun için ilave adımlar atıyoruz. Bu noktada Saraybosna-Belgrad otobanının tamamlanmasını çok önemsiyorum. Bu otoban Balkanların barış yolu projesi olacak ve tüm bölgenin kalkınmasına, barış ve istikrarına katkı sağlayacak. Sava Nehrinin üzerindeki köprü de 2022’nin sonunda tamamlanacak. Temelini bizler liderler olarak beraber atmıştık. Bunlara Bosna-Hersek’in ekonomik kalkınmasını sağlayacak projeler olarak bakıyoruz.’

ALİYA İZZETBEGOVİÇ’İ ANDI

Bosna-Hersek’e gelip Aliya İzzetbegoviç merhumu anmamak olmaz. Nitekim uçaktan iner inmez merhumun kabrini ziyarete gittik, orada duamızı yaptık. Tabi Bosna savaşında şehit edilen kardeşlerimizi de rahmetle ve hüzünle andık. Bizim tüm çabamız, dileğimiz ve duamız bir daha böyle acıların asla yaşanmamasıdır. Bu yüzden de Balkanlar’dan Afrika’ya, Kafkaslardan Orta Asya’ya kadar her yerde etkin ve çok yönlü diplomasiye devam edeceğiz. Karadağ’a gerçekleştirdiğim ilk resmi ziyaretten son derece memnun ayrıldım. Karadağ Cumhurbaşkanı Cukanoviç ile Antalya’da bir araya gelmiştik. Bu ziyaretim sırasında da ikili ilişkilerimizi, bölgesel konuları ve birlikte atabileceğimiz adımları ele aldık.

KARADAĞ İLE 250 MİLYON AVROLUK TİCARET HEDEFİ

‘Karadağ’ın NATO üyeliğini destekledik ve bunun olumlu neticelerini görüyoruz. Ayrıca Karadağ ile 250 milyon avroluk ticaret hedefine ulaşmak için yol haritamızı ele aldık. Türkiye’de 150-200 bin kadar Karadağ kökenli vatandaşımız bulunuyor ve ülkelerimiz arasında güçlü bağlar mevcut. Balkanlarla olan derin tarihi ve kültürel bağlarımızı ve bölgenin jeostratejik önemini dikkate aldığımızda, bizim buralardaki gelişmelere bigane kalmamız elbette düşünülemez. Biz hem Balkanlardaki tarihi mirasımıza sahip çıkacağız hem de güncel gelişmeler ışığında bölgenin barış, istikrar ve kalkınmasına katkı sunmaya devam edeceğiz.’ dedi.

Balkanlara ziyaretinin dönüşünde uçuş sırasında gazetecilerin sorularını sorularını cevaplayan Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu:

SORU - Afganistan'da güvenlik ve istikrarın sağlanmasında Türkiye'nin yeni kurulacak hükümete nasıl bir desteği olabilir? Bu minvalde Afganistan'ın güvenliğinin sadece Afgan halkı açısından değil, komşu ülkeleri açısından da son derece önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin öncülüğünde Afganistan'ın komşuları olan Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan'ın da dahil olduğu bir süreç işletilebilir mi?

‘Şu anda henüz Afganistan’da bir hükümet kurulmadı ve ne gibi bir getirisi götürüsü olacak belli değil. Taliban’ın açıklamaları ılımlı ama 20 yıl öncesinin açıklamalarıyla, şimdiki açıklamalar acaba örtüşüyor mu? Buna baktığımız zaman burada tabi tereddütler söz konusu. Burada süreci şu anda bizim hassasiyetle izlememiz lazım. İşte bakın hiç umulmadık anda 200’e yakın insan öldü. Ölenlerin içinde Taliban mensupları da var. Edinilen istihbarata göre tamamıyla DEAŞ Horasan deniliyor. Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban’ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.’

