Bayramda Tatlıları Bal İle Hafifletin
Bayramlarda bolca tüketilen geleneksel tatlıların, içerisinde barındırdığı un ve şeker birçok sağlık sorununa neden olur. Uzmanların uzak durulması gerektiğini söylediği üç beyazı da barındıran bu gıdaları bazı değişikliklerle hafifletmek mümkün. Detaylar haberimizde…
Ünlü şeflerin de şeker yerine tercih ettiği katkısız bal, tatlıların hem vitamin bakımından zenginleşmesini sağlıyor hem de daha doğal hale getiriyor. Katkısız balın şeker ihtiyacını en doğal şekilde karşıladığını ifade eden Bal Gurmesi Ahmet Bağran Aksoy, balın hamur ve süt tatlılarında gönül rahatlığıyla kullanılabileceğini söyledi.
HAMUR VE SÜT TATLILARINDA BAL NASIL KULLANILIR?
Hamurdan oluşan tatlılarda 3 beyaz olarak bilinen beyaz un, rafine şeker ve tuzun kullanılmadan da hazırlanabileceğini ifade eden Aksoy, “Bayram kültürümüzün önemli bir parçası olan tatlılarımızı, sağlığımızı korumak için hafifletmemiz gerekiyor. Hamur tatlılarında beyaz un yerine daha sağlıklı siyez unu ve karabuğday unu kullanabiliriz. Tuzu mümkün olduğunca azaltmalıyız. Hamur tatlılarının şerbetinde ise dünyadaki birçok hastalığın sebebi olan rafine şeker yerine ham bal ile hazırlanan şerbetleri tercih etmeliyiz. Ham ve katkısız bal ile hazırlanan tatlı şerbeti vitamin, mineral ve protein bakımından rafine şeker ile hazırlanan şerbete göre daha besleyici ve doğaldır. Bu şekilde hamur tatlılarını hafifletebiliriz. Ham ve katkısız bal keza kazandibi, tavukgöğsü, muhallebi ve keşkül gibi birçok süt tatlısında da gönül rahatlığıyla kullanılabilir,” dedi.
AİLE BÜYÜKLERİNE ŞEKER YERİNE BAL GÖNDERİN
Bayram ziyaretlerinde aile büyüklerine içeriğinde birçok katkı maddesini barındıran şekerlemelerin götürülmesinin yanlış olduğunu belirten Ahmet Bağran Aksoy, rafine şeker ürünlerin kronik rahatsızlıkları olan kişiler için tehlike arz ettiğini söyledi. Bu bayramda Covid-19 salgınından dolayı ziyaretlerin yapılamayacağını hatırlatan Aksoy, “Büyüklerimize ve sevdiklerimize bu bayramda katkısız ham bal gönderebiliriz. Böylece geleneklerimizi sürdürürken sevdiklerimizin sağlığını da koruyabiliriz.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 2017’de yayınladığı obezite raporuna göre dünyanın yüzde 19,5’i obez olarak kayıtlara geçiyor. Türkiye ise yüzde 22,3 ile dünya ortalamasının üstünde yer alıyor. Bu rakamlar bize obezite ile mücadelede beslenme alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini ifade ediyor,” diye konuştu.