20.01.2022-15:36 (Son Güncelleme:20.01.2022-17:43)

Balat’ta Müze Gibi Bir Evde Yaşayan Ruhiye Teyze, Öldükten Sonra Eşyalarının Kullanılmasını İstedi

Balat’ta ikamet eden 80 yaşındaki Ruhiye Ceylan, evinin her köşesindeki eşyayı kendi el emeğiyle yaptı. Ceylan, vefat ettikten sonra adeta antikayı andıran eşyalarının satılmamasını; çocuklarının ve arkadaşlarının kullanmasını istedi.

İstanbul, Balat'ta yaşayan 80 yaşındaki Ruhiye Ceylan, Fatih Belediyesi'nin açtığı kurslar sayesinde evindeki tüm eşyaları kendi el emeğiyle yaparak evini adeta bir müzeye dönüştürdü.

Vitrininden gardırobuna, konsolundan mutfak dolabına kadar pek çok eşyasında kendi emeği olan Ruhiye Ceylan; ahşap boyama, kumaş boyama, takı tasarım ve üç boyutlu kâğıt rölyef kurslarına 20 senedir gidiyor. Yaptığı tasarım eşyalarla evinde nostalji hava oluşturan Ruhiye Ceylan; öldükten sonra eşyalarının satılmamasını, çocuklarının ve arkadaşlarının kullanmasını istedi.


20 SENEDİR KURSLARA GİDİYORUM

Fatih Belediyesi'nin açtığı bir çok kursa gittiğini belirten Ruhiye Ceylan: “Yeni bir kurs açıldığını geçerken gördüm. Ne yaptıklarını sorduğumda ahşap boyama yaptıklarını söylediler. Sonra ben de 2001'de başladım. Kumaş, ahşap boyamaya ve takıya gittim. Yaptığım çok takı var. Gördüğümü ve özendiğimi yaptım. Evin her tarafını doldurdum. Mobilyam ve yatak odam başkaydı, boya yoktu. Kursa gittikten sonra, kitaplarda gördüklerimi yapabilir miyim dedim ve yaptım. Kendim uğraştım, yaptım. Üç boyutlu kâğıt rölyefe de gittim. 20 sene gittim ve epey uğraştım.” şeklinde konuştu.

YAPTIĞIM TAKILARI SATIP UMREYE GİTMEK İSTİYORUM

Yaptığı takıları satmak ve kendi kazandığı parasıyla umreye gitmek istediğini söyleyen Ruhiye Ceylan: “Şimdi eğlenmek için gidiyorum. İnsan oralara gidince arkadaş ediniyor. Mesela ben çok arkadaş edindim. Herkese tavsiye ederim, evde oturacaklarına gitsinler. Ben oturup televizyona bakamam. Evde de bazı şeyler vardır, yaparım. Bizim başta satış yerimiz vardı, ahşaptan bayağı satmıştık. Sadece evime değil, iki çocuğumun evine de yaptım, arkadaşlarıma hediye ettim. Şimdi satacak yer yok. Fatih Belediye Başkanına bize bir yer göstermelerini söyledim çünkü bizde her yer çok doldu. Takılarım mesela çok doldu. Gelen arkadaşlarım alıyor, satıyorum onlara ve ben iyi boncuklarla yapıyorum. Satılacak eşyam var, satılmayacak eşyam da var tabii, kendime kalanlar da var. Satayım da umreye gitmek istiyorum. Bir kere beni oğlum gönderdi. Bir de kendi paramla gitmek istiyorum.” ifadelerine yer verdi.


İNSAN KENDİ YAPTIĞI ZAMAN KIYAMIYOR

Öldükten sonra el emeği ile yaptığı eşyalarını, çocuklarının ve arkadaşlarının kullanmasını isteyen Ceylan: “İnsan kendi yaptığı zaman kıyamıyor. Nasıl yapıldığını biliyorum. Çok zor oluyor. İyi bir kutu yapmak için bile günlerce uğraşıyorsun. Artık çocuklarım bilir. İsterlerse satarlar. Zamanla bunlar tarihi eser olacak. Kullansınlar istiyorum. Çocuğuma tembih ederim, alacaklarını alsınlar sonra arkadaşlarım isterlerse verirler. Şimdi bile istiyorlar. Ben özenerek kendim için yaptım, 10 senedir kullanıyorum. Allah ömür verirse birkaç sene daha kullanırım. Fatih Belediyesi'ne çok teşekkür ederim. Fatih Belediye Başkanına özellikle teşekkür ediyorum. Ben kursa ilk gittiğim zaman doğal gaz, kâğıt, çay, şeker yoktu. Allah razı olsun 3 senedir kâğıt, şeker, çay var. Çaycı almış, her tarafı düzeltmiş.” dedi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr