Avrupalı ülkelere ihraç ediliyor, yıllık geliri vatandaşı sevindiriyor!
Yerin 100 metre altından çıkarılan ve rezervinin yüzde 85’inin Eskişehir’de yer aldığı Lüle taşı, ustaların ellerinde işlenip farklı türde eşya haline getirilerek Amerika Birleşik Devletleri ve Çin öncelikli olmak üzere çeşitli ülkeye ihraç ediliyor.
Beyaz altın ya da deniz köpüğü ismiyle de anılan Lüle taşı, 3 bin senelik geçmişiyle Eskişehir’de her yıl çıkarılıyor. Söz konusu taş, şehir merkezine yakın olan, Sarısu, Yenişehir, Karaçay, Söğütçük, Beyazaltın, Nemli, Kümbet, Kepeztepe, Karatepe ve Karahöyük mahallelerinde, yaklaşık 100 metre derinlikten toplanıyor. Taşlar, bu konuda yıllarını vermiş ustalar tarafından işlenip pipo, tespih, biblo gibi süs eşyaları halini alıyor. Lüle taşından meydana getirilen ürünler, yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı olan tarihi Odunpazarı evlerinin yer aldığı sokaklardaki dükkanlarda satılırken, büyük bir kısmı da ABD ve Çin gibi ülkelere ihraç ediliyor.
Yıllık ihracat geliri 5 milyon dolar
Lüle taşı ustası Görkem Yılmaz, son yıllarda lüle taşı bulmakta zorlandıklarını ve taşların çıkartıldığı kuyularda düşüş yaşandığını belirterek, "Bu iş, bizim baba mesleğimiz. Doğduğumuzdan beri bu işin içindeyiz. Mevcuttaki kuyularımız çok azaldı. Çünkü açık olanlar da başka maden sahiplerinin elinde olduğu için kazılmasına izin vermiyorlar. Bundan dolayı da biz taş bulmakta çok zorlanıyoruz. Dünyada sadece Eskişehir yöresinde çıkan bir taş bu. Çok değerli bir maden ve yurt dışından çok fazla talep görüyor. Özellikle Çin ve Amerika’dan çok fazla lüle taşı siparişi alıyoruz. 2018 yılından sonra Çin ve Amerika'nın lüle taşına yoğun ilgi göstermesi sayesinde Eskişehir genelinde tüm ustaların yaptığı işleri sayarsak 1,5 milyon Dolar olan ihracatımız şu anda 5 milyon dolara ulaştı. En çok pipo, sigara ağızlığı, puroluk gibi tütün içmeye yarayan ürünler tercih ediliyor. Şu anda en büyük pazarımız Çin olmaya başladı. Çok büyük rağbet var. Kuyulara inecek işçi bulunamadığı için siparişleri karşılamakta zorlanıyoruz. Bizim mesleğimiz kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek." ifadelerini kullandı.
Yeni jenerasyon eskisi gibi değil
Henüz yüzde 70’lik rezervin yerin altında bulunduğunu söyleyen Yılmaz, "Lüle taşı rezervimiz çok. 300 yıldır kazılıyor ve yüzde 70’lik rezerv hala yerin altında. Daha çok fazla rezervimiz var ama bunu kazan insan kalmadı. Taşı bizim rahatça çıkartabilmemiz için devlet tarafından bir yol sunulması gerekiyor. Ayrıca işleme ustaları da azalıyor. İnsanlar ışık göremiyor. Yanımıza çırak alacağız, çırağın eline taş vermeye korkuyoruz. Eskişehir’de lüle taşı işleyen 60 civarında lüle taşı ustası var. Yeni jenerasyon da geliyor. Benim gibi genç arkadaşlar da mevcut ama onlar da 5 kişiyi geçmez." dedi.
Eleman sıkıntısı var
Lüle taşının rezervinden ziyade ocakta insanların şehre göç etmesi sebebiyle çalışacak eleman kalmadığını vurgulayarak, "1963 yılından beri bu meslekle uğraşıyorum. Lüle taşının rezervinde sıkıntı yok ama ocakta çalışan yok. Eskiden çok fazla çalışan vardı ama şimdi çoğu şehre göç ettiği için çalışacak kimse kalmadı. Yaşlılar da işi bıraktılar. Köylerde çalışan olmadığı için ham madde sıkıntısı yaşanıyor. Yoksa rezerv var. Eskiden hep Danimarka, Almanya, İngiltere gibi Avrupa ülkelerine ihraç ederdik ama şimdi Çin öne geçti." şeklinde konuştu.