04.07.2020-10:40 (Son Güncelleme:04.07.2020-13:22)

Coronavirüs Belirtileri Yaz Aylarında Değişti

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, yaz aylarının gelmesiyle birlikte coronavirüs belirtilerinde de değişiklik yaşandığını söyledi. Çelik, yazın en çok görülen belirtilerin bulantı, kusma ve ishal olduğunu belirtti.

Coronavirüs Bilim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. İlhami Çelik, salgınla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Mücadelenin devam ettiğini ve 1'nci dalganın henüz bitmediğini söyleyen Çelik, yaz aylarında insan vücudunun biraz daha dirençli olduğunu aktardı ve "Yazın çok fazla zatürre ve solunum sıkıntısı yaşamadığımız için virüsün etkisi bu şekilde gözüküyor. Yoğun bakım ünitelerinde halen tedavi gören hastalarımız var. Ortalama 70 yaş üzerinde ölüm görüyorduk, ancak kendi hastanemizde 50 yaş civarında kaybettiğimiz hastalarımız da oldu. Virüsün hastalık yapıcı etkisinde azalma söz konusu değil." dedi.

Salgında farklı belirtilerin ortaya çıktığını belirten Çelik, "Coronavirüsün birçok etkisi var. Uluslararası vakalar var. Nörolojik semptomlar bunlardan bir tanesi. Yaz ayında bulantı, kusma ve ishal en çok görülen belirtiler oldu. Klasik olan öksürük, ateş ve nefes darlığı idi. Halen öksürük, yüksek ateşi görüyoruz; ama bunların yanında bulantı, kusma ve ishali de görüyoruz. Ciltte döküntü, koku kaybı da halen görülen semptomlar. Mayıs'ta çok sık kemik ve eklem ağrıları yoğun görülmeye başlanmıştı. Haziran ayı itibarıyla yüksek ateş belirtisi devam ediyor." şeklinde konuştu.

"HENÜZ MİNİMUM DÜZEYE İNDİREMEDİK"

Açıklamalarına devam eden Çelik, "Şu an için ikinci dalgadan söz etmek mümkün değil; çünkü biz birinci dalgada vakaları sıfırlamadık. Biz henüz hastalığı minimum düzeye indirgemedik. Yazın daha az seviyede olacağını söylüyorduk. Karantina, sokağa çıkma kısıtlamalarını daha erken kaldırmış olsaydık vaka ve hasta sayısı daha büyük rakamlara ulaşmış olacaktı. Sonbaharda insanlar daha çok kapalı alanlara gireceği için vaka sayısında artış olabileceğini söylemek şimdiden mümkün. Eylül ayında meteorolojik durum çok önemli. Salgının seyri, virüsün hastalık yapıcı özelliği belirleyici olacak. Sonbaharda hastalığın yüksek sayılara çıkacağından söz edebiliriz." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer de değerlendirmelerde bulundu ve taziyelerde, düğün ve asker uğurlama törenlerinde salgının yayılmasını önleyecek kuralların ihlal edildiğini vurguladı.

"KALABALIK OLMAMASI GEREKİYOR"

Kalabalığa dikkat çeken Tezer, "Kalabalık olmaması gerekiyor taziye yerlerinin, nişan düğün törenlerinin, kısa süreli olması gerekiyor, yani insanların orada kalkıp halay çekmemesi, oynamaması gerekiyor. Onun dışında askere uğurlama törenlerine bir düzenleme getirilmesi gerekiyor. Çünkü görüyoruz, havaya asker atma, halay çekmeler, yakın temasın maskesiz bir şekilde sağlandığını hepimiz medyadan yakinen takip ettik. Vatandaşlarımıza büyük görevler düşüyor." ifadelerine yer verdi.

"BÜTÜN GAYRETİMİZ ONLARA VİRÜSÜN BULAŞMAMASI"

Düğün salonlarının açıldığına da değinen Tezer, özellikle 60 yaş üstündeki vatandaşları uyarı ve düğünlere gitmemelerini tavsiye etti. Açıklamalarına devam eden Tezer, "Sadece 60 yaş değil, kronik hastalığı, altta yatan hastalığı olan kişilerin de katılmaması gerekiyor. Biz onları uzun zaman biliyorsunuz evde sakladık, korumaya çalıştık, temaslarını kesmeye çalıştık. Bütün gayretimiz onlara enfeksiyonun bulaşmaması yönündeydi. Neden? Sayın Sağlık Bakanı da açıkladı, rakamlar ölümlerin yoğun bakımda daha çok yaşlı grupta olduğunu bize gösteriyor. O yüzden bu grubun gitmemesi, eğer mümkün değilse de gidip bütün şartları sağlayıp maskesini takarak, en kısa sürede görüp oradan ayrılması gerekiyor. Ama bizim tabii ki gönlümüzden geçen istediğimiz sadece 60 yaş üstü değil, altta yatan hastalığı olan risk grubundaki kişilerin hiç gitmemesi." dedi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr