Koronavirüsle mücadelede en önemli yöntemlerimden biri maske ve mesafe kuralları. Ancak toplumun büyük bir bölümün aşılanmasıyla akıllara ‘maskeler ne zaman çıkacak?’ sorusunu geti
Dünyayı etkisi altına alan koronaviürsle mücadelede, salgının başından beri en etkili yöntemlerden biri maske ve mesafe kuralı. Salgınla mücadelede ise yapılan kovid-19 aşıları ise yaz aylarında maske kullanmaktan bunalan vatandaşların aklına ‘maskeler ne zaman çıkacak?’ sorusunu getirdi. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, maske kullanımı hakkında merak edilenleri cevapladı.
EYLÜL AINDA MASKELER ÇIKACAK MI?
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Twitter üzerinde paylaştığı, bağışıklığın sağlanmasıyla eylülde maskelerin çıkartılabileceği yorumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Akın yaptığı açıklamada, 'Eğer toplum aşı programını takip etmezse, umurunda olmazsa, kurarsa Eylül ayında maskeleri çıkaramayız' şeklinde konuştu. Kademeli normalleşme sürecinde en riskli yerlerin kapalı mekanlar olduğunun altını çizen Akın, 'Kapalı mekanların açılmasını belki geciktirebilirdik’ dedi.
Salgının önüne geçebilmek ve herkesi bunaltan maskelerden kurtulmak için toplumsal bağışıklığın oldukça önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
‘Toplumda aşılama oranı çok yüksek olması lazım. Taşıyıcı kişilerin muhakkak test sayıları ile takip edilmesi lazım. Eğer toplum aşı programını takip etmezse, umurunda olmazsa, 'Aşı olmasam da olur, bak hastalık gözükmüyor' diye boş vermişlik üzerine yaşamını kurarsa eylül ayında maskeleri çıkaramayız. Var olan program uygulandığı sürece koronavirüs pandemisiyle ilgili mücadelede başarı elde ederiz. Eylül- ekime doğru durumu tekrar değerlendiririz; ama hayalimizde bizim de o var. Toplumda muhakkak hem kurallara uyması hem de aşı sırası geldiğinde ivedilikle aşısını olması lazım ki bunlar gerçekleşsin’ şeklinde konuştu.
KADEMELİ NORMALLEŞMEDE KAPALI MEKANLAR ÇOK ÖNEMLİ
1 Haziran itibariyle başlayan yeni normalleşme sürecinde, bir süredir kapalı olan mekanlar tekrar hizmete başladı. Bu dönemde en büyük riskin kapalı mekanlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akın, devam etti:
‘Eğer enfekte kişiler giriyorsa ki giriyor; kapalı mekanlarda ne kadar uzun süre kalırsanız o enfekte kişinin kapalı mekandaki havaya saldığı ya da verdiği virüs miktarı artıyor. Kapalı mekanlar da açılabilir; ama muhakkak kapalı mekanları kullanan kişiler hem kısa süre orada kalmaları hem de mesafelere dikkat etmeleri lazım. Olabildiği kadar havalandırmanın iyi olması lazım. Bu yüzden de kapalı mekanların açılmasını belki geciktirebilirdik. Ben özellikle spor salonlarına çok takılmış durumdayım. Spor salonlarında o egzersiz yapan kişiler maskelerini çıkarıyorlar; ama egzersiz yaparken nefes alma-verme sayısı ve derinliği artıyor. Daha fazla mikrop verme şansınız var. Mesafeler de kontrol edilmezse spor merkezlerinden çok vaka görülebilir. Biz bunu ocak-şubat ayında gördük. Spor merkezleri açıktı. Oralardan çok fazla hastanemize vaka geldiğini biliyorum. O yüzden ya bu spor merkezlerine gitmemek lazım ya da tenhalığını sağlayacak mekanizmalara ihtiyacımız var’ diye konuştu.
AŞIYA TEŞVİK ÇALIŞMALARINA DEVAM
Mekan işletmecilerinin bu dönemde ne kadar zor günler geçirdiğinin altını çizen Akın, kapalı mekan sahiplerinden 2 şey beklediğini belirtti ve devam etti:
Kovid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde yazılan kurallara çok sıkı sıkıya uymaları lazım. Ayrıca muhakkak gelenleri aşıya da teşvik etmeleri lazım. Eğer aşılı kişiler spor merkezlerine geliyorsa daha güvende olurlar. 'Şu anda benim sektörüm, dükkanım kapalı, ekonomik olarak sıkıntı çekiyorum' diyenler haklılar; ama bir yandan da bu sektörün yaşaması için onların da üzerine düşen görev, bu sektörden hizmet ya da mal alanların aşı olmalarını teşvik edecek işler yapması lazım. Esnaf ve sanatkarlar, düğün salonu sahipleri gibi bunlar 'Benim sektörüm açılsın' demesinler; onlara gelenlere ya da kendi var oldukları çevrelerde aşıyı muhakkak teşvik etmeleri lazım. Yoksa toplumdaki vaka sayısı arttığı zaman ilk yapılan şey, kapalı mekanlardaki aktiviteleri durdurmak oluyor. O yüzden 'Lütfen herkes aşı olsun' diye bu konuda aşı çalışmalarına destek versinler. Bulundukları yerde 'Aşı olmadan girerseniz riskiniz var' gibi yazılar yazabilirler. Çevrelerine aşı olmalarını söyleyebilirler. Salonlarına ya da kapalı mekanlarına ‘Lütfen aşı olun’ gibi yazılar asarak aşıya da teşvik etmeleri lazım’ dedi.