Andres Iniesta: ‘Birbirimize Ne Zaman Sarılabileceğiz?’

Tanınmış spor yazarlarından Sid Lowe, Barcelona’nın efsane orta sahası Andres Iniesta ile bir röportaj gerçekleştirdi ve bu röportaj the Guardian’da yayımlandı:

“Ne zaman tamamıyla dolu, futbol oynanan bir stadyum görsem duygulanıyorum” diye konuşuyor Andres Iniesta. Barcelona’da efsaneleşen ve kariyerinde birçok başarıya imza atan eski futbolcu, coronavirüs salgını nedeniyle futboldan 54 gündür uzak kaldı.

Iniesta, Japonya’da Vissel Kobe ile en son 21 Şubat’ta sahaya çıktı. Coronavirüs salgını nedeniyle ligler önce 15, sonra 29 Mart’a alındı. Diğer alınan bir kararla 6 Mayıs’a ertelenen ligin, şu sıralarda ise 9 Mayıs’ta tekrar başlayacağı umuluyor.

Ligler devam ettiğinde ise Iniesta 36 yaşına (11 Mayıs doğum günü) girebilir. Zamanının tamamını evde geçtiğini belirten tecrübeli futbolcu, 1800 nüfuslu Fuentealbilla kasabasında yaşıyor:

“Burada insanlar, dünyada yaşanın süreci doğal bir şekilde karşıladılar ve serin kanlılar. Biz de gün boyunca evdeyiz. Küçükler okullarına internet üzerinden devam ediyor. Durumun tam anlamıyla farkında değiller. Sadece virüsün tehlikeli bir şey olduğunu biliyorlar. Virüsler, özellikle de corona salgınını düşündüğümüzde, tahmin edilemez olabiliyor. Herkes ne zaman dışarı çıkacağız veya hayat normale ne zaman dönecek diye bekliyor. Peki ya birbirimize ne zaman sarılabileceğiz? Dolayısıyla bir aşının bulunması ya da benzer bir yol açabilecek bir tedavi bir şeyler nasıl değiştirebilir? Bu soruların tamamı belirsizlik taşıyor.”

Japonya’daki olayı ise şöyle açıklıyor:

“Orası için kritik nokta Tokyo Olimpiyatları’ydı. Vaktinde doğru bir biçimde organizasyonu gerçekleştirmek için ellerinden geleni yaptılar ancak olmadı. Ligin de 9 Mayıs’ta başlamasını bekliyoruz ama bu plan sadece teoride geçerli. Bir motivasyon ile analizler, planlar, düzenlemeler ve hazırlıklar yapmak bu süreç için imkansız gibi. Çünkü kesinleşen bir plan yok ve her şey değişkenlik gösterebiliyor. Biraz karamsar gelebilir ancak bu sezonu bitirmek pek kolay değil. Umarım radikal bir şekilde işler iyiye gider ve yanılırım. Ancak tekrar başlamak bir hayli zor olacak.”

Iniesta, Liverpool gibi şampiyonluğu garanti gibi gözüken ve düşme/çıkma heyecanı yaşayan takımlar için durumun daha da zor olduğunu söyledi: “Virüs sebebiyle kısa vadede yaşanacakların ardından orta vadede sosyal ve ekonomik anlamda birçok farklı durumla karşı karşıya kalacağız. Futbol da toplumun bir parçası. Bu durumda futbolu bağımsız olarak ele almak mümkün değil. Bireysel olarak dahi doğru davranışlar sergilemeliyiz.”

Bu aşamada biyografik belgeselini bitirmeye de zaman ayıran İspanya efsanesi, “Her zaman olduğu gibi tüm şeffaflığımla içerikleri oluşturuyorum. Olumlu anlar da var, olumsuz anlar da. Samimi bir iş olduğunu düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse medyada konuştuğunu görmediğiniz annem bile belgeselde yer alıyor. Elbette bazı kişilerin ifadelerinde duygusal anlar da yaşadık” ifadelerini kullandı.

Belgeselde özellikle Barcelona’nın altın jenerasyonuyla yakaladıkları zamanın anlatılması duygu çıtasının yükselmesine neden olmuş. Messi’nin bile bu zamandan bahsederken zaman zaman duygulandığını ve sesinin değiştiğini açıkladı.

“Orada bulunduğum süreçte o inanılmaz başarıların ardından Puyol gittiğini gördüm. Valdes’in gittiğini gördüm. Böyle durumlarda kendi anınıza konsantre olur ve çok çalışırsınız. Etrafınıza kaliteli oyuncular dizerler ve devam edersiniz. İşin sonunda her şey olması gerektiği gibi yaşanır. Kendimle ilgili konuşmam gerekirse, karar alması gereken bendim. Bu yönde karar almam gerektiğini hissettim. Günün sonunda bir ilişki. Eşiniz veya bir dostunuzla olan ilişkinizde problemler olabilir ve konuşmayabilirsiniz. Eğer konuşmazsanız bir şeyler birikir ve ilişki zaten kötüye gitmiştir.”

Suçun kime ait olduğu sorusuna da yıldız futbolcu şu yanıtı verdi:

“Bu durumlara suçlu/suçsuz olarak bakmak yanlış. İşlenmiş bir suç yok ve kimse hatalı değil. İnsanlar belirli konularda farklı düşünebilir. Bu gayet doğal. Kulüplerin tarihinde farklı şeyler yaşanabilir. Bazen işler kötüye gider ve altyapıdaki gençlere fırsat doğar. Bizim dönemimizde bu yaşanmıştı. Ama sonrası 10, 11, 12 futbolcu genç kendini gösterirse bir teknik direktör ve sisteme gereksinim duyarsınız. Ancak bana sorarsanız altyapıda iyi oynayan bir oyuncu her zaman kendini gösterir ve adım adım basamakları yükselir.

Barcelona dünyanın en iyi oyuncularına sahip kulübü. Bizim yaşadığımız durumun tekrar yaşanması çok çok zor. Valdes, Puyol, Xavi ve ben oynamaya başladığımızda ekibe Busquets, Messi ve Pique eklenmişti. Bu sıra dışı bir senaryoydu. Bu ekipte herkes en başından beri Barcelona’daydı. Hepimizin karakterleri burada oluştu. Öyle bir şeydi ki, seneler içinde sahada tekrar buluştuk. Tabi ki Valdes, Puyol ve Xavi tekrar en başa, evlerine, dönmek durumunda hissettiler. Çünkü aksi garip olurdu.”

Peki ya sen?