21.12.2021-08:58 (Son Güncelleme:21.12.2021-09:41)

Beyin Arızası Salgını Nedir?

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, 'beyin arızası salgınının' önümüzdeki dönemlerde yaygın bir problem haline geleceğini ifade etti. Detaylar haberimizde...

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, 'beyin arızası salgınının' önümüzdeki dönemlerde yaygın bir problem haline geleceğini ifade etti.

Müftüoğlu, "Aklımız beyinlerimiz sadece 'düşünce zincirlerimiz' bakımından değil 'odaklanma, öğrenme ve anımsama' yeteneklerini de bana göre sinsice kaybediyor" diyerek yaklaşan tehdide parmak bastı.

BEYİN ARIZASI SALGINI YAKLAŞIYOR!

Prof. Dr. Müftüoğlu kaleme aldığı yazısında, şu ifadelere yer verdi: "Aklımız beyinlerimiz sadece 'düşünce zincirlerimiz' bakımından değil 'odaklanma, öğrenme ve anımsama' yeteneklerini de bana göre sinsice kaybediyor. Bu olumsuz gidişin pek çok sebebi olsa da ilk sırayı 'kaygı, endişe meselesi' alıyor. Kaygı ve endişe problemi öncelikle de çocuklar ve yaşlılarımızı tehdit ediyor. Kısacası daha önce de sık sık gündeme getirmeye çalıştığım 'beyin arızası salgını', önümüzdeki dönemin öncelikli sağlık probleminden biri haline gelecek gibi görünüyor."

TÜRKİYE SEROTONİN AÇLIĞININ SINIRINDA!

Sağlık Bakanı'nın "Sinirsel bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçların satışında muazzam bir artış var" açıklamasını anımsatan Müftüoğlu, sözleri şöyle sürdürdü: "Ruh sağlığı uzmanlarına göre, depresyon, anksiyete ve benzeri psikiyatrik bozukluklar ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Yetişkinlerimizde depresyon, uyku bozuklukları yaşlılarımızda bellek kaybı (demans ve Alzheimer meseleleri), çocuklarımızda dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi meseleler neredeyse tavan yapmış durumda. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanımız da açıkladı: Sinirsel bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçların satışında muazzam bir artış var. Bu bilgiyi ilaç endüstrisinin açıkladığı rakamlar da doğruluyor. Geçtiğimiz 2 yılda antidepresan ilaçların satışında inanılmaz bir patlama yaşanmış. Kısacası çoluk, çocuk, yaşlı, genç, yetişkin çoğumuz muazzam bir tehditle 'serotonin açlığı meselesi' ile karşı karşıyayız ve bu açlık bizi toplumsal bir mutsuzluğa doğru sürüklüyor."

Haber365
bilgi@haber365.com.tr