04.04.2022-12:18 (Son Güncelleme:04.04.2022-12:47)

Annesinin ölümünün ardından ağlamaktan gözleri kör olan Tevhik Celep: Ellerim benim gözlerim oldu!

Bayburt Memnune Evsen Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşayan aslen Gümüşhane'nin Şiran ilçesinden olan görme engelli Tevhik Celep ahşapları oyarak, manda, keçi, koyun, horoz, ayı gibi çeşitli hayvanların figürlerini yapıyor.

Bayburt Memnune Evsen Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşayan Tevhik Celep, bundan tam >36 yıl önce 1986 yılında annesini kaybetti. Annesini yitirmenin beraberinde getirdiği üzüntüyle 2 sene boyunca sürekli ağlayan Tevhik Celep ağlama hastalığına yakalandı.

Ağlama hastalığına yakalanan Celep, annesinin ölümünden 2 sene sonra 1988 senesinde ise ağlamaktan görme yetisini kaybederek kör oldu. Bayburt'ta ikamet eden Tevhik Celep, doğuştan görme engelli olmadığını, 34 yıldır gözlerinin görmediğini dile getirdi.

Annesinin ölümüne ağlamaktan gözleri kör oldu

Tevhik Celep, gözlerinin gördüğü yıllarda çobanlık yaptığını ve o zamanlardan aklında kalan hayvanların şekillerini hatırlayabildiği kadarıyla yapmaya çalıştığını belirterek>: "İlkokuldayken çok güzel resim yapardım. Oymacılık işine de oradan esinlenerek başladım, yeteneğim vardı çünkü. Oymacılıkla da yaklaşık 2 senedir uğraşıyorum. Salgın hastalığında (covid-19) kendime hobi edineyim, farklı bir uğraş bulayım, zaman geçsin dedim, o şekilde ahşap oyma işine başladım. Şimdi ahşaplarla, tahtalarla uğraşıyorum, vakit geçiriyorum." ifadelerinde bulundu.


Ellerim benim gözlerim oldu

Gözleri görmeyen Tevhik Celep, gözlerinin gördüğü yıllardan aklında kalan bütün hayvanları ahşaba işleyebileceğini belirterek: "Camışların, sığırların dövüşme şeklini yaptım, koyun, keçi yaptım. Ağaç neye benzerse, neyin şeklini verebilirsem yapıyorum. Benim gözüm görmüyor, neye benzediklerini göremiyorum, görenler bu horoza benziyor, bu ineğe, ayıya benziyor diyorlar. Gözümün gördüğü zamanlarda hayvanların şekilleri hep hatırımda, hayalimde kaldı. Çobanlık yaptım, hayvan baktım o hayvanların ne durumda olduğu, neresinde neyi var hepsi ta o zamanlardan aklımda kaldı. Ellerim gözlerim oldu, ellerimle ahşabı oyarak, tahtaya dokunarak yapıyorum bu gördükleriniz ellerimin eseri. 1 ayda bunları yapıp çıkaramadım çünkü elle yapıyorum. Aletlerimde yetersiz olduğu için aylarca yaptığım hayvanlar oluyor." sözlerini kullandı.


Ahşap oymacılığının yanı sıra tohumdan ceviz yetiştiren Celep, yetiştirdiği cevizleri para karşılığında satmadığını, eşe dosta hediye ettiğini ifade etti.

Doktorun ceviz ye demesi ceviz yetiştirmeme sebep oldu

Hasta olduğu dönemde doktorun kalp sağlığı açısından ceviz, kuru üzüm, kayısı yemesi gerektiğini söylemesi üzerine, akrabaları memleketi Gümüşhane'den Celep'e ceviz göndermeye başladı. Gönderilen cevizleri ekmeye karar veren Celep, kabuğundan çıkardığı cevizleri poşetlere ekerek, işe koyuldu. Cevizlerin büyüdüğünü gören huzurevi çalışanları durumu Celep'e bildirdi. Celep, poşetlere daha fazla ceviz ekmeye ve fidan yetiştirmeye başladı. Ağaçları çok sevdiğini dile getiren Celep, çocukluğundan beri ağaçlara zarar vermeyen biri olduğunu ifade etti.

2001 yılından beri fidan yetiştirdiğini vurgulayan Celep: "Ağacı çok seven biriyim, hiçbir ağacı kökünden kesmedim. Dallarından alır, fidan yetiştirirdim. Çocukluğumda arkadaşlarla hayvan otlatırdık birisi gidip değnek yapmak için ağaca zarar verse, onlara kızardım. Diyeceğim şu ki, ben çocukluktan beri ağaç seven biriyim." dedi.

Bin tane ceviz ağacı diktim kimse sahip olmadı

Celep, köyde diktiği ağaçlarınaa kimsenin sahip çıkmadığını belirterek: "Köye bin tane ceviz diktim kimse sahip çıkmadı benim de gözlerim görmediği için pek ilgilenemedim. Bazılarını kırdılar, bazıları da kurudu derken 20-30 tane dikili ağacım kaldı. Yaylamıza çam diktim, çeşme getirttik yanına epey bir uğraştık ama olmadı, başaramadık bir türlü." şeklinde konuştu.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr