16.05.2020-13:45
(Son Güncelleme:16.05.2020-13:38)
Çelik İhracatçılarından Avrupa'nın Tutumuna Eleştiri
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'den ithal edilen bir takım çelik ürünlerinde damping yapılıp yapılmadığını belirlemek üzere başlattığı soruşturmayla ilgili, “Çelik sektörü olarak haksız uygulamalara karşı tüm hukuki haklarımızı kullanacağız.”
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'den ithal edilen bir takım çelik ürünlerinde damping yapılıp yapılmadığını belirlemek üzere başlattığı soruşturmayla ilgili, “Çelik sektörü olarak haksız uygulamalara karşı tüm hukuki haklarımızı kullanacağız.” dedi.
Birlikten gelen açıklamaya göre, Avrupa Birliği’nin, Türkiye'den ithal edilen bir takım çelik ürünlerde damping yapılıp yapılmadığını tespit etmek için başlattığı resmi soruşturma, Türk çelik sektörünü faaliyete geçti.
Açıklamada fikirlerine yer verilen ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, “Avrupa Birliği, bu soruşturma ile Türk çelik sektörüne olan hasmane tutumunu açıkça sergilemiş oldu. Çelik sektörü olarak haksız uygulamalara karşı tüm hukuki haklarımızı kullanacağız.” diye konuştu.
Aslan, “Halbuki 25 yıldır Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) anlaşması gereği Türkiye ile bölge ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşması var. AB komisyonu herhangi bir dayanağı olmayan soruşturmalarla bu anlaşmayı açık bir şekilde ihlal ediyor. Hükümetimizden bu ihlalin hesabını ülkemizin yararına olacak şekilde hukuk yoluyla sormasını talep ediyoruz. Birlik, Türkiye’den çelik ithalatını durdurmak adına elinden ne geliyorsa yapıyor.” diye konuştu.
Avrupa Birliği ülkelerine 2019 yılında 2,5 milyon ton sıcak rulo sac ihraç edildiğini belirten Aslan, şu açıklamalarda bulundu:
“Bu soruşturma, Avrupalı çelik üreticilerinin yıllardır AB komisyonu üzerinde yapmış oldukları baskının bir sonucu. Avrupa çelik sektörü yaşlanmış ve rekabet gücünü oldukça yitirdi. Bu sebeple dünya arenasında diğer ihracatçı ülkelerle rekabet edemez duruma geldiği için kendi iç pazarına çekilmek zorunda kaldı. Kendi iç pazarında da rekabet gücünü yitirince bunun sonucu olarak birçok üretim tesisi küçülmek, kapanmak ya da el değiştirmek zorunda kaldı. Avrupalı çelik üreticilerinin varlıklarını sürdürmenin gereği olarak pazarlarının korunması gerektiği düşüncesi ile AB komisyonu nezdinde girişimleri beş yıldır devam ediyor."
Aslan, AB ülkelerinin Türkiye’ye ihracatında bu senenin ilk çeyreği özelinde % 100 artış olduğunu ifade ederek, bu süreçte Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine olan çelik ihracatının da % 30 düştüğünü belirtti.
Bunun manidar olduğuna dikkat çeken Aslan, ifadelerine şu sözlerle devam etti:
"Türkiye ihracat anlamında en deneyimli ve en büyük iş bağlantılarına sahip ülkelerden biri ancak son yıllarda korumacılık rüzgarı dünyayı etkisi altına almış durumda. Küçülen küresel pazarda rekabet kıyasıya gerçekleşiyor. Böyle bir pazarda Rus ve Ukraynalı üreticiler yerli ham madde, enerji kaynakları ve devlet desteği, verdikleri fiyatlarla başka üreticilere yaşama hakkı tanımıyor.
Türkiye’de çelik üretmenin sürdürülebilir olmasını engellemek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Sektörümüze yapılan haksızlıklara sessiz kalmayacağız ve tüm hukuksal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Halihazırda kapasite kullanım oranı çelik sektöründe yüzde 45’ler seviyesine geriledi. Bu durum sürdürülebilir değil. Yüzde 70 kapasite kullanım oranının altında çalışan bir sektör yok olur ve çelik üretmeyen ülkelerde olduğu gibi sanayinin can damarı kesilir.”
Birlikten gelen açıklamaya göre, Avrupa Birliği’nin, Türkiye'den ithal edilen bir takım çelik ürünlerde damping yapılıp yapılmadığını tespit etmek için başlattığı resmi soruşturma, Türk çelik sektörünü faaliyete geçti.
Açıklamada fikirlerine yer verilen ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, “Avrupa Birliği, bu soruşturma ile Türk çelik sektörüne olan hasmane tutumunu açıkça sergilemiş oldu. Çelik sektörü olarak haksız uygulamalara karşı tüm hukuki haklarımızı kullanacağız.” diye konuştu.
Aslan, “Halbuki 25 yıldır Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) anlaşması gereği Türkiye ile bölge ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşması var. AB komisyonu herhangi bir dayanağı olmayan soruşturmalarla bu anlaşmayı açık bir şekilde ihlal ediyor. Hükümetimizden bu ihlalin hesabını ülkemizin yararına olacak şekilde hukuk yoluyla sormasını talep ediyoruz. Birlik, Türkiye’den çelik ithalatını durdurmak adına elinden ne geliyorsa yapıyor.” diye konuştu.
Avrupa Birliği ülkelerine 2019 yılında 2,5 milyon ton sıcak rulo sac ihraç edildiğini belirten Aslan, şu açıklamalarda bulundu:
“Bu soruşturma, Avrupalı çelik üreticilerinin yıllardır AB komisyonu üzerinde yapmış oldukları baskının bir sonucu. Avrupa çelik sektörü yaşlanmış ve rekabet gücünü oldukça yitirdi. Bu sebeple dünya arenasında diğer ihracatçı ülkelerle rekabet edemez duruma geldiği için kendi iç pazarına çekilmek zorunda kaldı. Kendi iç pazarında da rekabet gücünü yitirince bunun sonucu olarak birçok üretim tesisi küçülmek, kapanmak ya da el değiştirmek zorunda kaldı. Avrupalı çelik üreticilerinin varlıklarını sürdürmenin gereği olarak pazarlarının korunması gerektiği düşüncesi ile AB komisyonu nezdinde girişimleri beş yıldır devam ediyor."
Aslan, AB ülkelerinin Türkiye’ye ihracatında bu senenin ilk çeyreği özelinde % 100 artış olduğunu ifade ederek, bu süreçte Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine olan çelik ihracatının da % 30 düştüğünü belirtti.
Bunun manidar olduğuna dikkat çeken Aslan, ifadelerine şu sözlerle devam etti:
"Türkiye ihracat anlamında en deneyimli ve en büyük iş bağlantılarına sahip ülkelerden biri ancak son yıllarda korumacılık rüzgarı dünyayı etkisi altına almış durumda. Küçülen küresel pazarda rekabet kıyasıya gerçekleşiyor. Böyle bir pazarda Rus ve Ukraynalı üreticiler yerli ham madde, enerji kaynakları ve devlet desteği, verdikleri fiyatlarla başka üreticilere yaşama hakkı tanımıyor.
Türkiye’de çelik üretmenin sürdürülebilir olmasını engellemek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Sektörümüze yapılan haksızlıklara sessiz kalmayacağız ve tüm hukuksal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Halihazırda kapasite kullanım oranı çelik sektöründe yüzde 45’ler seviyesine geriledi. Bu durum sürdürülebilir değil. Yüzde 70 kapasite kullanım oranının altında çalışan bir sektör yok olur ve çelik üretmeyen ülkelerde olduğu gibi sanayinin can damarı kesilir.”
Haber365
bilgi@haber365.com.tr
DİĞER Ekonomi HABERLERİ