Aşı Uygulaması Rehavete Neden Olmasın!

Türkiye’de yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı toplumsal bağışıklığın kazandırılabilmesi için aşı uygulamalarına başlandı. Şu ana kadar 2.5 milyondan fazla kişiye aşı uygulandı. Ancak, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, aşı olan kişileri de uyararak rehavete kapılmaması gerektiğini belirtti. Taşova, virüsün alınıp başka insanlara tanışma riski olduğunun altını çizerek, önlemlere uyulmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.

Salgınla mücadelede ilk kural maske kullanımıydı ve toplumun büyük bir bölümü buna uyum sağladı. Fakat maskeyi doğru takmanın da son derece önemli olduğunu vurgulayan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, ‘Maskeyi doğru kullanın. Burnun altında olmasın. Maskeye sık sık dokunmayın. Dokunacağınız zaman elinizi yıkayın.

Toplumda maske evet daha iyi uygulanıyor ama bakıyorum, eller çok sık maskenin üzerinde. El hijyenine daha az dikkat ediliyor. 'Maskemi taktım bana nasıl bulaştı' deniyor ama el hijyenini ihmal ediyorsanız bu kez temas yoluyla, bir yerlere dokunup maskeye ya da gözünüze, yüzünüze dokunduğunuzda geçiş olacaktır. Öncelikle buna dikkat edilmesi gerekir’ dedi.

Aşı olunsa dahi maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulmaya devam edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yeşim Taşova, aşı olan kişinin virüse yakalanarak sağlıklı kişilere taşıyabileceğini belirtti.

Taşova, aşının rehavetine kapılmamak gerektiğinin altını çizerek konuşmasına şöyle devam etti:

‘Aşı ile beraber tamamen hastalanmayı engellemiyoruz. Virüsü alabiliriz. Aşı, bizim bu virüsü semptomsuz tekrar geçirmemize ya da hafif semptomlu geçirmemize neden olabilir. Bir kısmında bunlar hiç olmayabilir. Bunun yanı sıra aşılı bile olsanız virüsü diğer insanlara taşıyabileceğimiz gerçeğini de unutmamak lazım. Aşıya bağlı rehavetin olmaması gerek.

Nasıl ki hasta olan kişi başkasına bulaştırabiliyor, aynı şekilde aşı olan kişi de bu virüsü tekrar alabilir. Ama kendi bağışıklık sistemi bunu tanıdığı için savaşır. Savaşırken ya hiç bulgu vermez, ya da çok hafif bulgularla devam eder. Ama kuluçka dönemi, semptomun ilk dönemi gibi dönemlerde bulaştırıcı olacaktır. Vücudunda hiç antikor olmayan birine bunu bulaştırdığı zaman sonuç kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca bu virüs mutasyona uğruyor.

Dolayısıyla ne ile karşılaştığımızı bilmiyoruz. Özellikle hastalıktan ya da aşıdan sonra tekrar enfekte olanların mutlaka mutasyon durumlarının incelenmesi gerektiğini yönünde Dünya Sağlık Örgütü'de uyarılarda bulunuyor.’