BİZ 20 YILDIR AFGANİSTAN'A HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERDİK

‘Biz 20 yıldır Afganistan’a gerek altyapı gerek üstyapı ile ilgili olsun, her türlü desteği verdik. Ama gel gör ki, mesela Afganistan’ın kuzeyinde Taliban çok ciddi hasarlar verdi. Mesela şu anda kendisi de bir Türk olan Dostum tehdit altında olduğu için Afganistan’dan çıkmak zorunda kaldı. Şimdi bunlar tabi düşündürücü. Yarın başka ne olur ne olmaz bunları bilemeyiz. Aynı şekilde Afganistan’ın komşusu durumunda olan ülkeler, Azerbaycan’dan başlamak suretiyle, burada Türkmenistan, öbür tarafta Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan hep birlikte Taliban’ın atacağı olumlu adımlara belki ortak olmak isterler.’

BİZİM DERDİMİZ ŞU: AFGANİSTAN SÜRATLE TOPARLANMALIDIR

‘Biz de bu noktada yardımcı olmak isteriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin belli bir birikimi var, belli bir alt yapısı var. Bu birikim ve alt yapıyla yardımcı olmak isteriz. Ama yardımcı olabilmek için de kapıların bir açılması lazım. Onun için de şu anda bizim istihbaratımızın Taliban muhataplarıyla görüşmeleri oluyor. Bunun dışında güneyde bazı ülkelerde bir araya gelmek suretiyle görüşmeler oluyor. Hepsinden öte işte şimdi Doktor Abdullah Abdullah ve Hamid Karzai oralarda bir araya geliyorlar. Onların verdiği sinyaller de bizim için çok çok önemli. Türkiye olarak bizim derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalıdır. Artık Afgan halkı bu kadar yükü çekemez. Ortada 40 milyona yakın bir nüfus var. Devasa bir ülke var. Biz Afganistan’ın birliğine, beraberliğine her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki Afganistan tarafından da bu anlamda o yaklaşımı görelim.’

TALİBAN İLE GÖRÜŞMELER

SORU - Türkiye’de bazı kesimlerin Taliban’ın muhatap alınmaması konusunda görüşleri var.

‘Bizi bazı kesimler ilgilendirmez. Biz kendi irademize bakacağız. Biz ne düşünüyoruz, ne yapacağız ona bakarız. Türkiye’nin bu bazı kesimler dediğiniz muhalefeti, ana muhalefeti hiçbir şekilde çözüm odaklı çalışmadı ki… Ama biz çözüm odaklı çalışıyoruz. ‘Taliban’la aynı masaya oturulmasın!’ diyorlar. Bir defa aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz. >Mesela Dodik, 'Biz niçin üçüncü bir ülkeyi kalkıp da aramıza sokalım? Erdoğan var, Erdoğan’ı davet edelim. Türkiye var, Türkiye’yi davet edelim. Onlarla biz bu işi yapalım.' diye basın toplantısında açık açık söyledi. Ortada bu tür şeyler de var. Ama bu konuda Türkiye’nin muhalefeti, ana muhalefeti böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi, girmez. Ama bizim bu noktada özgüvenimiz var. Özgüvenimizle beraber eğer Türkiye’ye böyle bir şey gelirse, biz de değerlendirmelerimizi yaparız. Değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra da böyle bir işe girmemiz gerekirse gireriz, girmememiz gerekirse girmeyiz.’

İŞTE BUNLAR KONUŞULDU, HEMEN ERTESİ GÜN 200'E YAKIN KİŞİ ÖLDÜ

‘Biliyorsunuz ilk etapta biz Afganistan’dan çıkmayı düşünmedik. NATO zirvesinde de bunları Biden ile konuştuk ama Biden’a biz 3 tane teklif getirdik. Dedik ki, bir defa idari ve mali noktada bize destek olacaksınız. İki, diplomatik destek vereceksiniz. Üç, lojistik destek vereceksiniz. Eğer bunlar verilirse biz burada kalabiliriz. Havaalanı meselesinde de Taliban ne diyor, “Güvenliği bize verin ama işletmeyi siz alın.” Nasıl güvenliği size veririz? Güvenliği siz aldınız, ondan sonra orada yine kan gövdeyi götürürse biz bunu dünyaya nasıl izah edeceğiz? Bu kolay bir iş değil. İşte bunlar konuşuldu, hemen ertesi gün 200’e yakın kişi öldü.’

