Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Sema Karaoğlu, cildin mevsim geçişlerinde savunma mekanizmasını kaybedebileceğini, bunun da elastik ve kolajen liflerinin deforme olmasına, hücre yenileme kapasitesinde azalmaya yol açabileceğini belirtti.
Birçok kişinin cildi havuzdaki klorlu suya, birçoğunun da tuzlu suya maruz kalır. Bazı kişiler ise kendini güneşe maruz bırakarak bronzlaşmak ister. Sıcak havanında etkisiyle hem havuz hem de deniz suyu ciltte kuruluk, donuklaşma, matlaşma, kırışıklık ve kılcal damarların belirginleşmesi gibi sorunlara neden olur.
Salgından dolayı ellerin sık yıkanması ve alkol içeren dezenfektanların kullanılması el derisinde de kuruma, kalınlaşma, renginde koyulaşmaya neden olmaktadır.
Doğru analiz ve çözüm önerileriyle tüm bu problemler çözülebilmektedir.
Duş alırken fazla sıcak su kullanmamaya önem gösterin. Duşunuz 10 dakikadan uzun sürmemeli.
Kurutucu, parfüm ve alkol içeren, içeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz kimyasal temizleyicilerden uzak durun. Doğal sabunlar ve kurutucu olmayan yağlı jellerle vücudunuzu temizleyelim.
Duş sırasında mutlaka nemlendirici kullanın.
Gün içerisinde mutlaka 2 litre su için. A, C ve E vitamini gibi derinin onarımında önemli rolü olan vitaminler içeren besinler tüketin.
Aynı zamanda cildin ihtiyaç duyduğu yağ asitlerini karşılamak için omega-3 ve selenyum açısından zengin olan balığın yanı sıra çiğ ceviz ve çiğ fındık gibi çerezleri, nohut, kuru fasulye gibi baklagilleri tüketmeye özen gösterelim.