Coronavirüs Sonrası Nasıl bir Dünya Bizi Bekliyor?
Çin'in vuhan kentinden yayılmaya başlayan coronavirüs salgını dünya üzerindeki rutin yaşantıyı değiştirdi.
Dünya genelinde yaklaşık olarak 1.5 milyonun etkilendiği küresel pandemi, günlük yaşantının değişimine de neden oldu. Bununla ilgili olarak geleceğe dair öngörülerde bulunan kişiler birçok değişikliğin bizi beklediğini savundu. Bazıları nakit para kullanımının kalkacağını savunurken, bazıları da robotların daha çok hayatımıza gireceğine dair öngörülerde bulundu.
Alvin ve Heidi Toffler "Future Shock" (Gelecek Şoku) adlı kitapta hayatın artan hızını ele alırken, birçok insanın başa çıkamayacağını ve bu yüzden toplumsal ve bireysel bir şok yaşayacaklarını savundu. Toffler Associates'in CEO'su Maria Bothwell, bahsedilen şokun nasıl atlatılacağına dair açıklamada bulunurken, bu durumun adaptasyon yeteneğimize bağlı olduğunu ve yaşananları hafif karşılamaya çalışmanın yeterli olmayacağını aktardı.
Bothwell, 3 haftadır karantina altında olmamıza rağmen yaşanan değişikliklere uyum sağlayabildiğimizi aktardı. Bothwell ayrıca, insanların farklılıklara hazır olması gerektiğini belirtti. Öte yandan, İngiliz astronom Sir Martin Rees, 2018'de yayınlanan "On the Future" (Gelecek Üzerine) adlı kitabı değerlendirdi ve "Kitapta az da olsa pandemilerden ve bu bağlamda toplumsal kırılmalar ve birbiriyle bağlantılı dünyada ekonomik çöküşten "kaçacak hiçbir yer olmamasından" bahsediliyor." dedi.
Açıklamalarına devam eden Rees, "İyimser senaryo, bunun, iki ders alacağımız ve badirelerini atlatacağımız, 'bir defaya mahsus' bir olay olması" diyor. "Alacağımız derslerin ilki, dirençli olmayan, uzun tedarik zincirlerine bel bağlamamamız gerektiği. Bu tür olaylarla başa çıkabilmek için atıl kapasiteye, insanlara ve ekipmanlara yatırım yapmamız gerekiyor. Ancak bu çok olası değil. Alacağımız ikinci dersse, kent çalışanlarının her gün evle iş arasında mekik dokuyarak 'bir-iki keyifsiz saat' geçirmesinin gerekli olmadığını öğrenmemiz." dedi.
Coronavirüs salgını nedeniyle uzmanlar evden çalışmanın normalleşeceğini ve yeni dönemde birçok firmanın bunu uygulayacağını belirtti. Çalışanlar zamanlarını yolda harcamak zorunda kalmazken, iş verenler de birçok avantaj sahibi olacak. Bilim - kurgunun sosyokültürel ve teknolojik etkisi üzerine çalışan Isabella Hermann, "Bunun altında yatan kafa yapısı çok ilginç. Yani işin hayatınızın bir parçası veya yapmaktan hoşlandığınız bir şey olmadığı, bunun aksine her gün sekiz saat yapmak zorunda olduğunuz bir şey olduğu fikri. Hayatın da ancak buradan sonra başladığı." diyen Herman, bu kuruluşların bile yeni teknolojilere uyum sağlamak zorunda kalacağını öngörüyor. Diyelim ki işinizi hallettiniz ve kucağınızda bilgisayarınızla çalışmaya hazırsınız. Peki şimdi boş kalan ofis alanını ve yaşamını o alanı temizleyerek kazanan düşük ücretli işçileri ne yapacağız? Kim daha çok yarar sağlayacak? Her gün işle ev arasında saatler harcayan işçiler mi yoksa omuzlarındaki aşırı yükten kurtulan işverenlerimiz mi? Ev-ofis sınırlarının ortadan kalkmasından en çok kim fayda sağlayacak? Eğer WiFi bozulmuşsa çalışamayacak mıyız? Akşam eş ve çocuklarımızla yemek yemeyi umarken, o saatte çalışmak zorunda mı kalacağız? sorularına da cevap aradı.