SORU - Büyükelçiliğimiz ne olacak, çalışmaya devam edebilecekler mi? Bir yer değişikliği olmuştu sanırım?

‘Büyükelçiliğimiz, biliyorsunuz iki haftadır çalışmalarını geçici olarak Kabil Havaalanında yürütüyordu. Önceki gün yeniden şehir merkezindeki büyükelçilik binamıza döndüler ve faaliyetlerine buradan devam ediyorlar. Şu anki planımız bu şekilde diplomatik varlığımızın sürdürülmesi yönünde. Planlarımızı güvenlik durumuyla ilgili gelişmelere göre sürekli güncelliyoruz. Tüm ihtimallere karşı gerekli alternatif planlarımızı hazır tutuyoruz. Personelimizin güvenliği önceliğimizdir.’

AFGAN KADINLAR

SORU - Müslüman kadının eğitimi, siyasi ve sosyal hayatta aktif yer alması konusunda Türkiye örnek bir ülke. Biz Müslüman kadınlar tecrübelerimizi Afgan kadınlarla paylaşabilmemiz için nasıl bir yol önerirsiniz?

Afgan kadınlarıyla alakalı olarak, biz ülkemizdeki kadınları nasıl görüyorsak Afganistan’daki kadınların aynı hakları yaşaması noktasında elimizden gelen bütün gayretle adımlarımızı atarız. Ancak takdir edersiniz ki, Afganistan’ın şartlarıyla Türkiye’nin şartlarını aynı şekilde değerlendiremeyiz. Orada şu anda belli bir süreç var ve bu sürecin bir akıp gitmesi lazım ki sağlıklı bir ortam ortaya çıksın. Zaman zaman Afganistan’dan parlamentodan gelen kadın parlamenterler oldu. Onlarla da görüşürdüm. Onlar da kendi kadınlarının duruşunu anlattıkları zaman belli bir ilerleme kaydettiklerini söylerlerdi. Örnek olarak da bizim kadınlarımızı gösterirlerdi. Şimdi burada da tabi Taliban’ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır. Onlar bu konuda da bir değişikliği muhakkak göreceklerdir. Bunların bulunduğu yerde direnmelerinin de herhalde anlamı olmayacaktır. Ve bütün bu görüşmelerde, gelişmelerde, yine az önce söylediğim gibi, bizden istedikleri bir destek olması halinde biz her türlü desteği Afganistan’a veririz ki bu reformist bir yaklaşımdır. Bu reformist yaklaşımda da yine Afganistan böyle bir talepte bulunursa biz bu talebi de yerine getiririz.

AMERİKA DEAŞ'I BİTİRMEMİŞTİR

SORU - ABD eski başkanı Donald Trump son açıklamasında DEAŞ’ın Horasani grubunu değerlendirirken dedi ki: “Biliyorsunuz DEAŞ’ın yüzde 100’ünü devirdim. Suriye’de, Irak’ta devirdik. Şimdi yeni bir DEAŞ var” Trump’ın bu açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

‘Doğrusu ben bu açıklamayı hiç doğru bulmuyorum. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Yani Sayın Trump’la bizim ikili özel görüşmelerimiz de olmuştur ama bir defa Amerika, DEAŞ’ı bitirmemiştir. DEAŞ’a karşı da hiç böyle ciddi ve kararlı bir mücadele vermemiştir.’

DEAŞ'A KARŞI MÜCADELE EDEN TEK ÜLKE TÜRKİYE

‘DEAŞ’a karşı dünyada kararlı mücadele eden tek ülke vardır, o da Türkiye’dir. Bu mücadeleyi biz ülkemizde verdik, veriyoruz, şu anda hala veriyoruz. Irak’ta verdik, veriyoruz. Suriye’de verdik veriyoruz. Acaba onlar dünyanın neresinde DEAŞ ile mücadele vermişler? Eğer bunları bitirmiş olsalardı, Irak’takileri bitirirlerdi; Irak’ta bile halledemediler, bu mücadele şu anda hala devam ediyor. Temennim odur ki şu anda Biden yönetimi Amerika’nın bıraktığı yerden, böyle bir yaklaşımı devam ettirsin ve DEAŞ Horasan’ı halletsinler. Çünkü artık önümüzde şimdi DEAŞ Horasan diye bir şey çıktı. Onlarla bu mücadeleyi sürdürelim. Biz de onlarla beraber adım atarız.’

