Cape Town, Güney Afrika’da bulunan ve Güney Afrika Parlamentosu’na ev sahipliği yapan, kimilerince “cennet şehir” olarak anılan Afrika’nın başkenti ve en eski şehridir. Tüm güzellikleriyle birlikte gelin bu güzel şehri biraz daha yakından inceleyelim.
1. ROBBEN ADASI MÜZESİ
Irkçılık probleminin baş gösterdiği olan Güney Afrika Bölgesi, sömürülerin de hedef noktası olmuştur. Ülkenin ilk siyahi cumhurbaşkanı seçilen Nelson Mandela, siyasi sebeplerden ötürü müze olmadan önce Robben Adası Hapishanesi olarak bilinen bu yapıya sürgün edilmiştir. Kaynaklara göre hapishane içerisinde hiçbir kadın mahkum kalmamış, deyim yerindeyse bu yapı erkek hapishanesi olarak işlev görmüştür. Hapishaneden kaçış neredeyse imkansız olup; ancak bot yardımıyla adadan çıkış bulunmaktadır. Çok korunaklı bir hapishane olan bu bölge, 5 keskin nişancı kulübesiyle de gözlenmekte imiş. Günümüzde müze olarak kullanılan bu mekana adım attığınız andan itibaren özgürlüğünüzün kısıtlandığı duygusuna kapılmanız muhtemeldir. Müzenin en ilginç yanı, müzeyi gezdirenlerin bir zamanlar Robben Adası Hapishanesi’nde olan kişiler olması. Hem ürküp hem de duygu yoğunluğu yaşamak isteyenleri Robben Adası Müzesi’ne bekleriz.
2. GOOD HOPE KALESİ MÜZESİ
Güney Afrika Bölge’sinde inşa edilmiş tek kale olarak karşımıza çıkan Good Hope Kalesi, önceden ticari amaçla inşa edilmiş olup; şu anda müze olarak hizmet vermektedir. Fakat kalenin mimari yapısı incelendiğinde kalın duvarları, askeri bir amacın da olduğunu ortaya koymaktadır. Kalenin kapısına bakıldığında iki heykel göze çarpmaktadır; devletin gücünü ve adaletini simgeleyen bu semboller ile bu yapının çok amaçlı olduğunu söylemek mümkündür. Kalenin mimari geçmişi göz önüne alındığında kalenin, yerli halk tarafından değil, sömürgeci Avrupalı devletler tarafından yapıldığı belirlenmektedir. Müze içerisinde o döneme ait mobilya, eşya, seramik, eser ve tablolar yer almaktadır. Çok amaçlı Good Hope Kalesi Müzesi ile beynini çok yönlü kullananlar eşsiz bir bütünlük yakalayacaklardır.
1. IZIKO MÜZELERİ
Buraya yapacağınız ziyaret, içerisinde barındırdığı 12 müze ile sizi tarihi bir bombardımana sokacaktır. Özellikle Hollanda sömürgesinden izler taşıyan bu yapılar, sizi 17. yüzyıla götürecek; orada kalmak istemenize bile sebep olacaktır. Iziko Müzeleri, tüm tarihi birikimi ile sizi karşılayacak ve tüm ziyaretçiler bu müzede kendilerinden bir parça bulma şansı yakalayacaklardır.
2. CHAVONNES PİL MÜZESİ
Yapılış amacı askeri olmakla beraber, ülkenin korunma merkezi olan Chavonnes Pil Müzesi, şu anda hem arkeolojik bir müze hem de etkinlik mekanı olarak faaliyet göstermektedir. Bu yapı, düşmanları püskürtmek amacıyla topların alevlendirildiği bir yapı olarak işlev görmüştür. Pil olarak Türkçe’ye çevrilmiş olan müze isminin, kumandalarımıza taktığımız pille uzaktan yakından bir alakası bulunmamaktadır. Belki de bilgisayar oyunlarındaki gibi; güç ve can bataryasının doldurulduğu bir yer olarak görülüp bu ismi almıştır. Bu gizemi çözmek ve aydınlanmak için tüm Sherlock Holmesleri, Chavonnes Pil Müzesi’ne bekliyoruz.