ABD’de çeşitli toplantılara katılan ve temaslara katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CNN International’e yaptığı açıklamada enflasyona dair dikkat çeken ifadelerde bulundu. Bakan Şimşek, "Enflasyonu yenmek, enflasyonu düşürmek zaman alır. Para politikası gecikmelerle çalışır. Aşağı inecek. Yılın ikinci yarısında bunun kanıtlarını göreceksiniz. Önümüzdeki üç yılda fiyat istikrarını sağlamak için gerekli tüm adımları attık. Yani bu bir süreç ama oraya varacağız" ifadelerini kullandı.
Seçim sonrası programımızı daha da sahiplendik
Haber7’de yer alan habere göre; Bakan Şimşek, enflasyonla mücadelelerinin en önemli öncelikleri olduğunu tekrarlayarak, "Seçim sonrası programımıza olan sahiplenme hissi daha da güçlendi. Çünkü insanların mesajı net: Enflasyonu düşürün. Enflasyon, en yıkıcı vergilendirme biçimidir ve aynı zamanda gelir eşitsizliğinin temel nedenidir. Dolayısıyla enflasyonu düşürmek, orta vadeli ekonomik programımızın özünü oluşturuyor" ifadelerine yer verdi.
Mali disiplini yeniden sağladıklarını belirten Şimşek, enflasyonu düşürürken büyümeden de vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, "İşler şöyle ilerleyecek... Uzun vadede büyüme ile enflasyon arasında herhangi bir ödün verme söz konusu değildir. Aslında 20 yıl önce enflasyonu düşürdüğümüzde, Türkiye'nin 20 yıllık reel büyüme oranını önceki 20 yıla kıyasla neredeyse yüzde 1.5 puan artırdık. Dolayısıyla sürdürülebilir yüksek büyüme hızının en iyi yolu fiyat istikrarıdır" şeklinde konuştu.
Geceleri bizi uyanık tutuyor
Bakan Şimşek, >Orta Doğu'daki tansiyonun ekonomiye etkileri hakkında konuşan Şimşek, gerilimin artmasının, gerçek enerji fiyatlarını ve tedarik zincirlerindeki aksamaları olumsuz yönde etkileyebileceğini vurgulayarak İsrail yönetimine tepki gösterdi. "Bu durum bizi geceleri uykusuz bırakan bir husus çünkü gerilimin yükselmesi, gerçek enerji fiyatlarını ve tedarik zincirlerini etkileyebilecek en kötü senaryodur. Bu istenmeyen bir durumdur. Ancak bir diğer önemli nokta; uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmemesinin birçok gerilime neden olduğudur. Bölgedeki halkların radikalleşme riski düşük değil ve bu sebeple dünyanın harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu, İsrail'in uluslararası insancıl hukuka saygı göstermesi gerektiği anlamına geliyor" dedi.