İKİNCİ S-400 PAKETİ VE İSRAİL İLE İLİŞKİLER

SORU - Geçtiğimiz günlerde Rus yetkililerden ikinci paket S-400 alımıyla ilgili ilerleme sağlandığı açıklaması geldi. İkinci paket alım söz konusu mu? Bir de İsrail ile ilişkilerin iyileştirilmesiyle ilgili herhangi bir süreç var mı işleyen?

‘Rusya’yla ilgili, ikinci paketin alımı vesaire, bu konularda bizim herhangi bir tereddüdümüz yok. Rusya’yla bizim gerek S400 konusu olsun, gerek savunma sanayine yönelik olsun, birçok adımımız var. Hatta daha değişik bir alternatifi söyleyeyim. Mesela bu yangınlarda onlardan gelen Ilyushin uçaklarını kullandık. Son telefon konuşmamızda da bu konuyu görüştük. Rusya seyahatimde de bütün bunların hepsini tekrar ele alacağız.

Diğer sorunuza gelecek olursak, biz İsrail ile ilgili durumları zaten Sayın Cumhurbaşkanıyla görüşerek gözden geçirmiş bulunuyoruz. Yeter ki başbakan ve diğer bakanlarda bir sıkıntı olmasın. Eğer bu BM Genel Kurulunda Sayın Cumhurbaşkanı orada olursa belki onunla orada da bir görüşmemiz olabilir.’

SORU - 28 Şubat davasında bazı eski generallerin hapis cezaları infaz ediliyor. Söylentiler oldu sizin affedebileceğinize yönelik, bu hususta ne düşünüyorsunuz?

'Yargı kararını verdi. Bu karar sonrasında bizim kapımızı çalan olmadı.'

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

SORU - Cumhur İttifakı olarak ‘Yeni Anayasa’ önerinizi ortaya koymaya hazırlanıyorsunuz. Muhalefet partilerinden bu hususta beklentiniz var mı?

‘Muhalefet partilerinden herhangi bir beklentimiz yok. Çünkü biz zaten herhangi bir adımı atmadan muhalefet partileri kapısını kapattı. CHP’si de İP’i de hepsi kapılarını kapattı. O zaman biz hangisine bu yaptığımız çalışmayı, taslağımızı takdim edeceğiz? Biz şimdi taslağımıza son halini verdikten sonra ben Cumhur İttifakı’nda Devlet Bey’e takdim edeceğim. Devlet Bey de ekibiyle gözden geçirecek, ondan sonra çalışmaya devam edeceğiz.’

SEÇİM BARAJI YÜZDE 7'YE DÜŞECEK

SORU - Seçim barajı düşecek mi? Sizin ittifaklar için başka bir baraj olması yönünde görüşünüz var mı?

Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında 7 ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP’li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller. Ancak 7 netleşmiş vaziyette. MHP de 7’ye olumlu bakıyor. Bunun altında bir şey olur mu olmaz mı, henüz önümüze gelmiş değil. Öyle bir şey olursa o da tabi konuşulabilir ama şimdilik böyle bir şey yok.

YALAN TERÖRÜ NASIL ENGELLENİR

SORU - AK Parti’nin bir çalışması olduğunu biliyoruz, yalan terörüyle ilgili. Türkiye’de de Almanya ve Fransa’da olduğu gibi yalanı yayan siyasiler, gazeteciler ya da içerik sağlayıcılara ciddi yatırımlar getirilmeli mi, bu yalan terörünü önleyebilir mi?

