Malzemeleri özel oyma bıçakları ile işleyen Çiçek, Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu'nda eğitimine devam ederken yağlı boya resim sanatına başladı.
1977 yılında bir dergide bir yıl boyunca karikatür çizen Çiçek, uzun süre ara verdiği sanata önce kilden sonra ahşaptan heykeller yaparak yeniden başladı.
10 yıl boyunca tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki dükkanında taş işlemeciliği ve takı tasarımı ile uğraşan Çiçek malzemelerini bazen bit pazarından bazen bir çöp tenekesinden buluyor.
Bufalo dişinden geyik boynuzuna, köpek kafatasından ceviz ve şeftali çekirdeğine kadar birçok farklı atıkla maske, takı ve heykel yapan Çiçek, atıkları işleyerek, onlara ruh katıyor.
Çiçek, "İnsan hep dışarıda arıyor ama insan evde de yapacak bir hobi bulmalı. Zamanımı doğru değerlendirmeye çalışıyorum. Proje aşaması çok önemli, daha sonra tamamlanması işin büyüklüğüne göre bir hafta ile bir ay arasında değişiyor. Daha çok insan suratı işliyorum, bence ifade ve mimik çok önemli. Ben böylelikle heykele, objeye duygu vermiş oluyorum. Zaman zaman gülüyor, zaman zaman acı çekiyor. Doğanın dilini anlatmaya çalışıyorum. Doğa bize, 'Beni hor kullanmayın' diye sesleniyor. Malzeme her yerde. Bulmakta zorlanmıyorum, yeter ki bakış ve niyet olsun. Günde 3-4 saat çalışıyorum, iki üç günde bir de bir obje yapıyorum. Kemiklerle ilgili veya atık malzemelerle ilgili bir müzede eserlerimin sergilenmesini istiyorum" diye konuştu.