Usta senarist ve yönetmen Guy Ritchie'in imzasını taşıyan The Gentlemen, başarılı senaryosu ve git gide artan temposuyla karantina günlerinde izlenebilecek filmler arasında bulunuyor.
Matthew McConaughey, Charlie Hunnam, Henry Golding ve Colin Farrell gibi dev isimleri bir araya getiren, aksiyon-komedi türündeki filmde, Amerika’dan gelerek Londra’nın esrar piyasasını eline geçiren Mickey Pearson'ın emekli olmak istemesinin ardından yaşanan zincirleme olayları izliyoruz.
Film boyunca "Eğer ormanın kralı olmak istiyorsan onun gibi görünmen yetmez, ormanın kralının ta kendisi olman gerekir." sözlerini sıkça duyuyoruz. Bu sözler suç dünyasından nasıl ayakta kalındığını açıklıyor.
Filmin girişi merak uyandırıyor, sonrasında olayı anlama süreci biraz sıkıcı gibi görünse de hikayeyi anlıyoruz ve son 50 dakikası nasıl geçiyor anlamıyoruz. Aksiyon sahnelerine kendimizi kaptırmışken bir anda bir espriyle gülebilmemiz de yönetmenin başarısından kaynaklanıyor.
Mickey Pearson'ın kendini yok etmek isteyen medya patronuyla hem de suç dünyasının başka figürleriyle olan mücadelesi ve beyefendi kimliği filmin neden bu kadar beğenildiğini açıkca ortaya koyuyor.
Pearson’a sırf onunla tokalaşmayı reddettiği için kafayı takan medya patronunun görevlendirdiği, tüm bu olan biteni takip edip çeşitli belge ve materyaller toplayan bir dedektifin gözünden, onun tanıklıklarından hareketle kaleme aldığı bir film senaryosu üzerinden anlatılan film bu özelliğiyle de izleyiciyi kendine bağlıyor ve sıkıcılığın önüne geçmiş oluyor.
Sonuna kadar patron kim anlayamadığımız yüksek seviyede aksiyon dolu muhteşem kurgulanmış film suç dünyasına girmenin kolay çıkmanın zor olduğunu da gözler önüne seriyor.