‘Ülkemiz, benim ‘yalan terörü’ olarak ifade ettiğim saldırılara çok sık maruz kalıyor. FETÖ’sünden PKK’sına, terör örgütleri her mecrada türlü yalanlarla ülkemizi hedef alıyorlar. Bakıyorsunuz CHP ve Bay Kemal başta olmak üzere muhalefet partileri de bu yalanlara çok teşne. Adeta yalan fabrikası gibi çalışıyorlar. Dijital terör deseniz, o da sürekli iş başında. Bunlara karşı yasal düzenlemelerimiz elbette oldu ama çok daha güçlü adımlar atmamız kaçınılmaz. Yalan terörüyle mücadele etmekte kararlıyız. Arkadaşlarımız Türkiye’deki verinin, Türkiye’de kalacağı, vatandaşlarımızın kişilik haklarını, verilerini koruyacak, gerek geleneksel gerek yeni iletişim mecralarındaki itibarsızlaştırma, karalama, yalan ve iftira kampanyalarına karşı duracak yeni bir yasa çalışması için teknik bir çalışma yürütüyorlar. En kısa zamanda hazırlıklar tamamlanacak. Meclis açılır açılmaz bu konu Meclis’imizin gündemine getirilecektir. Bu konu ülkemiz için çok önemlidir, demokrasimiz için önemlidir.’

TWİTTER, FACEBOOK.. BEDEL ÖDEYECEKLER, BAŞKA ÇARESİ YOK BU İŞLERİN

‘Hem bireysel hak ve özgürlükleri koruyacak, hem de milletimize, devletimize yönelecek sistematik dezenformasyon ve yalan terörüne karşı milli güvenliğimizi koruyacak bir yasal zeminin ortaya konmasına katkı vereceğiz. Tabii sadece yalan olayı da değil. Twitter gibi sosyal medya platformlarının burada sadece kuru kuruya bir ofis açmasını kast etmiyoruz. Gelecekler, burada personeliyle her şeyiyle bulunacaklar ve herhangi bir ihlal durumunda cezası da verildiği zaman bu cezaları da tahsil edilecek. Şu an itibarıyla bakıyorsunuz Twitter’ın, Facebook’un hiçbirisinin herhangi bir yanlış iş yaptıkları zaman muhatap alınabilecek bir özellikleri yok. Biz bunlarla uğraşamayız. Bedel ödeyecekler. Başka çaresi yok bu işlerin.’

SORU - 6 Eylül 2021 itibarıyla tüm kademelerde haftada 5 gün yüz yüze eğitime başlanıyor. Öğrenciler, yaklaşık 1,5 sene pandemi gerekçesiyle yüz yüze eğitim ve öğretimden uzak kalmak zorunda kaldı. Öğrenciler, veliler ve öğretmenlere yeni eğitim ve öğretim döneminde tavsiyeleriniz var mı?

‘Tabi çocuklarımızın gerçekten okuldan, öğretmenden bu kadar uzak kalmış olmaları onlarda da belli bir rehaveti ister istemez meydana getirdi. Ama şimdi 6’sından itibaren yeni süreç başlıyor. Ben inanıyorum ki bu yeni süreçte artık yavrularımız hem kitaplarına hem bilgisayarlarına kavuşacaklar. Tüm bunlarla beraber tavsiyem şu, çocuklarımız mümkün olduğunca ellerindeki o cep telefonlarından uzak kalsınlar. Çünkü bu onlarda bağımlılık oluşturabiliyor. Zaten uzmanlar da bunun sıkıntısına dikkat çekiyorlar, bundan uzak kalmalarını tavsiye ediyorlar.’

AŞI OLMAKTA TEREDDÜT EDENLERE TAVSİYELER

SORU - Bazı vatandaşlarımızın çekinceleri var aşı olmakta tereddüt ediyorlar, tavsiyeleriniz neler efendim?

‘Benim tavsiyem tabi ki vatandaşımızın, halkımızın kesinlikle aşı konusunda özellikle hassasiyet göstermesi, aşı olması, olmayanlara da tavsiye etmesi, onların da aşı olmalarını sağlamasıdır. Çünkü biz aşıyı ne kadar yaygınlaştırırsak o zaman ben inanıyorum ki bir an önce vaka sayısı da, vefat sayısı da azalacaktır. Bilim bunu söylüyor. Tabi yaklaşımımız aşıda zorlama olmaması, bunun gönüllülük esasına göre yapılmasıdır.’

EKONOMİDEKİ TOPARLANMA, IMF'DEN ÇEKİM HAKKI VE MUHALEFETİN TAVRI

SORU - Türkiye’de ekonomik veriler hızlı toparlanmaya işaret ediyor. 2020’de pozitif büyüyen sayılı ülkelerden olan Türkiye bu yılı yüksek büyümeyle kapatacak. Uluslararası kuruluşlar da beklentilerini yukarı yönlü revize ediyor. Tam bu noktada IMF 650 milyar dolarlık bir özel çekim hakkı tahsis etti üye ülkelere. Bu kapsamda Türkiye’ye de 6,3 milyar dolarlık çekim hakkı tahsis edildi. Bu muhalefet tarafından çarpıtarak sanki bir stand-by anlaşması imzalanmış gibi lanse edilmeye çalışıldı. Muhalefetin bu konudaki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonomik toparlanmayı gölgeleme amacı mı taşıyor, muhalefetin bu tavrı ne dersiniz?

‘Muhalefetin zaten bütün işi bu… Bu, tüm üye ülkelerin kullanımına açılmış bir kaynak. Bununla beraber rezerv miktarımız Allah nasip ederse yıl sonu itibarıyla 115 milyar doları yakalayacak. Fazlası olacak, azı olmayacak. Tabi muhalefetin hesapları daha farklıydı, bunlar çok daha düşük rakamlar planlıyorlardı, bunların hesapları tutmadı.’

REZERVİN 115 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNE ÇIKACAK OLMASI BUNLARA DERT OLDU

‘Şimdi 115 milyar doların üzerine çıkacak olması bunlara dert oldu. Bu dert bunları geriyor. Öyle de olsa böyle de olsa inşallah biz 115 milyar doların üzerine böylece çıkmış olacağız.’

AFETLERDE HALİMİZ NE OLACAK DEMİYORUZ HAMDOLSUN

‘Diğer taraftan bu kadar afet yaşadık. Bu afetlere rağmen biz kalkıp da ‘halimiz ne olacak’ demiyoruz hamdolsun. Ama bakıyorsun Bay Kemal hala saçmalıyor. Kalkıyor iki de bir ‘AFAD’a para vermeyin, yok şunu şuraya vermeyin, buraya bunu vermeyin.’ diyor. Niye rahatsız oluyorsun bundan? AFAD devletin bir kurumu. Buraya vatandaş gelip resmi olarak para veriyorsa bu seni niye rahatsız ediyor? AFAD’a gelen paralar, konut yapımından tut da altyapıya üstyapıya varıncaya kadar buralarda kullanılıyor. Şu an itibarıyla bizim bir defa hemen süratle yapılmakta olan evlerimiz var.’

1 YILDA KONUTLAR BİTECEK

‘Bunları TOKİ olarak yapıyoruz ve yıl sonuna kadar da inşallah biz bir yılda bu konutları yapacağız. Bunlar devam ediyor. AFAD’ın bir başka özelliği daha var. Vatandaşın telef olmuş hayvanlarının yerine yenilerini kendilerine teslim ediyor. Arıları, kanatlı hayvanları vesaire hemen teslim ediyor. Benim o vatandaşım bekleyemez ki… Vatandaşım bunlar anında kendisine geldiği zaman huzur buluyor ve devletine güveniyor, inanıyor. Bir taraftan da şu anda birçok yerde altyapı sıkıntılarını hızlı bir şekilde gideriyoruz. Mesela esnafımıza belli oranda parasal destekler verildi. İlk etapta 50 milyon destek toplu olarak verildi. Valilerimiz tespitleri yaptılar, sonra da bunların hepsi valilerimiz tarafından esnaflarımıza dağıtıldı. Ama muhalefetteki bu hazımsızlık çok kötü bir şey.’

Haber365
bilgi@haber365.com.tr