Cengiz Aymatov kimdir? Hayatı edebi kişiliği nasıldı? Cengiz Aytmatov nerede, nasıl ve kaç yaşında öldü? Eserleri neler?
Kalemiyle tüm dünyaya sesini duyuran bozkırın bilge kalemi Cengiz Aytmatov, eserleriyle tüm dünyaya adını duyurmuştur. Cengiz Aytmatov, Kırgız devlet adamı, yazar, gazeteci, veteriner, ressam ve psikologdur. Türk kültürünün ve Türk edebiyatının güzelliklerini bütün dünyaya tanıtmış olan Aytmatov, sözlü kültür geleneğindeki efsane, destan, masal, hikaye ve türküleri eserlerinde kullanmıştır. Eserlerinde Türk adet ve göreneklerini çok iyi bir şekilde yansıtan Aytmatov, sadece insan doğasını değil hayvan doğasını da okurlarını en iyi şekilde yansıtmıştır. Kendine has üslubu ile eserlerinde Sovyet ve Marksist estetiği olsa da milli değerler her zaman için ön planda olmuştur.
CENGİZ AYTMATOV KİMDİR?
12 Aralık 1928 tarihinde Tatar asıllı tiyatro sanatçısı ve devlet adamı Törekul Aytmatov ile öğretmen Nagima Aytmatov’un oğlu olarak Kırgızistan’ın Talas bölgesinde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren Rusçayı öğrenen Aytmatov eğitimini Moskova’daki bir Sovyet okulunda başladı. Cengiz Aytmatov henüz 9 yaşında iken babası Ruslar tarafından kurşuna dizilmiş ancak babasının öldüğünü 20 yıl sonra öğrenecektir. Babasını olmamasından dolayı bilge bir kadın olan babaannesi ile birlikte büyüyen Aytmatov, geçim sıkıntısı nedeniyle hem çalışıp hem okumak zorunda kalır. Babaannesi tarafından anlatılan Manas Destan’ı hikayeleri ile büyüyen Aytmatov, 14 yaşında iken Rusça öğretmenliği yapmaya başlar.
İkinci Dünya Savaşının ardından ailesiyle birlikte Cambul’a taşınan ve buradaki Veteriner Teknik Okulunu birincilikle bitiren Aytmatov Frunze Tarım Enstitüsünden de onur derecesiyle mezun olmuştur. Cengiz Aytmatov ilk kitabını Moskova’da 1952 yılında ‘Gazeteci Cyuda’ adlı öyküyü yazmıştır. Bir dönem muhabir ve hayvancılık uzmanı olarak çalıştıktan sonra Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde eğitim aldıktan sonra 1957 tarihinde Sovyet Yazarlar Birliğine kabul edildi.
AYTMATOV TÜRKİYE’DE NE ZAMAN TANINMAYA BAŞLANDI?
Cengiz Aytmatov, 1958 yılında yazdığı ‘Cemile’ kitabının Fransız şair Louis Aragon tarafından Fransızcaya çevrilmesiyle birlikte dünya edebiyatında tanınmaya başladı. 1963’de Lenin ödülüne layık görülen Aytmatov, bir dönem Sovyetler Birliği meclisinde milletvekilliği yaptı. Cengiz Aytmatov, 1970 yılında kaleme aldığı Selvi Boylum Al Yazmalım adlı romanıyla Türkiye’de tanındı. Selvi Boylum Al Yazmalım romanı 1977 yılında yayınlanarak Türk sineması klasikleri arasında yerini aldı.
Kırgız, Türk ve Rus edebiyatının önde gelen ismi Cengiz Aytmatov, Türkiye’ye 1975’de Turan Ülkesi Edebiyatına Hizmet Ödülünü almak, 1992’de İstanbul Sinema Günlerine katılmak ve 2007’de Türk Dünyası Ödülü ile fahri doktora unvanını almak üzere toplamda 3 defa gelmiştir.
CENGİZ AYTMATOV HANGİ ÖDÜLLERİ ALDI?
Türklerin ortak değeri olan Cengiz Aytmatov, eserlerinde savaş dönemleri, kahramanlık hikayeleri, gelenek görenekler, bozkır yaşamı, hayvan sevgisi, masal ve efsanelere yer vermiştir. Cengiz Aytmatov 1985’de Hindistan’da Javaharlal Nehru Ödülü, 1988’de Japonya Doğu Efsanesi Enstitüsü Akademi Ödülü, 1994’de Avusturya Avrupa Edebiyatı Devlet Ödülü, 1988’de Friderich Rueckert Ödülü ve 2004’de Alexender Men ve Leo Kopelev Ödülü aldığı bazı ödüllerden sadece birkaç tanesidir.
Eserlerinde insani değerleri işlemesinin yanı sıra insanın doğa ve hayvanlarla olan ilişkisini de yansıtmıştır. Aytmatov, Dişi Kurdun Rüyaları eserinde insan ve hayvan ilişkisini, hayvanların iç dünyasını ve doğaya olan bakış açılarını en iyi şekilde yansıtmıştır. Kitaptaki kurt karakteri Türk halkı tarafından kabul görmüş kurt kültünü anlatması açısından da oldukça başarılı olmuştur.
MANKURT NEDİR?
Türk Altay ve Kırgız efsanelerinde bilinçsiz köle olarak bahsedilen mankurt kavramı, öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanlarının kölesi veya kuklası olmuş insanlar için kullanılır. Kırgız destanında yararlanarak güncelleştirilen mankurt kavramı, Türk edebiyatında ilk defa Cengiz Aytmatov’un eserinde literatüre girmiştir. Aytmatov, 1980 yılında kaleme aldığı ‘Gün Olur Asra Bedel’ romanında adı geçen mankurt kavramını geçmişi ve yaşadığı dönemi sentezleyerek en iyi şekilde anlatmıştır. Mankurt kavramı, geçmişini unutan, tarihine küsen, ailesine ve milletine öz değerlerine yabancılaşan ve gayesi olmayan insanların mensup olduğu milletleri anlatmak için kullanmıştır. Kitapta Cengiz Han’ın uyguladığı bir işkence yöntemi olarak anlatılan mankurt kavramı, Aytmatov’un kendisi kadar dünya tarafından da benimsenmiş bir kavramdır. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlanarak kızgın güneşin altına bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir ve gerilen başı mengene gibi sıkar. Yeniden uzayan saçlar çıkacak yer bulamazlar ve kafanın içine doğru uzarlar. Bu aşamalar sırasında insana inanılmaz acılar vererek aklını yitirmesine sebep olur. Mankurt kişi artık bilinçsiz olduğundan dolayı istenen her şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür.
CENGİZ AYTMATOV'UN ESERLERİCemile
Gün Olur Asra Bedel
Dişi Kurdun Rüyaları
Elveda Gülsarı
Toprak Ana
Beyaz Gemi
Kızıl Elma
Dağlar ve Steplerden Masallar
İlk Öğretmenim
Zorlu Geçit
Dağlar Devrildiğinde: Ebedi Nişanlı
Fuji-Yama
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek