Cildimizin Günlük Olaylara Tepki Vermesinin 8 Yolu
Cildimiz bize olumlu ya olumsuz olarak her şeyin belirtisini verir. biz bunların birçoğunu fark etmiyor olabiliriz. işte biz fark etmeden cildimizin verdiği 8 reaksiyon...
Cildimiz bize olumlu ya olumsuz olarak her şeyin belirtisini verir. biz bunların birçoğunu fark etmiyor olabiliriz. işte biz fark etmeden cildimizin verdiği 8 reaksiyon...
Kaybettiğimiz cilt ağırlığını ve ölü deriyi tam 4 buçuk yıl içinde topluyoruz bu da yaklaşık 40 kiloya denk gelmektedir. tabii ki bunu günlük yaşamınızda fark bile etmiyoruz. ölü deriler ses çıkarmadan ve iz bırakmadan düşüyorlar, toz haline geliyorlar. bu da evi temizlerken süpürdüğümüz tozun çoğunluğunu oluşturuyor. sonuç olarak çoğu insanın 2 haftadan bir aya kadar bir süre içerisinde cildi tamamen yenilenmiş olmaktadır.
Çiller, cildinizin daha yüksek melanin konsantrasyonuna sahip, eşit olarak dağılmayan, ancak küçük gruplarda bulunan parçalarıdır. cildin daha yüksek melanin konsantrasyonuna sahip alanları güneş ışığına maruz kaldığında aktif hale gelmektedir. bu yüzden, bazı çiller yaz aylarında ortaya çıkar ve daha sonra kışın kaybolur.
Yetişkinliğimiz boyunca cildimizde yaşayan 1000'e yakın farklı bakteri türü vardır. vücudumuz tarafından yaratılan bu organizmalar genellikle iyidir ve çoğu zaman da ihtiyaç duyulur. bize zararlı olabilecek diğer patojenlerle savaşmaya yardımcı olurlar. ancak çevresel faktörlerden; yaşlanma, stres, endişe ve aşırı güneşe maruz kalma gibi belirli koşullar altında, bu iyi bakteriler karşı tarafa geçebilir ve çeşitli cilt sorunlarına sebep olabilir. akne bu cilt sorunlarının en yaygın olanlarından biridir.
Cildimizin güneş ışığıyla kızarması ve bronzlaşması, cildin uv ışını saldırısı olarak gördüğü şeye verdiği tepkidir. melanin bir tür bariyer görevi görür ve konsantrasyonunu artmasını sağlar. ciltte tamir edilemez hasarı önlemek için bu ışınları emer. bu yüzden güneşe maruz kaldıktan sonra kendimiz bronzlaşırız.
Kızarma kontrol edemediğimiz doğal bir tepkimedir. bir şeyden utandığımızı ne kadar çok gizlemek istersek, o kadar çok kızarıyoruz aslında. utanç veya pişmanlık yaşadığımızda, vücuttaki adrenalin artar, kalp daha hızlı atar ve nefes alırız. kan damarları genişler, böylece pompalanan ekstra kanın daha hızlı akışını gerçekleşiyor. tabii ki bunun sonucunda yanaklarımızdaki damarlar genişler ve yüzümüz aniden kızarıyor.
Vücudumuzun hem içinde hem de dışında neler olduğunu algılamamıza yardımcı olan birçok cilt reseptörü bulunur. reseptörler, bizim soğuk, sıcak ve her gün yaşadığımız diğer birçok şeyi deneyimlememizden kısmen sorumludur. örneğin titremeyi uyaran okşamak hoş bir şeyken bir şeyden korktuğumuzda vücudumuz tarafından tehdit edici olarak algılanabilir.
Cildin en dış tabakası, cildi nemlendirmeye ve korumaya yarayan ayrıca cildi su geçirmez hale getiren özel bir yağ ile kaplıdır. parmaklarımızı uzun süre suya batırdığımızda, yüzerken veya rahatlatıcı bir banyo yaparken, bu yağ ortadan kaybolur. daha sonra su, cildin en dış katmanına kolayca nüfuz edebilir ve sonuç olarak cilt suyu emmeye başlar. suyu emdiğinde cildin neden kırıştığını açıklayabilecek birkaç teori bulunur. fakat hala net bir sonuç yoktur. bir teori, bunun çevreye uyum sağlamanın bir yolu olduğunu söylemektedir.
Soğukla savaşmak için savunma mekanizması olarak tüylerin diken diken olması bize hayvanlardan gelen bir miras. her tüy cilde büzülebilen küçük bir kasla bağlıdır. bu olduğunda ürpeririz ve tüylerimiz diken diken olur. hayvanların kürkleri de kendilerini tehdit altında hissettiklerinde diken diken olmaktadır.